Bölüm 1:
''Masal, bir zamanlar, derken hangi geçmişten bahseder?''
Ursula K. Le Guin, Mülksüzler
2011, Ağustos 8
Onu büyütmemi istediler benden, onsuz hayatı o kadar merak ettim ki onunla olan hayatımın her anından nefret ettim.
Verdim onu, kime verdiğim önemsizdi, yetişme yurtlarına, cemaat evlerine, babasının arkadaşlarına, kuzenlerinin yanına, onu uzaklara yollamak istedim, giderse aşık olduğum adam geri gelir sandım.
Bir adama aşık oldum, göçtüm, buraya geldim, sürgünmüş meğer sonra anladım.
Bazen kaldığı yerlerden sonra gelirdi bana, o kısık çıkan sesiyle ''Şu abla bana musluktan su içiriyor, bu amca pis bir şekilde hapşırıyor,'' derdi, benim ona hak vermemi beklerdi. Vermezdim. Ona bu hayatta hiç hak vermedim çünkü benden en çok istediğim hakkı aldı, onu doğurmama hakkımı benden aldılar. Ben bir adama aşık oldum, sonra bir çocuk doğurdum, aşk çok uzak bir geçmişte kaldı, saçlarımı kimse bir daha taramadı.
Elime istemediğim bir çocuk verdiler, büyüt dediler, ben aşkı istiyorum dedim, bu senin artık her şeyin olacak dediler, olmasını bekledim, doğurduğum an, yürümeye başladığı an, konuşmaya başladığı an.
Gözlerimin içine baka baka ilk kelimesini söyledi, bana utanmadan an-ne dedi, hecenin üstüne bastırmaya çalıştığı o diliyle söyledi o kelimeyi, beni anne yaptığının en başından beri farkında olduğu için daha çok nefret ettim ondan.
Sonra bir fanusa kapatıldım, gökyüzü mavi olmadı, ağaçlar yeşil, deniz hep dalgalıydı ama kendi içimde. Ben hep bitkindim. Aşka açtım, aşık olmuştum ve sonra aşkımı yitirmiştim, ben aşıkken çok güzeldim, ben anneyken hiç güzel değildim.
Ne olur alsın bu çocuğu yanına diye yukarıdakine dua ettim, o ana kadar dua nedir bilmezdim.
/
2013, Aralık 3
Senin bir annen var dediler, ona bakmaktan sorumlusun dediler, annemi büyütmemi beklediler. Onun üzerine kış gecelerinde örttüğüm kalın yorganın ağırlığını ömrüm boyunca sırtımda taşıdım. Bazı geceler ona hayatın güzelliklerini anlatmaya çalıştım, onu fanusundan kurtarmaya çalıştım, ona ilaçlar içirdim, yerlere vura vura ağladığı krizlerinde saçlarını okşadım, kaçırdığı tuvaletlerinde kendini yerlere atardı, altına bez bağladım.
Annemi yıllarca büyütmeye çalıştım.
Bazen ona anlatmaya çalıştım, başımdan bunlar geçti demek istedim, bilmediği kelimeleri yaşadığımı söylemek istedim.
Yokmuş gibi yapmaya alışmıştı, ben yokmuş gibi, hayat yokmuş gibi, annelik yokmuş gibi. Benden yokmuş gibi yapmamı bekledi, nereye gidersem gideyim, döndüğümde bana ne olduğunu hiç sormadı sanki yaşadığımda değil, ne olduğunu sorarsa ona gerçek olacakmış gibi gelirdi.
Elime bir kadın tutuşturdular, bu aslında bebek dediler, ona bakacaksın, o senin her şeyin dediler. Olmadı, olmadığı her an ondan uzak düştüm, kendime ise hiç yaklaşamadım.
Ben annemi büyüttüm, o beni büyütmeyi hiç istemedi.
Tanrı'ya çok kırgındım, ben senden bir çocuk değil bir anne istedim, dedim geceleri ağlarken. O'nu almasını istemedim ama onunla ne yapacağımı da hiç bilemedim, saçlarını kısacık kestirişini izledim durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEKTEN GELEN MASAL
Teen FictionAraya yıllar giren, bir varmış bir yokmuş derken yaz'ı deviren bir masal bu, kalabalık masaları yaşam alanı yapan çocukların masalı, geleceğe umutla bakmak için çabalayanların, ama önce savrulanların, çok savrulanların ve savrulurken birbirlerini bu...