-9-

54 7 0
                                    

herkese iyi pizzalar...

Deniz'den

Leyla hocanın şınav çektirmesinden beri bir ay geçmişti. Bu bir ay içinde hiç bir şey olmamıştı, eski hayatıma geri dönmüşüm gibi bir şey olmuştu. Emre' de artık eskisi kadar başımı ağrıtmıyordu çünkü sınıfta kalma ihtimali vardi ve bu son bir ayda kendini ders çalışmaya vermişti.
Sabahleyin Yağız abimin şarki söylemesiyle uyandım." Noluyo ya
sabah " diye cirladigim da beni hiç  takmayarak şarkısına devam etti.Hiç hayıra alamet bir şey değildi şarkı söylemesi. Yastığımın altından telefonumu çıkarıp saate baktığımda bir saat kadar zamanım olduğunu gördüm. Hızlı adımlarla banyoya gidip kısa bir duş aldım. Saçlarımı kurutup banyodaki işimi hallettikten sonra dolabın karşısına geçip siyah pantolon duz gri bol bir t-shirt giyip hızlıca eyeliner çektim. Aynadaki yansımama memnun bir şekilde baktıktan sonra ayakabılığa gidip beyaz converselerimi ayağıma geçirdim." Ben hazırım hadi çıkalım" diye abime seslendim. "Kahvaltı yapmayacak misin sen " sorusuna " hayır" diye yanıtladıktan sonra evden çıktık.
Okula geldiğimde biraz geç kalmıştım. Sınıfa doğru giderken hocanın daha girmemiş olması için dua ediyordum ama benim yaptığım duaların hiç biri kabul olmadığı için şimdide bir farklılık
yoktu. Sınıfa girdiğimde matematikçi yoklamayı daha yeni almaya başlamıştı. Kısa bir özür dileme faslından sonra sırama doğru geçtim. Matematikçiyle aram çok iyiydi nedense kadın beni çok seviyordu.
"Çocuklar liseler arası matematik olimpiyatı yapacaklarmış sizin sınıftan da iki kişi seçmem gerekiyor. Bu olimpiyat da Deniz sen kesin gidiyorsun itiraz istemem ama ikinci kişiye karar veremedim " deyince şok olmuş bir şekilde hocaya baktım. "Ama hocam ben yapamam ki benim yerime başka biri olsun " diye itiraz etmeye başladım. Ama hoca karalı gözüküyordu. "Hayır Deniz kesin katılıyorsun. " deyince sesimi çıkartamadım. Hoca sınıfla ikinci kişi için karar vermeye çalışıyordu ama söylediği kişilerin çoğu istemiyordu. "Hocam ben katılırım katılmak isteyen yoksa " diye Emre konuşunca gülmeme engel olamadım. Emre daha ikiyle ikiyi toplayamıyordu. Hocada neden güldüğümü anlamış olacak ki o da gülmeye başladı. Aras' ın arkalardan gelen sesine odaklandım. " Emre abim güldürme beni sen mi katılacaksın yapma Allah aşkına sen kim olimpiyata katılmak kim" diye fikrini söyleyince Emre hemen kendini savunmaya geçti. " Nolmuş abicim bendeki matematik zekası kimsede yok ben istesem hepinize taş çıkaririmda canım istemiyor " dedi. Aras tam ağzını açmıştı ama hoca Arasın konuşmasına izin vermedem "Aras sen katılmak ister misin hem senin de matematiğin Deniz' inki kadar iyi " diyince Aras biraz düşünür gibi yaptı. Arasa baktığın hocayı kırmak istemiyor gibi gözüküyordu. Ama katılmakta istemiyordu. Aras çok efendi bir çocuktu şuana kadar hocalara saygısızlığı falan olmamıştı. Aras onayladıktan sonra hocanın yüzünde memnun bir gülümseme vardi.
Dersin geri kalanın hocanın bize olimpiyat da nasıl hazırlanmamız gerektiği soruların nasıl olacağı falan seklinde konuşmasıyla geçmişti. Ayrı yeten bir sürüde örnek test vermişti. Eve gelirken düşünmediğim bir şeyi düşündüm ve kısa süreli bir şok atlattım. Ben ve Aras ile takım olmak hayatta olmayacak bir şeydi. Bir kere ben tek kişilik bir orduydum, kendi kendime yeterim ki. Aras da kimdi! Eve gidene kadar bunu düşündüm. Yarın bir şey yapıp hocayı vazgeçirmeliyim çünkü ben hiç kimse ile anlaşamazdım ki uzun süredir bir gruba ya takıma dahil olmamıştım. Kişiliğim yüzünden ya da sayesinde hep tek olurdum. İnsanlar bunaltırlar bir kere gereksiz sorular sorarak işin içine burunlarını sokarlar...ha.. bi de dedikoduları var benden öğrendiklerini bütün tanıdıklarım öğrenmeden olmaz. Bunun için takım falan olamam ben ayrıca ben Aras dan daha iyiyim hoca beni seçmek zorunda kalır. Anlaşamam, olay çıkarırım bir kere ben. Duramam durduğum yerde. İçim içime sığmaz hıncımı alamam bağırırım ortalık yerde Arasa rezil ederim sonra kendimi suçlarım ne yaptım diye. Bunun için kesinlikle yarın öğretmeni ikna etmem gerek hem eve gidince Yağız abimle de konuşurum bu durumu. Gerçi o da sıkılıyor benim bu halimden ama olsun. Bunları düşünürken eve gelmiştim. Taksiden indim ve eve girdim. kısa bir ''Yağız'' bağırmasından sonra evde olmadığına kanaat getirdim gene bana sormadan nereye gitmişti kim biliir. Ben yapsam kıyametler kopardı ama o ayrı bir mesele. Evin sessiz halinden faydalanarak kendimi derse adadım. Odama çıkıp hocanın verdiği testlere baktım. Önceki yıllarda çıkan olimpiyat sorularıydı. Geçen seneden başlayarak son üç yılınkini bitirdim. Sonuç fena değildi hatta iyi bile denilebilirdi. Sonra kendime dinlenme molası verdim. Mutafağa gidip büyük bir bardak kafe yaptım. Tam masaya oturmuş içecekken kapının metalık sesi geldi. Yağız abim gelmiş olmalıydı. ''Yağız sen misin'' diye bağırdım bir müddet ses gelmeyince hafiften işgillendim. akıldan onlarca düşünce geçti (hırsız,sapık,annem,deli,soyguncu) saçmalamayı kesip kapıya doğru ilerledim tam kapıdan çıkarken 'bööö' diye çıktı. ''Çocukca işleri bırak artık be'' dedim korkmuş ses tonumu gizleyemeyerek. ''Korktun ama itiraf et'' ''hıı hiç de ben senden daha korkusuzum bir kere geçende sinema da olanı unuttun mu nasıl da ağlayarak çıkmıştın'' ''ya abim dedim ya gözüme toz kaçtı ondan çıktım lavaboya gittim diye''   ''tamam tamam bu günlük bu kadar yeter seninle daha fazla uğraşmayacağım daha yapacak çok işim var''  ''ne işin var ki senin'' dedi merakla  '' matematik olimpiyatlarına hoca beni gönderiyor haa bi de bizim sınıftan başka birini daha ama ben  hocayı ikna ederim kendim gitcem'' dedim ''ah ah senin şu bana dokunmayan bin yıl yaşasın hallerin beni öldürüyor ya''  ''iyi be bende bana yardım edersin diye düşünmüştüm o zaman odama gidiyorum biraz daha çalışıyım''   ''Yemek yemeden hiçbir yere gidemezsin küçük hanım'' dedi bu da artık iyice anneme bağlamıştı.  ''Sabah programları yüzünden oluyor demi bunlar'' dedim ''nee anlamadım'' dedi '' sabah programları diyorum hala izliyor musun iyice anneme bağladın da''    '' ne diyon ya sen aman yemezsen yeme sanki bana yiyeceksin'' dedi gerçekten anneme bağlamıştı. ''. ''Bende acıkdıydım aslında amaa'' dedim sesime en acıklı tona getirerek ''hadi gel gel yiyelim''dedi .dedi. Ben bir kez daha Yağızın bu işler de iyi olduğunu düşünürken önümde kocaman bir tepsi börek duruyordu. Belki de ben bu işlerde fazla kötüyümdür çünkü öğrendiğime göre hazır börekmiş. Yine de gayet lezzetliydi. '' sen sabah sabah kalkıp nereye gidiyorsun acaba ya cidden merak ettim'' dedim ağzıma börek tıkıştırırken''iş,güç,çoluk,çocuk işte ne olsun'' dedi ''çoluk,çocuk derken''  ''senden bahsediyorum işte'' dedi ve göz kırptı''sen ve iş ha in-an-mam'' dedim heceleyerek ''ne demek inanmam ha ben ki işlerin ustası kitapçıların şahıyım'' dedi gülerek ''sen ki işten işten kaytarmak için odasına gizli kapı açtıran şah'' dedim ve burnumu sıktı'' bu acıdı'' dedim ve hemen yüzü yumuşadı.''tamam bir daha yapmam' dedi o televizyona bakarken bende çaktırmadan odama gittim. Bulaşık işi ona kalmıştı. Testlere gömüldüm ve meçhul bir süre sonra uyuya kaldım. Sabah uyandığım da tatil olduğu aklıma geldi ve uğrak yerim olan mutfağa gittim. Şaşılıcak şey Yağız abim yoktu. Evin içinde kısa bir turdan sonra evde olmadığına kanaat getiriyordum ki müzik söyleyerek banyodan çıktı. Bir yere gideceği belliydi o anda aklıma bir fikir geldi ve odama gidip uyuyor numarası yaptım. Epey uzun sayılacak bir süre sonra beni kontrol etmeye geldi. Parfüm kokuyordu. O gidince yorganı üstümden attım kıyafetlerimi giymiştim ve öyle gerçekten çok sıcak oluyor. Kapıyı kapatmasıyla birlikte bende kapıya gittim. Arabasına bindiğini görünce dışarı çıktım. Arabası hareket ederken bir taksi buldum ve aynı filmlerde ki gibi ''önde ki arabayı takıp eder misiniz'' dedim araba ilerlerken kendimi james bond filminden fırlamış gibi hissediyordum. Araba duruğunda taksiciye durmasını söyledim. Taksiden inerken güneş gözlüklerimi taktım. Bir binaya girdi ve onu takıp ettim uzun zamandır nereye gittiğini merak ediyordum ve cevaba ulaşmama az kalmıştı. Bir sürü odası olan büro gibi bir yerdi burası ilerledi ve bir odaya girdi. Bende peşinden girmedim tabi ki de beni görmesini istemem. Oradaki koltuklara oturdum. her yerde televizyon vardı. Bir süre sonra karşımda ki televizyon açıldı ve insanların arasında Yağız abimi gördüm.

eveet biz sözümüzü tuttuk ve uzuuun bir bölüm yayınladık lütfen sizde, bizim bu hikayeye emek verdiğimizi gösterin ve vote verin...

SON KEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin