Öğleden sonra olmuştu ve ben hala Emre 'nin ne demeye çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Sabahtan beri onu gözlemlemeye çalışıyordum ve çok stresliydi sürekli elleri veya saçları ile oynuyordu.
Sabret Asya günün bitmesine son bir ders kaldı. Son ders giriş zili çaldığında herkes yavaş yavaş sınıfa girmeye başlıyordu bizim sınıfı bazen anlayamıyordum üşenmeden aşağı tenefüse iniyorlardı ben tabikide o salaklığı yapıp hep inmiyordum mecbur kalırsam iniyordum o kadar.
Dersimiz fizikti. Mustafa hoca sınıfa girdiğinde direkt yoklamayı almaya başladı. Ama daha Emre gelmemişti
Sıra Emre'ye geldi
"Emre Özkan "
"Hocam beklesek gelir şimdi " diyerek ayağa kalktım.
"vaktinde gelseymiş Asya ama hatrına 5 dakka bekleyelim " diyip derse başladı.
Hoca konuyu bitirdi Emre hala gelmedi of neyi vardı bu çocuğun! Hoca bana baktı ve ardından Emre'yi yok yazdı. Yok yazdıktan sonra ise ders bitmiştir gençler demesiyle zamanlı olarak zil çaldı ve hoca cıktı.
Mustafa hocanın çıkması ile kafamı sıraya gömdüm.
Eş zamanlı olarak yanımdaki sandalye çekildi.
kolumu dürterek Selin konuşmaya başladı
" Onun nesi var Asya , senin neyin var? Bugün ikinizde çok tuhaftınız neyiniz var sizin ya" dıye cırladı
Kafamı kaldırıp bana endişeli gözler ile bakan Seline bakmaya başladım
"Bilmiyorum Selin bilmiyorum " diyip kafamı sıraya gömdum tekrardan.
Ardından yine kolumdan dürtüldüm kafamı kaldırmadan
"selin git başımdan"
"Asya ben Selin değilim fizikçi seni çağırıyor"
Kafamı hızla kaldırdım ve A şubesındeki Cerene bakarak "neden" dedim çünkü bu çalan zil paydos ziliydi
Bilmiyorum dermişcesine omuzlarını indirip kaldırdı
"off fizikci ne alaka ya "diyerek öğretmenler odasına yöneldim. Fakat aklıma gelen ile hızlanmaya başladım çünkü çıkışta Emre ile konuşacaktık
Ne kadar hızlı fizikçi ile konuşursam o kadar çabuk biter diyerek merdivenleri hızlıca iki kat indim
Merdivenlerin sonunda gördüğüm fizikçi ile nefes nefese yanına ilerledim
"h..hocam beni çağırmışsıınız"
hoca beni inceledi ve ardından konuşmaya başladı
"Aslında seni çağırmadım ama geldiğin iyi oldu" diyip elinde tuttuğu kağıtları elime tutuşturdu.
" Bunlar sizin proje konularınız. Ben herkese dağıttım dersleri. Yarın sınıfa dağıtıver.
Fizikci aynı zamanda bizim sınıf rehber öğretmenimizdi.
"Ama hocam biz kendimiz seçseydik"
"Herkesın yazılı notlarına sistemden ders ders bakıp verdim Asyacım başka sorun yoksa şimdi gidebilirsin" diyip üstten bir bakış attı. Ardından yanımdan geçti ve gitti
Hoca gider gitmez nöbetçi öğrenci masasından hemen bana ne vermiş diye kağıtlar arasından kendimin ismini aramaya başladım.
Bir yandan da söylemiyordum
" Hadi ama nerdesin hah buldum." diyip kağıdı sevinçle havaya kaldırdım ve gördüğüm ders adı ile suratım düştü
"Hayır ama ya şaka olsun lütfen . Adam resmen bana uyuz olup fizik vermiş of offf" diye ayağımı yere vurup arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım.
Arkamdan kısık sesli erkek kahkağa sesi geldı. Hafif başımı çevirip omuzumun üzerinden baktım ama umursamayıp yukarı çıkmaya devam ettım.
Çıkış saati olduğu için heryer öğrenci kaynıyordu. Hem kim güldüyse güldü illa bana mı gülmesi gerek hem anca çıkardım malum son kattaydık çıkıp çantamı toplamam lazımdı. Sonra ise Emre'yi bulmalıydım. Biraz daha hızımı arttırdım.
Bizim kata çıktığımda nefes nefese kaldım. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken telefonuma mesaj geldi
Oğuz: şaşkınken ve sinirlenince sana çok sevimli olduğunu söyleyen oldu mu ¿
Oğuz : umarım kimse görmemiştir bu halini çünkü çok aşık olunasıydı
Oğuz yapma be çocuğum düştük burda
:))
Bizdeki de kalp yanibu ardaaa 102 kişiyiz omen tanrimmm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gamzeli Bey
Teen Fiction0543*** ama gülmeyi bilmezdim şimdiki kadar 0543*** dünyanın en güzel kızı 0543*** hem kalpsiz 0543*** hem kalp hırsızı 0543*** kalbimi neden bir yıl önce çalıp yerine koymadın be güzelim 0543*** ben de senin kalbini çalsam ödeşir miyiz? &&& As...