Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1. Bölüm
Doğduğu gün şanssız doğmuştu Nalan. Annesini kaybetmişti. Doğururken ölmüştü Nalan'ın annesi. Doğduğu ilk saniyeden hem babasız hem de annesiz kalmıştı. 3 tane abisi ile hayata başlayacaktı Nalan.
Annesinin ölüm haberini alan Safir, ne yapacağını şaşırmıştı. Şimdi üç kardeşinin bakımı 16 yaşında ona kalmıştı. Doğumhanenin önündeki sandalyeye otururken En küçük erkek kardeşi yanına gözleri kıpkırmızı gelince ne yapacağını şaşırmış hızlıca kardeşini kucağına alıp dizine oturtturdu. Abisinin kucağına oturan İbrahim, tekrardan ağlamaya başlayıp abisine
"Abi annem melek olmuş, Ediz abim öyle dedi." deyip ağlamaya başlayınca Safir kardeşine sarılıp yavaşça başını okşadı, zaten bu durum da başka ne yapılırdı ki. Teselli edebilecek hiç bir söz bulamıyordu. Çok küçük yaşta kaybetmişti annesini kardeşi, sadece 6 yaşındaydı.
İbrahim tekrardan kafasını kaldırıp abisine baktı;
"Hepsi Nalan yüzünden o doğmasaydı melek olup gitmicekti annem, ben annemi istiyorum." dedi sinirle gözlerindeki yaşı silmeye çalıştı. Safir ise duydukları ile kaşlarını kaldırdı. Kardeşi nasıl böyle konuşurdu. Kesin Ediz aklına sokmuştu bu fikri kardeşinin yoksa İbrahim bu şekilde kötü düşüncelere girebilecek yaşta bi çocuk değildi.
Safir derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "İbrahim, Nalan daha bir bebek, o da bilemezdi ki." dedi. İbrahim ise sinirle ayağa kalkıp Ediz abisinin yanına gitti.
7 Yıl Sonra -Nalan'ın Ağızından-
Bugün birinci sınıf bitmişti ne okulda mezuniyet gösterisi yapmıştık. Bende ezbere şiir okumuştum. Gösteriye abilerimin de geleceğini düşünerek çok çalışmıştım. Sürpriz yapmak için hep kendim çalışmıştım ama üç abimde gösteriye gelmedi.
Aslında bu moralimi başta çok bozsa da fazla üzerinde durmadım. İllaki bi işleri vardır.
Eve çok mutlu olarak gidiyordum. Çünkü öğretmen hem bana okuma madalyası vermiş hem de şiir okuma yarışmasında birinci olduğum için madalya vermişti.
Selman abi "geldik küçükhanım" deyince hızlıca kapıyı açıp hızlıca kapıya doğru koştum. İçeri girdiğimde hızlıca çantamı yere atıp Safir abimin çalışma odasına koştum. Önce elimle saçımı başımı düzeltip kapısını tık tıkladım ve 'gel' demesini bekledim. Bir keresinde heyecanda odasına kapısını çalmadan girdiğim için bana çok kızmıştı o yüzden artık kapısını çalıp gel demesini bekliyordum.
İçerden abim "gel" dedikten sonra hızlıca kapıyı açıp odaya girdim. Abimin masasının önüne geldiğim de hızlıca boynumda asılı olan madalyalarımı çıkarıp abimin masasına koydum. Abim ise madalyalara göz ucuyla bakıp, bana baktı. Sanırım açıklamamı istiyordu.