• Okul bittiğine göre her şey sarpa sarabilir •

479 36 16
                                    

Cecilia bir yandan dengesini sağlamaya çalışıyor diğer yandan da nereye gittiğini kesin olarak bildiği oğlanı yakalamaya çalışıyordu.

Zorla merdivenleri çıktığı zaman az çok tahmin ettiği manzarayla karşılaştı. Sirius mermer zemine oturmuş, düşünceli bir ifadeyle sigarasını yakmaya çalışıyordu.

Umursuzca esmere baktı ve işine geri döndü. Cecilia yavaşça onun yanına oturdu.

"Üzgünüm." diye fısıldadı.

Sirius sinir bozukluğuyla güldü. "Ne için Cecilia? Hani hiçbir şey yapmamıştın?"

Cecilia derin bir nefes verdi. "Üzgünüm çünkü bu dünyada en sevdiğim insanın bir şekilde kalbini kırdım. Çünkü Barty ile konuşabileceğime inanacak kadar salağım. Çünkü aptalca içip aptalca sarhoş oluyorum ve aptalca erkeklerle dans edip beni umursamanı sağlamaya çalışıyorum!"

Sirius konuşacak gibi oldu ancak esmer cadı ona fırsat tanımadı. Ayağa kalktı ve oğlanı da peşinden kaldırdı.

"Çünkü seni üzmek beni mahvediyor Sirius. Gözlerin en sevdiğim renge sahip. Onların solmasına sebep olan kişi olmaktan nefret ediyorum. Çünkü seni seviyorum! Seni, yaptığın iğrenç şakaları, uzun saçlarını, hep ütülü olan gömleklerini, değişik desenli boxerlarını, giymeme izin verdiğin sweat ve tshirtlerini, biri sana iltifat edince içten içe eriyen kalbini, herkese olan samimiyetini, umudunu ve bana olan inancını seviyorum. Her sabah bana sen sevdiğim kahveyi yapmanı seviyorum, bu kadar ilgilenmeni seviyorum. Korumacı yanını, kıskanç yanını ve deli yanını bile seviyorum."

"Cecilia.."

"Çünkü sana aşığım. Çok aşığım ve sensiz naparım bilmiyorum çünkü sen olmadan önce kim olduğumu veya kim olmak istediğimi bilmiyordum. Şimdi biliyorum. Senin mutluluğunu ve bunun kaynağı olmayı istiyorum. Uyanınca seni göreyim gece senle uyuyayayım. Evlenelim, bir çocuğumuz olsun. Tatlı bir evimiz, ufak bir çevremiz ve mutlu bir hayatımız olsun."

Sirius dolu gözleriyle aptalca gülümsedi. Hızla esmeri öptü. Ve ona sıkıca sarıldı. Cecilia'nın ufak hıçkırıklarını duyunca kalbinin yandığını hissetti.

"Hey, hey, hey. Bana bak." nazikçe kızın yüzünü kendininkine doğru kaldırdı. Yavaşça yüzünü öptü. Çok narin davranıyordu Cecilia'ya. Sanki porselen bir bebekmiş gibi.

"Seni üzmek istemedim Sirius.." diye hıçkırdı Cecilia çaresizce.

"Bebeğim biliyorum. Bak senin az önce söylediğin şeyler benim için de geçerli tamam mı? Sana aşık olan adam olarak seni böyle ağlarken veya herhangi bir olumsuz duyguyu yaşarken görmekten nefret ediyorum. Sorun yok? Biraz gerildik ve geçti. Çiftlerin başına gelir hep. Hem kavga etmek, hala savaştığın anlamına gelir."

Sirius yavaşça yere oturdu. Cecilia da onun kucağına yattı. Oğlan üzerlerine büyüyle bir battaniye çıkardı. Cecilia'nın koyu saçlarını koklaya koklaya öptü.

"Lütfen beni hiç bırakma."
"Bıraktığım gün öldüğüm gündür."

...

"Uyan hadi dostum, geç kalacağız." diye söylendi James, Sirius'u uyandırmaya çalışırken. "Peter sen de kalk! Hadi ya uyumuyor musunuz geceleri?" dedi şişman oğlanın göbeğini tokatlayarak.

Peter sıçrayarak uyanınca çıkan gürültüyle Sirius da uyanıverdi. O esnada Remus az önce şahit olduğu manzaraya sırıtarak banyodan çıktı. "Tebrikler Çatalak, sonunda başardın." dedi bavulunu kapamaya çalışırken.

The Bet | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin