Sirius arkadaşlarıyla gülerek kahvaltıya indiğinde onun bu pozitif enerjisi herkesi şaşırtmıştı. Düne göre oldukça gençti bugün.
Masada kızılla sohbet eden esmer cadının yanına oturdu ve yanağından öptü.
"Günaydın hanımlar." dedi James yerine yerleşirken.
"Ee artık grubumuzda iki çift var. Yorumlarınız alayım." dedi Sirius sırıtarak.
Cecilia gözlerini devirdi. "Daha çift değiliz."
Sirius koca gülümsemesiyle ona bakarken burnunu sıktı. "Senin de dediğin gibi 'daha' olacağız yani.""Onu bunu bırakın bugün maçınız var. Nasılsınız?" diye sordu Remus.
James omuz silkti. "Gayet formumdayım. Sunucumuz da artık kendine geldi. Arayıcımız da hazır. Bu maç bizi kimse tutamaz."
"Dikkat et James. Kahramanlık peşinde koşturup kendine zarar veriyorsun. Geçen sene kafana bludger yiyip 200 metreden aşağı düştüğünde neler çektiğini biliyoruz." diye tembihledi Lily.
"Sen de dikkat ediyorsun canım. Başına bir şey gelmesini istemem." dedi Sirius, Cecilia'ya.
Esmer güzel ister istemez gülümsemişti. Sirius 'tuz almak için' kolunu omzuna atıp kızı kendine çekince gülümsemesi iyice büyümüştü.
"Bir de çift değiliz diyor." dedi Peter sırıtarak.
"Sus." diye mırıldandı Cecilia huzur dolu bir tonda. Ancak huzur uzun sürmedi. James birkaç dakika sonra tüm oyuncularını aldı ve son taktikleri konuşmak için topladı.
Hazırız değil mi?" diye sordu James.
"Saatlerdir hazırız diyoruz." diye söylendi Marlene.
"Harbiden kaptan. Çıkalım, oynayalım ve kazanalım." dedi Arthur.
"Evet Jamie. Hadi şu maçı kazanalım." dedi Cecilia gülümseyerek.
"Hadi aslanlarım benim!" diye bağırdı James. Onlar birbirlerine tezahürat yaparken Cecilia bileğindeki elle soyunma odasının dışına çekildi.
Sirius duvara yasladığı kızın belini tutmuş gülümseyerek yüzünü bakıyordu. "Özledim."
Cecilia güldü. "Yarım saat oldu Sirius. Hem şimdi maç var. James içerde olmadığımı görürse biterim."
"En çok tezahüratı ben yapacağım. Regulus'u lanetleyebilirim bile. Uzun zamandır yapmıyorum eğlenceli olur." dedi oğlan sırıtarak.
"Asla! Dokunma şu çocuğa. Ama tezahürat yapabilirsin."
Sirius kızın beline koyduğu elleriyle vücutlarını biraz daha yaklaştırdı.
"Hmm, başka bir şeyler ister misin?" diye sordu sessizce. Yavaş yavaş Cecilia'ya yaklaşıyordu. Bu durum esmerin kalp atışlarını hızlandırıyordu.
Cecilia kollarını oğlanın boynuna doladı. "Alnına Cecilia mı yazdırsak bir de? Kırmızı kırmızı, yakışır."
Sirius güldü. "Kalbime yazmışım ya işte. Ama sen iste, ben kalıcı dövme yaptırırım 'Cecilia'm' diye, nasıl sence?"
Cecilia gülümsedi. "Çok güzel olur. Böylece günlerdir sana asılan Marlene yerini bilmiş olur."
Sirius kahkaha attı. "Kıskandın ha?"
Cecilia gözlerini devirdi. "Rahatsız oldum. Bir de karşılıksız bir şeyin peşinden koştuğu için üzüldüm."
Sirius biraz eğildi ve alnını kızınkine yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bet | Sirius Black
FanfictionCecilia White, Magnus Büyücülük ve Cadılık okulunda başına gelenlerden sonra dostu James Potter'ın yanına Hogwarts'a gönderilir. Hayatına eğlence arayan Sirius Black, Barty Crouch Jr. ile bir iddiaya girer ve sonuçlarına katlanmak zorunda kalır.