BİR CENAZENİN ARDINDAN SENİ ARADIM

230 21 69
                                    


BÖLÜM 6: 


Semiaramis Pekkan, Nerdeysen

Adamlar, Utanmazsan Unutmam

Sezen Aksu, El Gibi


Akarsu'cuğum, bu bölüm sağ yanağındaki gamzen için,  bölüme konuk olduğu için teşekkür ederim.  Gülüyor musun hala?


      "Kalbim sanırım büyüyünce sokaklarda ağlayan biri olacak" Didem Madak


Bir yabancıydım ve dönmüştüm ya da bir yabancıya dönüşmüştüm. Sadece başkaları için değil, kendim için de.

Hayatın devam etmesi gerekiyordu, dünden önceki günün aynısı olarak geçen her bugün bunu karşılıyor muydu? Bir şey bekliyordum, beni bu hayata yakın tutacak bir şey bekliyordum. Saatler boyu ağladıktan sonra kızarık gözlerle aynaya baktığımda da hayat devam ediyordu ama bir süreklilik hissedemiyordum. Nasılsın? diye sormam gerekiyordu kendime, biri bu ihtiyacı karşılamalıydı. Ama aynaya bakıyordum ve ben miyim bu diyordum onun yerine, büyümek böyle mi yapmıştı beni? Çocukken hayal ettiğim yaşlarıma ulaşmış olmak bu muydu? Ne hayal etmiştim ve ne bulmuştum? Böyle bir hayal kırıklığından sonra da yaşamak gerekti, hayatın devam etmesi gerekiyordu. Benim hayatım neden kopuk kopuktu, neden içinde olduğum süreklilik vadeden bir hayatım varmış gibi hissetmiyordum?

Meydanın ortasına çökmüş ağlıyordum. Kaldırımın köşesine oturmuştum. Kollarım dizlerimin üzerine yaslanmış, gökyüzüne bakarak nefes alıyordum. Tek bir yıldız olmayan gökyüzünde yıldızın kaymasını bekliyordum. Benim hayattan istediklerim de hep buna benzerdi.

Şimdi ağlarken babamın tecrübeli bir hayat öğretmeni gibi kurduğu cümleleri hatırlıyordum, annem için ''Açık unutulan bir çeşme gibi, gençken her şeye duygulanırdı,'' derdi. Açık unutulan bir çeşme gibiydi demek annem, bir daha su sızdırmasın diye sıkı sıkı bastırılarak kapatılmaya çalışılmış. Kapanmıştı da. Ama hayatla kavgası bitmemişti.

Hayatla kavga etmek istemiyordum. Hayatı sevmek istiyordum. Hayatı seversem iğreti durduğum her yerde yadırgandığını hisseden bedenim biraz olsun rahatlar sanıyordum.

Yanıma oturan bedenin varlığını asırlar önce tanıyor gibiydim. Bambaşka bir hayatta o hep benim yanımdaydı, bu hayatta artık bu ihtimal yoktu.

"Nasıl bildin burada olacağımı?" dedim ona, aslında sadece burada olması umrumdaydı.

"Ben değil, kaldırımlar biliyor," diye cevap verdi alayla, dizlerini kırıp kaldırıma çöktü.

"Beni çok mu haksız görüyorsun?"

Yanımda oturmasına rağmen ona bakmadım. Başı benden daha üstteydi, nefesinin aralıkları bile düzenli şekilde bana çarpıyor gibiydi ama yine de ona bakmadım. Önümüzdeki açık dükkanın ışıkları bizi de aydınlatıyordu.

Güldü sorum karşısında. "Haksız oklarla vurulup yaralanmak yalnızca Tanrılara özgü mü sanıyorsun?"

Tek kaşı havaya kalkmış, bal rengi gözleri bana sabitlenmişti. O zaman ona döndüm. Ne sormak istediğimi de bilir, beni o cevaba hazırlardı. Buyduk biz. Gülümsedim. O, benim gülümsememin ardından adem elması oynayacak şekilde yutkundu.

GELECEKTEN GELEN MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin