Cecilia ve Sirius sırıtarak ortak salona girdi. Rabastan iplerle bağlanmış tekli bir koltuğa oturtulmuştu ve anlaşılan o ki pek mutlu değildi.
"Sendeyiz Rabastan." dedi Sirius.
"Anlat bakalım. Ne işin var burada?" diye ekledi Cecilia."Ne bir dakika Rabastan mı?" diye sordu Lily.
"Ben Barty falan olur sanmıştım." dedi Peter
"Oğlum benim aklıma direkt Sümsükus geldi." dedi James yüzünü ekşiterek.
"Ulan bir susun da adam konuşsun!" diye bağırdı Frank."Niye konuşayım oğlum?" diye sordu Rabastan. "Mal mıyım ben?"
Herkes evet deyince yüzünü buruşturdu. "Siz aptal Gryffindor'lar kendinizi çok akıllı sanıyorsunuz."
"Bize bir daha laf edersen seni öldürürüm." dedi James öfkeyle.
Rabastan güldü. "Sende o göt yok Potter."
James tam oğlanın üzerine atlayacakken Frank ve Remus onu durdurdu. "Otur oturduğun yere James." dedi Lily öfkeyle.
"Konuşacak mısın yoksa Veritaserum mu verelim?" diye sordu Alice.
"Ah bunu ilk defa görüyorum. Güzelmiş. Sonra Hogsmeade'e gider miyiz?" diye sordu çapkın bir şekilde.
"Ben götüreceğim seni Hogsmeade'e!" diye bağırdı Frank. Bu sefer oğlanın üstüne atlamaya çalışan kendisiydi.
"Tamam bu böyle olmayacak Lily ve Remus iksiriniz iyiydi değil mi?" diye sordu Cecilia.
"Yani-"
"Sayılır ya.""Tamam sizi mütevazı maymunlar anladık iyisiniz. Biz malzemeleri bulalım siz serumu yapın. Olur mu?"
"Tabi ki seve seve yaparız. Ama eksik malzemeleri gizlice çalmamız gerekecek." dedi Remus. Lily de onay verici bir şekilde kafasını salladı.
"John ve ben ilgileniriz. Siz yeteri kadar uğraştınız. Ayrıca Cecilia dinlemeyi hak ediyor." dedi Arthur gülümseyerek.
"Çok incesin Arthur teşekkürler." dedi Cecilia.
"O zaman biz de gözetmenlik yaparız." dedi Frank.
"Onu biz yapardık aslında." dedi Sirius."Hayır Sirius. Sen ve Cecilia Hogsmeade'e gidin, biraz eğlenin. Buraları bize bırakın. Hatta mümkünse James'i de alın, önümüz açılır."
Frank böyle söyleyince Sirius bir şey diyemedi. Aslında Cecilia'yı Hogsmeade'e götürmek oldukça güzel olurdu.
"Tamam o zaman. Ne dersin güzelim?" diye sordu Sirius. Esmer gülümsedi. "İyi madem."
...
"Seni kısa yoldan götüreceğim." dedi Sirius ellerini onunkilere kenetleyerek.
"Öyle bir yol mu var?" diye sordu Cecilia.
Sirius güldü. "Var tabi. Benimleyken her şeyin kolayı var canım."
Esmer cadı gülümsedi.
"Gülümsene bayılıyorum. Huzurlu hissettiriyor gülümsediğini görmek."
"Bugün dünyanın en tatlı çocuğu olmayı mı seçtin?" diye sordu Cecilia utanmış bir halde.
"Utandın sen." dedi Sirius sırıtarak. "Napalım şirinlik de mi yapmayalım?"
"Gelsene sen bir şöyle." diyerek oğlanı çekiştirdi. "Kuytu yerlere sokma beni aklıma başka şeyler geliyor." dedi oğlan.
"Nolursun sus." dedi Cecilia ve parmak ucuna çıkıp dudaklarına kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bet | Sirius Black
FanfictionCecilia White, Magnus Büyücülük ve Cadılık okulunda başına gelenlerden sonra dostu James Potter'ın yanına Hogwarts'a gönderilir. Hayatına eğlence arayan Sirius Black, Barty Crouch Jr. ile bir iddiaya girer ve sonuçlarına katlanmak zorunda kalır.