Medyada koray...
Yatağımda ki yorganı tekmeleyerek yatağımla kavgamı sona erdirdim.
Dünkü olaylardan sonra kafam kazan gibi olmuştu. Kendime yeni kurallar ile şartlandırdım. Bir tarafım melisa nın saçını başını yol derken bir yanım kendini küçültme diyordu.sonunda iyi tarafım baş gösterdi ve saçını başını yolmaya karar verdim.tabi şimdi değil bir dört sene sonra felan.
Yatağıma pis bir bakış atıp Üstümü giyindim.aşağı indiğimde
"Günaydıggggnnnn"diye bağırdım. Korktular yaa.sıkıcı muhabbetlerle kahvaltımı edip okula ilerledim. İçimde hala korkak bir kız çocuğu vardı ve melisa yı görür görmez kaç diye uyarıyordu beni .gerçekten melisa nın yapacaklarından korkuyordum. Ama içimdeki otuz beş yaşında ki olgun deniz bana korkma diye fısıldıyordu ikisini de susturup yoluma devam ettim.
Okulun kapısında kendimi olacaklara hazırladım ve hızlıca yürüdüm.ha bide Meriç vardı ona da sonra hesabını soracaktım.adımlarımı daha da hızlandırıp ilerledim. Melisa yı korayın yanında konuşurken gördüm.koray da dinliyormuş gibi yapıp boş boş suratına bakıyordu.gözleri bana kaydığında hafif gülüşünü hissettim.melisa da korayın bakışların dan beni buldu gözlerini kısarak ve dudağını büzerek beni süzdü.korayın yakasından çekerek kafasını koca suratına baktırmaya zorladı.koray yine önüne döndü ve yine boş boş dinledi.ikisine de nefretimi ikiyle çarpıp ikiye buldum. Bir şey değişmedi zaten nefretim son doruktaydı. Bir tarafta kendini beğenmiş megolaman koray bir tarafat şimarik kız melisa olacakları tahmin edebiliyordum.ikisi tam birbirini bulmuş.sırama geçerken dikkatli bbakışları ve dedikioduları görür gibi oldum.sustum.ama sınıfın ineği bile
"denize de bak sen"diyince kendimi tutamyıp kocaman dil çıkardım.salaklar yaa.yanımdaki boş sıraya nihayet tuğçe geçeckken meriç ondan önce davranıp sıranın yarısına oturdu.ona pis pis baktım ama yine yüzünde ukela gülüşü vardı.tuğçe bana göz kırpıp batuhanın yanına oturdu.
ders boyunca sadece ellerimin arasındaki kafamın sarı saçlarının her tutamıyla oynamış yanımdaki mahluğun yüzüne bile bakmamıştım iki sıkıcı tarih dersini aklımdaki minik karıncalarla çelişki içerisinde kaga ederek geçirdim.bir ara gözlerim kapanır gibi oldu ama yanımdaki ayı ayağıma basarak beni kendime getirdi.ik sıra yanımdaki ayı da rada buraya bakıyor genelde defterine yazı yazıyordu.zil çalınca karıncalar mideme isyan etti ve davulları çalmaya başladılar kantine eylem ve tuğçeyle yürümeye başladık .
"melisa ya dersini vermekle iyi yaptın .kıza bak yaa."diye söylenip duruyordu .tuğçede dinliyormuş gibi yapıp kafasını sallamakla aşırı meşguldu.kantin sırasını beklerken bir el bileğimi sertçe kavradı hızlıca arkamı döndüümde bana öfkeyle bakan korayla karşılaştım.
"o çocuktan uzak dur"diye gürledi birden .olduğum yerde kaldım anca
"kimden bahsediyorsun"diyebildim.zar zor konuşuyordum.
"meriçten"bunun üzerine basa basa heceleyerek söylemişti.
"bana karışamazsın"diye karşı çıktım .kaşları daha da çatıldı.bu sefer gerçekten korktum.
"gayette karışırım"diyerek kolumu bıraktı ve hızlıca elleri cebinde okula ilerledi.karıncalarım yuvalarından çıkıp etrafa kaçıştılar .içimi büyük bir hissizlik kaplamıştı bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Budala
Chick-LitBizi duygularımızdan arındıracak biri değildir ihtiyacımız olan, kimse kendine açıklayamasada bize o duyguları yaşatacak birini isteriz. Bize sürekli iyi davranan birine ihtiyaç duymamızın kendimizi sorgulamamıza neden olması gerekir. Bizim elde etm...