-5-

94 14 0
                                    

uzun süredir yazamadığımız için üzgünüz...

-Aras'dan

Bir anda aklıma gelen fikirle Emre'nin kolundan tuttum ve çekiştirmeye başladım ''lavaboya gidelim iyi görünmüyorsun'' dedim. Deniz'e baktığımda umurunda değilmiş gibi omuz silkti ama o konuşurken takmamıza biraz bozulmuş gibiydi. Deniz'i anlamak çok zor olduğu için böyle çelişkiye düşebiliyordunuz. Lavaboya geldiğimizde Emre yüzünü yıkamak için musluğu açtı. Epey süren yüz yıkama işleminden sonra ciddi bir hal takınarak konuştum ''yardıma ihtiyacım var aslında benim için bir suçu üstleneceksin'' . Gözleri o kadar büyük açıldı ki ya kafası basmamıştı ya da çok büyük bir şey zannediyordu. Benim sandığımın tam tersi rahat bir edayla ''Aramızda lafı mı olur Aracığım suçun büyüklüğüne göre menüyü büyütürüz yani '' dedi. Ben bu yemek takıntılı arkadaşımın kurduğu yemek cümlesine takılmadan ''Deniz'i arayan bendim ama az sonra sen benim yerime 'ben yaptım' diyeceksin okeyy'' dedim. ''O iş bende sen menüden haber ver '' derken göz kırptı. Sınıfa doğru giderken bir an duraksadı ve ''sen Deniz kanksımı niye aradın bakıyım'' dedi ''yanlışlıkla oldu'' diye toparlamaya çalıştım ama yemedi galiba. ''Ya o yüzden Deniz Hüsmen mi dedin demi'' dedi bunun kafası arada mı çalışıyor yoksa bize salak numarası mı yapıyor hala çözebilmiş değilim.''Kim olduğunu anlayabilmek için '' dedim. Sanki çok büyük bir olayı çözüyormuş gibi''gizliden?'' dedi sorarcasına. Tam o anda sınıfa gelmiştik de sus işareti yaptım. ''Tamam bende '' deyip Deniz'in yanına gitti.

-Deniz'den

Aras ve Emre beni takmayarak lavaboya gittiler ve onları epey bir beklemem gerekti. Zaten az konuşuyordum içimdeki tüm konuşma aşkını dinlemeyerek yıktılar. Sınıfa geldiklerinde Aras sırasına oturdu ve Emre yanıma gelerek ''sana bir şey söyleyeceğim ama kızma''dedi 'ne oldu' der gibi kaş göz hareketi yapınca anlatmaya başladı. ''biliyorum bu gizliden aranınca biraz ürktün ama şakaydı cidden ufak, zararsız, küçük bir şaka'' dedi her ne kadar gizliden arayan kişinin sesi Emre'nin sesine benzemese de gerçekten o aramıştı ya da iyi rol yapıyordu. ''Ne korkcam be'' diye çirkefleştiğimde inanmayarak bana baktı hayır...şeyi...yani...biraz ''tamam be o kadar ciddi konuştun ki önemli bir şey var sandım'' dedim. ''İyi bu olayı da itiraf ettim gözüm açık gitmem artık'' dediğinde aklıma bir şey geldi bir dakika,bir dakika bu telefon beni uykumdan etmişti değil mi? ''seni pis uyku bozucu'' diye üstüne yürümeye başladığımda ne olduğunu anlayamadı ama koşmaya başladı. Ben onu kovalarken ''yapma kanks elini kana bulama'' diye bağırıyordu öyle bir bağırma ki kolidorun sonunda odası olan huysuz müdür yardımcısı geldi. Meymenetsiz suratını gererek ''kim bağırdı öyle'' dedi. Emre çoktan süt dökmüş kediye dönmüştü. ''Siz ikiniz ayaktakiler. Emre ile Deniz miydi kızım gelin'''dedi. Emre yurtta olduğu için onun adını biliyordu ama Deniz miydi ne ya kaç yıldır bu okuldayım ben. Tama biraz sessiz olabilirim ama ezberleseydi bir zahmet. Odasına girdik ve Emre rahat bir tavırla koltuğa oturdu ama bizim huysuz ona öyle bir baktı ki nasıl kalktığını bilemedi. ''Sizin ikinize de ayrı ayrı elli liralık kitap yazıyorum yurdun kütüphanesine konulacak'' dedi. Ben bu kadar mı diye bakarken bu durum Emre'yi sıkmıştı herhalde huzursuzca bakıyordu. Odadan çıktığımızda ''benim yüzümden yakalandın sende seninkileri de ben alırım 'dedim '' bende tam onu diyecektim'' dedi. Gülerek sınıfa girdik ki hoca çoktan girmiş. Saçma kuralların olduğu bir okuldayız geç girdiğimiz için milattan önce kalma bir ceza uygulanıyor (tek ayakta kalma cezası) kaç yaşına geldik hala geç girince bunu yaptıran bir tarih öğretmenimiz var. 'Welcome to bizim okul' dedim içimden. Bu kadar saçmalığı toplayan bir okul cidden. Emre yine huzursuzca '' ama biz Leyla hocanın yanındaydık'' dedi. Tabi bizim tarihçiye bunlar tutar mı ? '' bana ne ben gördüğümü anlarım'' dedi. O değilde Emre'nin yüzünden ilk defa ceza yiyordum. Yani dolaylı olsa da onun yüzünden o aramasaydı, beni uykumdan etmeseydi olmazdı. On dakika boyunca kapının yanında tek ayak üstünde dururken ben hiç ses çıkartmadım ama Emre için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. O ilk beş dakika dengesini sağlayamadı ki bunu yaparken çöpü bile devirdi. Ben yerime geçtiğimde o hala ayaktaydı çünkü tarihçinin kurallarına göre dengeni sağlayan kadar süre başlamıyor. Sıramdan Emre'ye baktığımda gerçekten komik gözüküyordu ve ben gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu tür saçmalıklarla dolu uzun bir günün ardında eve geldiğimde annem odamdan bana bağırmaya başladı'' Deniz çabuk gel bunları bana açıklayacaksın''


SON KEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin