12.bölüm

158 26 4
                                    

Medyada korayın denizle dalga geçince sırıtması...

İçime büyük bir hissizlik çökmüstü.genelde insanları dengesiz olmalarına karşın elestirirdim fakat benden dengesizi yok bu dünyada .ne kadar fark ettirmemeye çalışsamda.ben aydınlık havadan nefret eden papatylara bayılan ,slow yabancı şarkı dinleyip türkçe rap şarkılara eşlik eden,etek giydiğinde kurdelesini eksik etmeyen pantolon giydiğinde deri cektsiz asla diyen tuhaflığın dibine vurmuş bir kızdım.ha bide yemek yapmayı bilmeyip ayı gibi yiyenler sınıfı da

ayaklarımda dünyanın ağırlığı varmışçasına salına salına yürüdüm.arkamdan geldiğini hissedebiliyordum.mutfağa bir göz attım.ben yemek yapmayı bilmezdim ki.dolaptan biber ve domates çıkardım.tavada biraz kızartıp soğan koydum.ne yaptığımdan tamamen habersiz şekilde tavuk doğrayıp içine attım.hiçbir şeye benzemedei.zaten koray için mükemmel yemek yapsam bile mükemmel yemek yapmazdım.bar.i ilk günden yesinde bir daha istemesin.dolaptan kolayı çıkartıp iki bardağa koydum..yemek olmak için debelenen şeye biraz da tuz katıp iki tabağa koydum.salondaki masya tabakları koyarken yerime oturdum .koray hala salondaki koltukta pinekliyordu.uyuşuk sesimle

"koraay"diye bağırdım .koltuktan hızla kalkıp ellerini birbirine sürttü.önündeki tabağa bakıp sandalyeye oturdu .ben niye onu izliyorum ki off.göz ucundan onu izlediğimde yemekten biraz yedi.yüzünü ekşittiğini görebiliyordum.sonra gülerek bana döndü

"oo süper olmuş döktürmüşsün deniz hanım"dedi.ne diyon lan sen hangi hakla benim yemeğimi beğeniyorsun.te allahım ya.karıncalar yine saçmalık gününde olacak ki birden midemde kıpraştılar.ona döndüm .tek kaşımı kaldıramadığım için ikisini birden kaldırdım

"ciddi misin sen "diye söylendimo da suratını ekşitti

"tabi ki değilim .ne bekliyorsun.sana kim öğretti yemek yapmayı?"sanane benim boyumdan sanane;).bu çocuk gerçekten sorunlu.ben mi dedimsanki kalkıp yemek yapıyım diye.babaannemin sıcacık çorbalarına alışmıştım ben.muhtemelemen o da.gözlerimi üç saniye kadar tavana dikip yüzüne çevirdim.

"ben yemek yapmayı bilmiyorum.çok acıktıysan pizza söyle."oda bir süre bana bakıp konuştu

"bilmediğin şüphesiz gerçek.pizza iyi fikir ."cebinden telefonunu çıkarıp tuşları çevirdi.iki büyük boy pizza söyledi.yine salondaki koltuğa uzandı.bende kulaklığımı ve kıtabımı alıp tekli koltuğa sıkıştım.küçücük koltukta uzanma tabirini tam anlamıyla gerçekleştirmiş oldum.

karnımda bir an yine boşlık belirdi.bana farkettirmeden içimi kemiren ve benden geriye bir şey bırakmayan bir şeydi bu.sessizlik ve karanlığın uyumu gibi güzel ve tehlikeli.içimdeki bütün kötü fikirlere çektiğim sis perdesi hafifçe inceliyordu ve sonunda yok olacaktı.kendi beynimle tartışmak sık yaptığım şeylerden olsada yinede tuhaf geliyordu.aynı zamanda saçma.saçma zaten hayatın kendisiydi saçma olan yaşantıların sadece zamana sergilediği küçük bir oyundu.ama bu oyunun kazananı başında belliydi .hayat.hayatın ta kendisi.

gözlerimi kapatıp sadece müziğin eşliğinde kaybolurken uyarıcı gibi çalan kapı sesi beynimde yankılandı.koray benden önce davranıp kapıyı açtı.bir süre durduktan sonra elinde iki pizzyla içeri girdi .artist girerken bile salına salına giriyor.masaya oturup önüme bir pizza kutusu koydu .iyide bu bana yetmez ki.hemen pizzamı yerken sadece pizzama odaklanmıştım.ahh o sucuklar...ah o mantar...ah o mısırlar....ölüyorum hani insan bir şey yerken canı o şeyden çeker ya aynı ondan olmuştu banada.elimdeki son piza dilimini de iştahla mideme yollarken korayın daha iki dilimi olduğunu gördümpizzayı öyle bir süzdüm ki.koray da bana gözlerini dikip baktı.huysuzca söylendi

"ye şunları da"ya onane ya .yemiyeceğim belki.nereden biliyor ki.tamam belki çok aç bakıyordum ama direk bana ayı deseydi bari.bende huysuzlanıp

"doydum"dedim.yine o aptal sırıtışını takındı.

"sokaktaki köpekler aç.emin misin istemediğine?"onun bu tavrı karşısında şaşırsamda onun içindeki minik çocuk korayın köpekleri sevdiğine karşıı minik bir hatıra zihnimde canlandı.bende konuşmak için gözlerimi ona dikti

"evde de bir tane aç köpek olunca sokaktakileri düşünmek pek mümkün değil.ayrıca şimdi anlıyorum.senin egoistliğin hayvan sevginden geliyor".-anlayana-birazdaha bana baktı .ama bu sefre yüzünde zerre alay yoktu.kızmış gibiydi.yerimden ağır ağır kalktım.terliklerimi yere sürterek odama çıkım.yatağıma bakıp içine atladım.uyku beni çağırıyordu.am savunmasız bir şekilde uykuya esir olurken beynim tamamen boştu.

BudalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin