" yalnızlık diye bir şey yoktur; farklılık vardır..."
Amacı belli olmayan bir dünyada amacımız olmadan yaşıyorduk. Bunu sorgulamamız bencillikti adeta. Sorunumuz olmayınca kusursuz olurdu bizce hayatımız. Yalandı bu. Çünkü kusursuz bir hayatı olan kimse bunu düşünmeyecek kadar kusursuz olamıyordu...
Koray bunu hangi kafayla söylemişti bilmiyordum. Belkide sarhoştu. Hiç öyle gözükmüyordu ama bunu söylemesi anormaldi. Koray duygularını hep içinde yaşardı. Bazen bana anlatırdı,benimle ilgili olmayanları tabii.Melisaya bile çıkma teklif etmemişti, birden olmuştu.Dedikodular ,yakıştırmalar vesaire.Aklıma birden Melisa geldi.Koray bana cevap bekleyen gözlerle bakıyordu. Onu seviyordum. Hatta ilk aşkımdı. O benim,bende onun. Ta ki liseye kadar. O zaman her şeye ergen gözüyle baktık. Ayrı dünyalarımızın kesiştiği noktada biz vardık. Ona beslediğim sevgi kalbimin en arka yerinde bulunmayı bekliyordu. Kendini hissettiriyor ama can yakıcı.Hep hatırlatıyor sana duygularını.En güvenli yerde saklandığı için ,her kapıyı çalandan bir şeyler alp güçleniyordu. Bu yüzden bu yaşıma kadar hiç sevgilim olmamıştı.Koraya sevimli ve ani bir tonda
"Melisa" dedim.Başını hafifçe oynattı ve küçük bir gülümseme eşliğinde sustu.
"Ya, evet. Güzel bir isim değil mi?"diyebildi sonunda. Ona inanamayan gözlerle bakıyordum.
"Melisa vardı ya hani?" Kafasını biraz aşağı eğdi. Parmaklarıyla oynuyordu. Gülümsediğini hissedebiliyordum. Yine bana baktı.
"Evete, hala var. Yaşıyor filan" kesinlikle kafasını bir yere çarpmamıştı. Hala aynı sinir bozuculuk.
"Koray gerçekten beni analmıyor musun? Yoksa anlamamazlıktan mı geliyorsun?"
"Eğer analsaydım, sana bu soruyu sordurur muydum?" Gülmemek için aşırı çaba sarf ediyordu. Yine trajedik bir anın içerisindeydik. Karanlık ve sessiz bir salon ve cümle tartışmasına giren iki genç. Pek iç açıcı olmadığı tartışılmaz gerçekti. Gözlerimi abartıyla devirdim ve küçük bir pufladım.
"Peki, baştan alıyoruz. Sen ve Melisa birlikteydiniz. Değil mi? Ayrıldınız mı?" Bu kısa oyunun bitmesine pek sevinmedi. Şu anda gerçekten merak ettiğim şey buydu.
"Yani, evet. Kendisi istedi." Bu kadar düşüncesiz olmasına hayret ediyordum.
"Ha, o istemeseydi ayrılmıyacaktınız yani." Bu sefer gözlerini o devirdi.
"Deniz, ben öyle demedim. Zaten biz resmi bir şekilde çıkmıyorduk. Herkes öyle istiyordu. Öyle oldu. Bugün de bu ilişkinin yürümeyeceğini kanıtlamış oldu." Hava soğuktu ve üşümeye başlamıştım. Üzerimizde ince bir pike vardı ama yer ve koltuk arasında kalmıştı.
"Melisadan ayrılır ayrılmaz mı geldim aklına." Sesli bir şekilde ufladı. Sinirli değildi, sadece sabırsız.
"Hayır Deniz hayır,sadece bunu bekliyordum anladın mı?"Pek tatmin olmamıştım ama benim de istedigi6m buydu. Telefonum aniden çalmaya başlayınca irkildim,sonuçta saat küçük rakamlardan oluşmuyordu.Koray bana ve telefona baktı;
" Arayan kim?"Ellerine fazla zaman harcıyordu;
"Açmadan ögrenemem öyle degil mi?" Böyle bir gecenin bu kadar gergin olması tuhaf sayılabilirdi. Telefonda arayan kişinin Meriç olduğunu görünce açıp açmamakta tereddüt ettim fakat,önemli bir şey olma düşüncesi herkesin aklına gelebilecek en basit düşüncelerdendi. Telefonu açtığımda Meriç'in telaşlı ve kızgın sesi vardı;
"Deniz, hemen okula gel." Ona bu kadar basit olduğumu düşündurdüğüm için kendime kızdım. Böyle olmamalıydı.
"Geleceğimi düşünmüyorsundur umarım." Koray'ın meraklı ve gergin tepkilerine maruz kalmıştım. Belki de hayatımda en iyi onu tanıyordum. İyilerimi, kötülerimi, her şeyimi ona anlatmıştım. Mahalledeki çocuklarla maç yaptığımız günleri hatırladım. Birimize bir şey olsa nasıl kavga ettiğimizi. Saatlerce çikolata yiyip akşam yemeğini kedielre dağıttığımiz günleri...
"Gelmek zorundasın Deniz." Kötü bir şey olduğu kesindi. Gecenin bu saatinde, bomboş bir okulda.
"Yoksa,"Diyebildim sadece. Koray ın da suart ifademden endişelendiği belliydi.
"Melisa yanımda ve durumu iyi değil. Daha kötü olmasını istiyorsan sıcacık yatağınla seni başbaşa bırakabiliriz." Telefon kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Budala
ChickLitBizi duygularımızdan arındıracak biri değildir ihtiyacımız olan, kimse kendine açıklayamasada bize o duyguları yaşatacak birini isteriz. Bize sürekli iyi davranan birine ihtiyaç duymamızın kendimizi sorgulamamıza neden olması gerekir. Bizim elde etm...