• Talihsiz olay •

3.5K 137 126
                                    


• Magnus Cadılık ve Büyücülük Okulu, aynı Hogwarts gibi eğitim veren bir okuldur. İki okul arasındaki en belirgin fark Magnus'ta öğrencilerin binalara ayrılmadan eğitim almasıdır. Böylece gruplaşma, dışlama gibi sorunlar görülmez. Cecilia White'ın babası Edward White tarafından yönetilir. Okul İskoçya'da, Hogwarts'a yakın bir bölgede yer alır. Öğrencileri kız ağırlıklıdır. Hogwarts kadar olmasa da köklü bir tarihi, başarılı öğrencileri vardır.

...

"Merhaba efendim. Beni görmek istemiştiniz." dedi Cecilia öğretmeni Bay Mendes'e. Genç adam gülümsedi. "Evet Cecilia, gel otur." dedi, çayları doldururken.

Bay Mendes diğer öğretmenlere göre oldukça genç ve yakışıklıydı. Keskin yüz hatları, mavi gözleri, pembe dudakları, düzenli sakalları ve kahve saçları vardı. Çoğu üst dönemin ilgisini çeken bir adamdı.

Bugün öğle yemeğinde kendisini ofisinde görmek istediğini söylemişti Cecilia'ya. O da soru sormadan onaylamıştı öğretmenini. Güveniyordu ona.

"Önemli bir şey için mi çağırmıştınız? Umarım bir sorun yoktur Bay Mendes." dedi önündeki deri koltuğa otururken.

Bay Mendes'in odası yeşil ağırlıklı spor mobilyalarla düzenlenmişti. Kendisi oldukça zevkli bir adamdı. Ortada siyah bir masa, karşısında ikili takım olan yeşil deri koltuklar ortada ise küçük bir sehpa vardı. Odada pencere yoktu ve tüm duvarlar kitaplıklarla kaplıydı. Çoğu rafta kitaplar olsa da bazı raflarda hayvan kürkleri, kupalar ve fotoğraflar bulunuyordu. Yerde yeşil işlemeli ince bir halı seriliydi. Çoğu kız bu odada oturmak, Bay Mendes'in altına yatmak için çıldırırdı. Ancak Cecilia babasının okulunda dilf avcılığı yapmayacak kadar aklı başında bir öğrenciydi.

Bay Mendes yeniden gülümsedi. Elindeki içi çayla Cecilia'nın karşısındaki koltuğa ilerledi. "Lütfen bana Tony de." dedi çaylarından birini karşısındaki kıza uzatırken. Cecilia gülümsedi ve çayı aldı.

"Teşekkürler Tony."

"Rica ederim. Seni bugün önemli bir sebepten çağırmadım. Sadece sohbet etmek istedim. Nasılsın? Neler yapıyorsun bu aralar?" diye sordu çayını yudumlarken Tony.

"İyiyim teşekkürler. Özel bir şey yapmıyorum, tatili iple çekiyorum sadece."

"Tatil için bu kadar sabırsız olmanın sebebi nedir?" diye sordu Tony merakla.

"Yakın bir arkadaşımda kalmaya gideceğim. Kendisini tatilden tatile görüyorum ne yazık ki. İnsan ister istemez özlüyor."

"Kim o arkadaş? Erkek mi?"

Cecilia kaşlarını çattı. "Sizi alakadar eden noktayı kaçırdım sanırım?" dedi tersçe. Bu adam kimdi de bu kadar soru soruyordu?

"Hadi ama biz arkadaşız." dedi Tony, ardından bir elini Cecilia'nın dizine koydu. "Benimle paylaşabilirsin."

Cecilia hızla elini çekti. "Bana böyle temasta bulunmazsanız sevinirim. Siz öğretmen, ben öğrenciyim. Haddinizi bilin." dedi öfkeyle. Ayağa kalkmaya çalıştı ancak hissettiği baş dönmesiyle yerine oturdu.

"Senin de beni sevdiğini biliyorum Cecilia. Bunda utanılacak bir şey yok. Kaçma benden." dedi Tony karşısındaki kıza yaklaşırken.

Cecilia'nın hareketleri kısıtlanmıştı sanki. Düşünebiliyor ancak uygulama aşamasında zorlanıyordu . "Saçmalıyorsunuz. Öğretmensiniz siz, yerinizi bilin!" diye bağırdı.

The Bet | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin