İstanbul trafiğine rağmen Büge hızlıca Efkan Dağlının evine vardı, uzaktan plakayı görünce ayağa kalktım. Önümde durdu, kapıyı açıp içeri girdim.
''Eve, lütfen''
Sesimin çokça bitkin çıkmasına engel olamamıştım. Şuan hiç halimin olmadığının o da farkındaydı, bir ton soru sormak yerine kafasını sallayıp gaza bastı. Caddeye girer girmez, arabanın sallantısıyla beraber göz kapaklarım düşmeye başlamıştı. Kendimle savaşmadım hiç, kafamı cama yaslayıp bilincimin bedenimden çıkmasına izin verdim..
Ne kadar geçti üstünden bilmiyorum, gözlerimi tekrar açabildiğimde, eve çok yakındık. Gözlerimi ovuşturdum, sonra Büge'ye çevirdim. Yola odaklanmıştı. Kaşlarını çatıp kömür gözlerini kitlemişti. Arabayı park edene kadar hiç ses çıkarmadım, çünkü Barış ona ne yapmaya gittiğimi söylemişti. Yapmamış olsam bile kendimden iğreniyordum, Barış'a hayır deme seçeneğimin olmamasından iğreniyordum.
Arabayı tamamen durdurdu, elimi kapıya attım.
''Sasha''
''Yes''
''Yapmadım de ne olursun'' gözlerindeki yaşların düşmemesi için dudağını ısırıyordu.
''Yapmadım''
''Sen yapmadıysan ki-''
''İçerde konuşalım lütfen'' sözünü kestim, çünkü artık dayanmıyordum. Bir şeyler yemem lazımdı, kaç gündür doğru düzgün bir şeyler yememiştim. Bir gün kadar baygın kalmıştım, Cemre için çıktığım geceden sonra bir gece daha geçmiş, bu da onun sabahıydı.
İçeri girip koltuğa uzandıktan sonra telefonumu çıkarıp yiyecek bir şeyler söyledim, Bügenin içinin içini yediğinin farkındaydım o yüzden anlatmaya başladım;
''Evet, Barış beni oraya Cemreyi öldürmem için gönderdi ama ben yapmadım. Oraya gittiğimde öldürülmüştü bile, Sinyor yaptırttı. Zaten casus olduğunu biliyorsundur.''
''Peki sen neredesin ya bu kadar zamandır!''
''Beni de kaçırdı, ama önemli değil, şuanda buradayım ve önemli olan da bu.'' der demez zil çaldı, bir an boşlukta bulunup aniden ayağa kalktım. Tabii ki anında karnıma saplanan ağrı ve sızıyla pişman oldum fakat Bügenin anlamaması için dişimi sıkıp devam ettim.
Kapıdan yemek poşeti alıp kapattım, Bügeye seslendim.
''Sen al aç başla ben üstümü değiştirip geliyorum.''
Barın üstüne poşeti bırakıp odama gittim, silahımı boşaltıp yerine yerleştirdim. Üstümü çıkarıp karnımı kontrol etim, iki dikişle tutturulmuş küçük yuvarlak delikten kan sızıyordu. Dizimdeki bıçağı çıkarıp dikişleri dikkatlice kesip çıkardım, dolabımdaki ilk yardım kitine uzandım, ilk biraz gazlı beze alkol döküp yaramın çevresini temizledim, sonra da kendimi dikkatlice dikmeye başladım.
Onların yaptığından çok daha iyi bir iş çıkartmıştım, dikişler sıkı ve sık olmuştu. Kiti tekrar yerine koymak için arkamı döndüğümde beni izleyen Bügeyle karşılaştım. Arkam dönük olduğu için ne yaptığımı anlayamamıştı, ben ona dönünce gördü ne ile uğraştığımı.
''Sasha-sen''
Gözleri tekrar dolmuştu. Hiç bir şey söylemeden ona gidip sıkıca sarıldım, kulağına fısıldadım;
''Merak etme bebeğim, hiç bir şeyim yok benim''
Elini çıplak vücudumda gezdirip bulmasını, görmesini istemediğim yeri buldu.
''Acıyor, yalan söyleme bana''
''Söylemiyorum, acımıyor''
Çok nazikçe parmağını az önce attığım dikişlerin üstüne sürttü, acıyla suratımı buruşturup dişlerimi sıktım.
''Yalan söylüyorsun işte''
''E dürtüklersen acır tabi''
''Sasha, orda ne oldu anlat bana''
Bakışlarıyla yalvarıyordu adeta.
''Tamam hadi bir şeyler yerken anlatırım, üstümü giyineyim''
Cevap vermedi, bende hızla pantolonumdan kurtulup üstüme rahat bir şeyler geçirdim. O ise yatağımın üstünde duran hafif kan ile lekelenmiş bıçağa odaklanmıştı. Fark ettiğimde bıçağı alıp komodinimin çekmecesine attım, böylelikle onu da girdiği transtan çıkarmış oldum.
Bara oturduk, uzun zamandır ağzıma adam akıllı yiyecek sokmadığım için pişman şekilde yemek yemeye başladım. Yemeğimin ortasına hiç nefes almadan gelmiştim bile, sonunda gözümün feri yerine gelmiş, renkler aydınlanmıştı. Bügenin meraklı bakışları zaten eve girdiğimizden beri üstümdeydi, o yüzden konuşmaya başladım.
''Ben oraya vardığımda evde kimse yoktu, o yüzden sağı solu aradım sokaklarda dolaştım. Sonra birinin bağırdığını duydum, oraya gittim. Bağıran kişi Fırat'tı, çömelmişti yere. Ne olduğunu anlamak için yaklaştım bir-iki adım, sonrasında da vuruldum. Gerisi pek aydınlık değil ama baygın kaldığım sürede olayı tekrar tekrar yaşadım ve çözdüm sonunda. Gözümü de Sinyorun evinde açtım''
Beni pür dikkat dinlemişti ama anlattıklarım ona yetmemişti, o yüzden direk Barışa atığım ses kaydını açıp telefonumu önüne koydum. O dinlerken bende önümdeki çöpleri toplayıp attım, o yemeğine dokunmamıştı ve kesinlikle ses kaydını dinlemesi bittikten sonra zorla yedirecektim ona, o yüzden ona doğru ittirdim.
Kendime bir kadeh viski doldurdum, dudaklarım arasına bir tek yerleştirip yaktım. Gerçekten bu kadar yorgun geçen bir kaç günden sonra bana iyi gelebilecek üç şey de yanımdaydı şimdi, tabii birinci sırada neyin olduğunu çok iyi biliyor, bazen de yediremiyordum kendime.
Bu kadar kontrolü kaybetmek pek benlik değildi.
Büge**
Sasha'nın bana verdiği ses kaydını dinlemem bitirince, gerçekten benimde bir sigaraya ihtiyacım vardı. Zehri bana ne kadar zarar verse de dün içime çektiğimden beri aklımdan atamıyordum. Bir taneden bir şey olmaz diye tekrar elime aldıktan sonra bir tane paket bitirmiştim bile ve, şimdiden özlemiştim.
O'nun barda açık duran davetkar paketine daha fazla karşı koyamadım, elimi uzatıp içinden bir tek alırken, arkası dönük Sasha bir anda döndü.
''Ne yapıyorsun sen?''
''Sigara alıca-''
''Alamazsın''
Sözümü kesti ve sonra konuşmama izin vermedi, devam etti.
''Sen ben hayattayken hiç bir şekilde hiç bir koşulda alamazsın''
''Ama, lütfen''
''Sen sigaraya mı başladın?''
Çok tehditkar çıkmıştı sesi, ilk defa ondan korkmuştum.
''Ben sadece-''
''Sadecesi yok, bundan sonra asla ağzına sürmeyeceksin''
Cümlesini bitirince sigarasını bara basıp söndürdü, yarı dolu paketini de çöp kovasına attı.
''Anlaşıldı mı''
''Sen az önce bana bebeğim mi dedin?''
Güzel yüzünü sonunda gülümsemesiyle aydınlatabilmiştim..
''Kıvırma hemen konuyu'' gülümserken söylemişti bunları.
''Tamam ya söz veriyorum''
Tatmin olduğunu açıkça belli eden sırıtışı dudaklarını daha da yaymıştı.
Sadece benim yanımdayken içten gülüyordu, emindim buna. The duchenne marker. Sadece benim yanımdayken içini açıyordu, O'nun sadece bana özel olması beni mutluluktan ağlatacak raddeye getirebiliyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zemheri ~sasbüg
FanfictionKartel üyesi kocasının, ikiz kardeşi aynı zamanda çocuğunun babası tarafından öldürülmesiyle hayatı alt üst olan Büge, bu olayların içinde hiç yaklaşmaması gereken birinde teselli bulmaktadır...