9-we're in the rain

525 92 44
                                    

"Ne dedi?"

Dün geceki üçlü yine küçük olanın odasında toplanmış, sarışın çocuğun az önce bitirdiği telefon konuşmasında ne olduğunu anlatmasını merakla bekliyorlardı. Neyse ki onları bekletmeden annesinin tepkisinin beklediği gibi olduğunu açıkladı.

Annesini arayıp dün evden kendi isteğiyle ayrıldığını ve bir süre yurtta kalmak istediğini söylemişti. Kadın, yurt fikrine şaşırmıştı tabii ki, daha geçen sene "Yurtlardan nefret ediyorum." diyerek eve çıkmak isteyen oydu zira. Aslında kendisine ev de beğendiremiyorlardı, sürekli farklı dairelere taşınıp duruyordu. Sebebini sormamış, yalnızca oğluna haber verdiği için teşekkür etmişti.

Jisung'u takip ederek yurdun müdür yardımcısının odasına inmişlerdi şimdi. Jeongin, kendi odasının boş olduğunu ve Hyunjin'in dün gece orada kaldığını belirtip durdu. Açıkça, öğretmenim başka odaya atmayın, birlikte kalalım, diyordu yani. Jisung ise ebeveyniymiş gibi onu övüyor, durumun önemli olduğunu söylüyordu.

Müdür yardımcısı kolunda ters dönmüş saati çevirip baktı. Sabahın köründe odasına dalan üç ergenle uğraşacağını bilseydi, kendine tam üç tane kahve söyletirdi. Konuşmasını kesmeyen çocuğa dönüp eliyle sakinleştirir gibi bir hareket yaptı. "Pekâlâ Jisung tamam," dedi. Bu sefer Hyunjin'e dönmüştü. "Öğrenci kimliğini uzat bakayım."

Kayıttan sonra Jisung heyecanla yurdu gezdirmeye başlamıştı yeni öğrenciye. Kahvaltı vaktine yetişecek kadar erken kalktığına sevinerek gülümsedi sincap çocuk. Yemekhaneyi göstermeyi bu yüzden sona bırakmıştı işte.

"Oo pankek varmış dalın, gömülün bakayım."

Masaya yerleştiklerinde, mekanın sahibi havasındaki Jisung diğerlerinin önüne tabak uzatıp duruyordu. Hyunjin, baştaki ön yargı ve tuhaflığı aşmış, doya doya yemeğini yerken tilkiye göz ucuyla bakıyordu. Ne yani, sadece yumurta ve patates mi yemişti? Kendi tabağındaki son pankeki yanındakinin tabağına bıraktı.

"Teşekkür ederim, aç değilim. Afiyet olsun size." dedi masadaki çikolatalı sütünü alıp kalkarken. Yemekhaneden çıkarken yüzünü buruşturan Jeongin, arkasından bakakalan Hyunjin ve ısrarla seslenen Jisung'u duymuyor gibiydi.

***

🔥SKZ🔥

Chan:
Başka bir stüdyo buldum, hoşuma gitti

Seungmin:
Uzak değilse gidip bakalım bence

Chan:
Evet, bunu söyleyecektim siz de görün istiyorum
Akşamüstü işiniz yoksa gidebiliriz

Minho:
Benim dersim öğleden sonra yok, kaçta buluşuyoruz

Changbin:
Ben spora gidecektim ya bugün gitmesek?

Felix:
Sen gelme o zmn :d

Changbin:
Niye balım, bensiz olur mu?

Felix:
Yilisma hemeen
Spora gitmezsin o zmn

Changbin:
Ya ama;(

Jeongin:
Benim piyano dersim var, 17.50 gibi bitiyor genelde
Sonrasında müsaitim

Chan:
18.10'a yetişebilir misin buraya?
~konum

Jeongin:
Zor olacak ama denerim^^

Minho:
Bana uyar

Hyunjin:
Bana da

Seungmin:
Orada görüşürüz o zaman

memory of your scent - hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin