Gözüne giren parmakla küfrederek gözünü açmaya çalıştı Alkan.
Ne zaman uyuyakaldığını hatırlamıyordu bile. Tek hatırladığı Aras'ı uyutmaya çalışmasına rağmen bebeğin gözünü bile kırpmamasıydı.
"Demek beni uyutup uyudun, ha?"
Aras gülerken Alkan hâlâ uykusu olduğu için gülümsemeye çalıştı sadece. Bebek, Alkan'ı dürtüklemeye devam ediyordu.
"Ne oldu küçük?"
Etrafa dikkat kesilen bebekle Alkan da dikkat kesildiğinde çalan kapıyı sonunda algılayabilmişti.
Hızlıca olduğu yerden kalkarken Aras'ı da kucağına almış, bir koluna oturtmuştu. Kapıyı açtığında arkadaşının geleceğini unuttuğu için bir aydınlanma yaşamıştı.
"Hoş geldin bro."
"Hoş bulduk kardeşim de burada bi' bok kokusu mu var?"
"Siktir!"
Alkan ıslanan kolunu yeni yeni hissederken suçsuz bir suçlu olduğunu bilen Aras şirince gülümsüyordu.
"Bebecik altına mı sıçmış?"
"Düzgün konuş lan."
"Hah, diyene bak."
"Kes Alkan, kes. Bu bebek sana nasıl dayandı beraber olduğunuz süre zarfında acaba?"
"Boş yapma da bez aldıysan onu getir Batın."
Batın getirdiği poşetler arasından bez ve ıslak mendil bulup Alkan'a uzattı. Alkan bulduğu bir örtüyü sererken bebeği de üstüne bıraktı, bir yandan da söyleniyordu:
"Nasıl aklıma gelmez ki?"
Altına bez taktıktan sonra kirli şeyleri çöpe attı ve üstünü değiştirdi. Bebeği tekrar koluna oturtup salonda bekleyen Batın'ın yanına geçti.
"Hoş geldin tekrardan. Ne var ne yok?"
"Hoş bulduk. Ne yalan söyleyeyim hiçbir şey yok. Öyle boş boş geçiyor günler. Beni boş ver de bu bebek nereden çıktı?"
Batın aklına gelenle olağanüstü rol yeteneklerini kullanarak elini kafasına koyup geriye doğru yaslandı ve konuşmaya ağlamaklı bir şekilde devam etti:
"Yoksa beni aldatıp hamile kaldın ve bunu dokuz ay boyunca sakladın mı? Hah, sana inanamıyorum! Bunu bana nasıl yaparsın?"
Aras anlamayan gözlerle Batın'ı izliyordu.
"Aptal mısın Batın? Bebek bile gülmedi."
"Bence içinden gülüyor."
"Sence şu ne yapıyor bu mal bakışları ile gülüyor olabilir mi?"
"Olabilirdi... Neyse şaka bir yana nereden çıktı bu bebek?"
"Dün ormanda yürüyordum. Sonra şelalenin oraya gittiğimde gördüm, biraz bekledim ama kimse gelmediği için eve getirdim."
"Gençlik şelalesinde mi?"
"Ne?"
"Bu ormanda olan gençleştirici su olduğuna inanılan şelale var ya."
"Haa."
"O zaman..." dediğinde Batın, Alkan'ın jetonu düşmüştü.
"Bu bir bebek değil. Sadece suyu fazla kaçırmış biri..."
"Hasiktir!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
der Wasserfall (bxb)
Fantasy[Tamamlanmıştır (×30)] İnanılıyordu ki, bir ormanda gençleşmek için bir şelale bulunuyordu. İyi okumalar,