Sevgili Mary;
...
Mesele nasıl başlamak değil, nasıl bitirmektir. Lakin bırak bitirmeyi nasıl başlanır onu dahi bilemiyorum. Oysa süslü kelimelerdir insanı cezbeden, bazen bir tebessüm, bazen sıradışı olsa da tembellik, haset ve kin. Hiç bir vakit deli dolu olamadık, gezmedik, tozamadık. İki üç güne sığdırmaya çalıştık yıllık hasretleri. Oysaki elimizden gelen tonca yol vardı çıkmazlara olanak sağlamasaydık.
Belki ben diyorsun, belki sen ama inan bana bu anı, bu olayı da yaratan benim, buna olanak sağlayan da hatta senin gözünü boyayıp bunları yutmandaki tek isim de benim. Cidden çok saçma ve değişik bir herifim, tam kendimi çözdüm diyorum ama yeni yeni şeyler çıkıyor aynaya bakınca. Yorgun, bedbaht ve çıkarsız. Dilim çok sivri olsa da aptal bir adamdan başkası değilim.
İşte bu yüzden dileğim şudur ki: Aşk eğer aşksa beni kabule makbul gördüğüne utanmalı ki yaptığı hatayı tekrarlanmasın. Gerçekten aşk eğer aşksa beni bu kapılardan sürgün edip, rezil rüsfa etmeli ki bir daha aynı hataya göz yumup naif canlar yakmaya.
Ne haset vardı içimde ne bir gafilin benliği. Tek bir yanlış vardı: Kim olduğunu bilmeyen aynanın karşısındaki ile beynimin içindekinin tutarsız olmasıydı. Oysaki seninle ilgili sözlerim vardı kendime verdiğim. Ben kendime verdiğim sözleri tutamazken nedir bu benden beklentin.
Umutlu günlere bensiz yelken açıp, gerçek bir adamla tanışman dileğiyle.
Sevgiler, Mic... Kva...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Ve Sağır
RandomHiç bir şey aslında anlatıldığı gibi basit değildir. Her şeyin aslında birden çok alt metni olduğu gibi bu alt metinlerin fazlasıyla görülmeye ve hissedilmeye değer yanlarını anlamak ve empati kurarak yaşamak, okumak kadar muhimdir. Her olay başlar...