Hawkins alışveriş merkezi kazasından sonra suçu üstlenen Elizabeth 1 yıllık esaretinin ardından Hawkins'e geri döner. Bahar tatili yaklaşmaktadır ve yeni bir tehtid Hawkins'te boy göstermek üzeredir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Etraf karanlıktı. Sokak lambalarının altında, korku içinde yürüyordu. Omzunda asılı olan kahverengi çantaya sıkı sıkıya tutunmuş, eve sağ salim varabilmek için dua ediyordu. Nereye gittiğinin bile farkında değildi oysa ki. Hava hafif rüzgarlıydı ve etraf sanki kül kokuyordu. İnsanın içine ürperti vermesi kaçınılmazdı. Ayakkabılarının çıkardığı ses sokakta yankılanıyordu. Genizi yanıyordu soğuktan. Sakinleşmek için parmaklarını çantaya teker teker vurarak rakamları sayıyordu. Bir anda bilinçsizce duraksadı. Sokak lambasının arkasında bir figür görür gibi oldu. Yavaş adımlarla yaklaşmaya başladı. Her adımda gerginliği artıyor, figür netleşiyordu. Kendinden daha uzun bir adam lambanın arkasında dikiliyor, onu izliyordu. Sanki bakacak başka hiçbir şey yokmuş gibi dikkatlice onu süzüyordu. Çantasını daha sıkı kavradı. Nefes almak zorlaşıyordu. Adamın derin bakışları mermi gibi saplanıyordu. Gözünün içine bakmayı başardığında sanki sonsuz bir boşluk gördü. Bir karadelik gibi içine çekiyordu. Nefret, öfke ya da suçlama duygusuydu hissettiği. O farkına bile varmadan adamla aynı hizaya gelmişti. Nefesini tutmuş, hamle yapmaya hazır halde bekliyordu. Kaçmak istiyordu ama ayakları yere çivilenmiş gibiydi. Kül kokusu yoğunlaşıyor, lambalar sönüp duruyordu. Adam sadece ona bakıyor ve hiç hareket etmiyordu. En sonunda ağzını açtı ve bir şey söyledi.
Hawkins Lisesi Kafeteryası
"Hey Liz!" Dedi Mike. "Daldın gittin bir anda." Kız, kendine gelip silkelendi ve nerde olduğunu hatırlamaya çalıştı. Kafeteryaya gelmişti ve arkadaşlsrıyla yemek yiyordu.
"Gördüğüm bir rüyayı hatırladım da..." dedi emin olamadan. Mike ve Dustin'in sırtlarında yukarıya bir ürperti turmanır gibi oldu. İkiside rahatsızca birbirlerine sonrada Liz'e baktılar. Konuyu değiştirmek için Dustin hızlıca bir hamle yaptı.
"Esaretin nasıldı?" Liz önündeki patates kızartmasını alıp kıkırdayarak ona fırlattı. Hellfire klübündeki tim gözler ciddiyetle ona dönmüştü.
"Esaret mi? Abartma alt tarafı ıslah evi." Diye yanıtladı. Sağ tarafında oturan tanımadığı kişiler sessizce ona bakarken Mike ve Dustin büyük bir rahatlıkla onu dinliyordu. "Açıkçası... berbattı." Dedi duraksayarak. Ancak o zaman kafasını kaldırıp etrafa düzgünce baktığında Lucas'ın orda olmadığını fark etti.
