"Şimdi," dedi, ama Chanyeol'ün sesi aşırı boğuk ve sabırsızdı. Baekhyun, nefes nefese ve ıslaktı. Chanyeol,
kondomu takarken dikkatli davranıyor ve kontrolünü sağlamaya çalışıyordu. Baekhyun'un üstünde pozisyonunu aldı ve ilk derin girişinde, sevgilisi zevkle inledi. Tutturduğu ritim ise, Baekhyun'u zevkten kendinden geçirdi.
Chanyeol durunca, Baekhyun'un
ağzından itiraz çığlıkları yükseldi.
"Tanrım ..."
"Gözlerini aç," diye emretti, Chanyeol, "Gözlerini aç ve bana bak."Baekhyun, zorlukla kirpiklerini kaldırdı ve onun dumanlanmış gözleriyle karşılaştı. Bütün savunma duvarları yıkılmışken, gözlerindeki ifadeyi anlamasından korktu.
Kendi kendine, herkesin bu durumda böyle hissedeceğini söyleyip duruyordu, fakat bunun doğru olmadığını biliyordu. Çünkü kalbinin bu kadar yanması, normal
olmamalıydı. Sanki zevkten ve mutluluktan patlayacak gibiydi. Bu hisleri rahatlıkla, aşk diye
niteleyebilirdi. Fakat Chanyeol aşk aramıyordu. Baekhyun'un gözlerini açmasını istemesinin sebebi, onun
doyum derecesini anlamaktı ve bunu saklamasına olanak yoktu.
Baekhyun, onun gülümsediğini gördü."Böyle daha iyi," dedi Chanyeol. "Bana neyden hoşlandığını söyle. Ne yapmamı istediğini söyle."
Baekhyun, onun ne beklediğini merak etti. En tahrik olan noktalarını gösteren bir sözel harita veya tercih ettiği pozisyonu mu öğrenmek istiyordu?
Baekhyun'un ise ondanistediği tek bir şey vardı. "Sadece öp beni," dedi, çünkü sevgisini istemeye en yakın olan buydu.+
Chanyeol, yatak odasının penceresinden bahçesini seyrediyordu. Chanyeol ise bahçede odunları kesiyordu. Unutulmayacak bir görüntüydü. Kaslı kolları inip kalkıyor ve kütükleri ikiye
bölüyordu ve her hareketinde, sırt ve kol kasları oynuyordu. Baekhyun'un boğazı kurudu. Böyle bir görüntüyü ne çok hayâl etmişti. Ne kadar mücadele ederse etsin, yalnız kaldığı anlarda, aklına yalnızca Chanyeol gelirdi. Hayatına ve yatağına yeniden girdiğini ve özgürce bir ilişki yaşadıklarını, kaç kez hayâl etmişti. Şimdi o hayâl gerçekti. Kariyeri ile milyarder patronunun istekleri arasında, birkaç dakikalık tutku değildi paylaştıkları... Gerçi Chanyeol yine milyarderken, kendisinin bir kariyeri yoktu. Yine de her şey mükemmel olmalıydı.Öyleyse niye kafasında, yanıtı olmayan binlerce soru dolaşıyordu? Chanyeol, Comish'deki eve, yanına taşındığından beri, gerçek bir çift gibiydiler. Her çiftin alışageldiği şeyleri yapıyorlardı. Beraber yemek pişiriyorlar, markete gidiyorlardı. Önceleri, onu, markette veya köy halkının içinde gördüğünde, şaşırıyordu. İnsanlar onları görünce yaptıkları işleri bırakıyorlar ve ona bakıyorlardı. Normaldi, çünkü soluk kotu ve deri ceketi, uzun boyu ve
atletik yapısı ile çok dikkat çekiyordu. Esmer teni ile başka bir dünyadan gelmiş gibiydi. Çünkü gelmişti. Tam yaptığı buydu. Şiddeti, reddedilmeyi, acıyı ve çaresizliği biliyordu. Bütün bunlar onu şekillendirmiş ve diğerlerinden farklı kılmıştı. Onun yanında herkesin soluk ve silik kalması ondandı. Hiçkimsenin, kendine çekici gelmemesinin nedeni de buydu. Baekhyun yanında olmasından mutluydu. Bir çift olmaktan ve bir çiftmiş gibi
davranmaktan hoşlanıyordu.Biriyle beraber, korku filmi seyretmek veya kutu oyunları
oynamak, hayatı enteresan kılıyordu. Gece yatağa girdiğinde, Chanyeol'üm kollarının beline dolanmasını ve onun sıcak ve çıplak vücuduna yaslanmayı ve sabah öylece uyanmayı, çok seviyordu. Onunla ne zaman ve nerede isterse sevişebileceği fikri onu mutlu ediyordu. Fakat onları çevreleyen sınırların da farkındaydı. Dile dökülmeyen, içgüdüsel ve zorlayıcı
sınırları...Gelecekle ilgili hiç konuşmamışlar ve aşk sözcüğünü hiç kullanmamışlardı.
Chanyeol, bir evde yaşamaktan hoşlanmış olabilirdi, ama hala burası onun eviydi. Chanyeol'ün bunda hiçbir katkısı yoktu ve öyle bir niyeti de yoktu. Tabii ki olamazdı. Comish gibi uzak bir köşede, hayatını geçireceği düşünülemezdi. Her ne kadar uyum sağlamaya çalışsa da, diğer hayatı pek yakında kendini
hatırlatacaktı. Telefon konuşmalan başlamıştı bile ve mesajlar yığılıyordu. Pek yakında, yapmak zorunda olduğunu söylediği konferans konuşmaları başlardı.
Baekhyun, kendini onlardan soyutlayabilirdi.