HER VEDA AYNI OLMAZ

311 25 32
                                    




BÖLÜM 3:

Bu bölüm, hayat bizim üstümüze istemediğimiz sorumluluklar yüklediğinde kimse görmezken bile kendimizi kaybetmemek için verdiğimiz mücadeleye ithaf edilmiştir.


Pinhani, Hele Bir Gel

Zülfü Livaneli, İçimizden Biri

Taylor Swift, Tolerate It


"Bir kere büyüdüğün yeri terk ettiğinde ve geri döndüğünde tamamen oraya ait olmuyorsun." Aftersun, 2022


Hiçbir yere kök salmam sandım. Bana öğretmediler bunu.

Annem giderdi, severdi gitmeyi, hastaydı, bazen çaresizdi, bazen sıkkındı, bazen hava almak isterdi, bazenleri çoktu, o bazenler onun içine vurduğunda giderdi. Babam da tayin adamıydı. Çeşit çeşit yerleri gezerdi, bir bakardın evde olmaz dediğinde evde, bir bakardın evden çok uzakta, başka bir evde. Annemi yurdundan almış, sonra onu evinde bile değil, evsizliğiyle yalnız bırakmıştı.

Bana kök salmayı öğretmediler, ara ara bedenimde rahatsızlıklar çıkardı, kendiliğinden geçerdi, ara ara birilerinden hoşlanırdım, kendiliğinden uzaklaşırdım, ara ara bir şeylerin üzüntüsünü yaşardım, o da daimi olmaz, bir iki güne geçerdi. Sıkılırdım her şeyden, bir şeyi sürdürme düşüncesinden sıkılır, hiçbir şeye bağlanmamaya ant içmişim gibi davranırdım. Hayatımda çocukluğumdan kalan tek bir acı vardı çünkü, o beni boğardı ve geri kalan her şey anlıktı.

Kök salmaktan nefret etmedim, bu kadar keskin değildi hayata karşı duruşum, ben kaçardım, istemediğim şeyleri söyleyemez ama bir an gelir orada olmazdım. Bir acıya, bir insana, bir hayale kök salmazdım, buysa güvenli olan ben o güvene de tamah etmezdim.

Nasıl oldu da şimdi parmağımda bir yüzük, yanımda bir gelecek vardı?

Nasıl oldu da karşımda gittiğim bir çocuk, hatta otuz altı çocuk ve koskoca bir geçmiş vardı?

''Anneliğin, anne olmaya karar verdikten sonra bile senin elinde olmadığını söylemediler, burası nasıl bir cehennemmiş de en kutsal sıfat dedikleri şeyle seni taşlarlar sen bilmezsin, ben de seni doğurunca öğrendim.''

Anneme zorla kök saldırdığım için miydi bu korkum, mahcupluğum, kaçınganlığım?

Aslan'a baktım, şu an kaçma şansım olsa onun karşısında durmaz, kaçardım. Soraya'nın taşlandığı* an gibi ya beni de taşlarsa onlar da diye düşünür, kaçardım. Ama hepsi bana bakıyordu, hepsi bize bakıyordu. Bana taş atmıyorlardı. Keşke atsalardı. Şimdi kaçamazdım, bunu zaten yıllar önce yapmıştım.

''Benim,'' dedim, ona bakarken ilk dediğim cümle bu oldu.

Benim kim olduğumu unuttun mu sorusu gizliydi, bir hatırlatmaydı aslında bu.

Uzun bir süre kalır karşımda, bana bakar ve şaşırmaya devam eder sandığım çocuğun birden Oğuz'a uzattığı elle kalakaldım.

''Evet, hatırladım,'' dedi ve kendini Oğuz'a tanıttı. ''Aslan.''

''Oğuz,'' diyen yanıt gecikmedi.

Biliyordu Oğuz. Uyuyamadığım geceler sağıma döndüğümü ve Aslan diye sayıkladığımı biliyordu. Sonra sayıklamalarımın kesildiğini de biliyordu. Unuttu diyordu, Aslan'ı artık unuttu.

Haklıydı, Aslan'ı artık unutmuştum.

Kaç yıl oldu Aslan?

Seni unutmak için bana kaç yıl gerekti, sen o yılların kaçıncısında beni çoktan unutmuştun?

GELECEKTEN GELEN MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin