Y.N. - Öncelikle herkese iyi bayramlar. ☺️ Hem KinnPorsche final haftası hemde bayram sebebiyle bugün de bölüm eklemek istedim. Ama okurken keyif alacağınızı garanti edemem 😳
Eve geldiğimde Tong beni bekliyordu. Eminim gittiğimden beri ne oldu diye meraktan çatlamıştı. Onun Mile'ı dinlemek için bir şans vermemi istemesini bir açıdan garipsemiştim aslında. Ama bunu deneyebilirdim ve kimseye bir zararı olmazdı.
"Tatlı kediciğim salondayım!" Oturduğu yerden poposunu kaldırmaya üşenen köpek yavrusu içeriden bana seslenmişti. Bu da demek oluyordu ki 'o kıçını kıpırdat ve hemen buraya gel.'
İçeri girdiğimde To televizyonda eski moda bir film izliyordu. Ayak seslerimi duyunca dikkatini bana verdi.
"Ah hayır! Saçların derli toplu dudakların pek fazla şişmemiş ve herhangi bir yerde aşk ısırığı da göremiyorum. Bu senin 'ben seks yaptım' halin değil." Somurtarak önüne döndü. P'Mile ile olmamı neden bu kadar çok istediğini anlayamıyordum. Bütün o yıkılmış ve histeri krizi geçiren hallerime şahit olmuştu. Aslında bunun bilmediği kısımları da vardı. Üstelik Tong Bible'ı da delicesine severdi hatta ona tapardı. Şimdi ne olmuştu da bütün bunlar değişmişti.
"Sakin ol Tong. Mile'ı dinlemek için ona tek bir şans vereceğimi söyledim. Yarın anlatmak istediklerini dinlemek için tekrar oraya gideceğim." İçi rahatlamış gibi derin bir nefes aldı. Sürekli kıpırdandığı için hala huzursuz olduğunu düşünüyordum. Belli ki bir karın ağrısı vardı.
"Söyle hadi." Yanaklarını havayla şişirip bakışlarını bana çevirdi. Kaşlarımı kaldırarak başımı aşağı yukarı sallayıp söylemesi için teşvik ettim.
"Sadece bugün neler olduğunu merak ediyordum." Dudaklarımı ısırmaya başladım amacım onu daha da merak ettirmekti. Bazen bir filmin başlamasını beklerken ardı ardına gelen reklam arası gibi olmuştu biraz.
"Eğer bana bir bardak kahve yaparsan anlatırım." Kahveyi duyduğu gibi cümlemin sonunu dinlemeden mutfağa koştu. Evde kahveleri her zaman Tong yapardı. Eli bu konuda ciddi anlamda lezzetliydi. Kendine göre mükemmel ölçüleri vardı. Televizyonda dönen 'Pretty In Pink' filmini izledim To dönene kadar. Bu filmi daha önce birkaç kez izlemiştim. Molly Ringwald 80'li yıllara damgasını vurmuş sevdiğim bir aktristi.
Tong elinde iki kupa ile döndüğünde içinde mocha olanı bana uzattı. Ekranda eski gençlik filmlerinin klişe bir sahnesi dönüyordu. Sıcak bardağı elimi yaksa da zar zor tutup biraz soğuması için sehpaya bıraktım. Tong da eski yerine bağdaş kurmuş beni bekliyordu. Biraz daha oyalanırsam ağzıma bir tane vuracak gibi bakıyordu ve biliyordum yapardı da.
"Tamam, bakma öyle başlıyorum. Senin de tahmin ettiğin gibi seks yapmadık. Aslında daha çok kavga ettik diyebilirim." Kahvesinden bir yudum içerken bakışlarını benden ayırmadı. Devam etmem için çıldırıyordu biliyordum.
"Eve ilk gittiğimde Pong ile karşılaştım. Aslında merdivenlerde çarpıştık sonra benden özür diledi. Önemli olmadığını insanların birbirine çarpabileceğini söyledim. Meğer geçen yaptığı şey için özür diliyormuş. Normalde böyle bir şeyi öylece affetmem biliyorsun. Ama o an bana gerçekten içten ve samimi geldi. Bilemiyorum içimden bir his affetmek istedi ve bende öyle yaptım. Ah biliyor musun sol yanağında derin bir gamzesi var." Anlatırken bir anda neşelenmiştim. Ama Tong ifadesini bozmadı.
"Hayır, bilmiyordum daha önce onu içten bir şekilde gülerken görmedim. Önceden de dediğim gibi biz duygular olmadan saf şehvetle sadece seks yapıyoruz. Sonra herkes kendi yoluna falan. Ama sana garanti edebilirim ki Pong öyle sevimli, içten ve samimi olabilecek biri değil. Sana öyle davranması tuhaf cidden." Oysaki bana gayet doğal gelmişti o an. Bunun bir sorun ya da gariplik olduğunu düşünmemiştim. En fazla ne olabilirdi ki zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hard To Say I'm Sorry - MileApo
Fanfiction-10 Yıl Önce - Küçüklüğümden beri bana kızlara aşık olmam gerektiği öğretilmişti. Masallarda prensler prenseslerle evlenirdi. Filmlerde yakışıklı adamlar güzel kadınlara aşık olurdu. Peki, ama neden insanlar aşkı cinsiyetleştirmeye bu kadar meraklı...