Gemiler etrafındaki sular yüzünden batmazlar. İçlerine su aldıkları için batarlar...
&
Deniz Korkmaz yine o gün de okula gidiyordu. Uzun siyah kasvetli kapıdan ayrı bir atmosferi olan bu garip okula girdi.
Bugün iyiydi hava, keza Deniz de öyleydi. Sanki her şey değişecekti bugün. Tam sınıfı olan 12/F'ye girdi ki birden kendini yerde buldu. Garip bir şekilde etraf karanlıktı. Hiçbir şey göremez oldu, oysaki hava güneşliydi o gün. Olanı anlamaya çalışırken bir tekme yedi bilinmezden. Yumurtalar, yumruklar derken bu gördüğü şeyin kabus olduğunu anladı.
Uyanmaya ramak kalmışken son bir karaltı geldi yanına, birden karanlık kendini aydınlığa bıraktı. Zeynep'ti bu gelen, en yakın arkadaşı. Kabusu bir anda rüyaya dönüyordu. Sakinleşmeye başlarken Zeynep cebinden simsiyah keskin bir bıçak çıkardı. Ne olduğunu anlamadan bıçağı hışımla Deniz'in kalbine sapladı. Ardından kararıp gitti bu kötü kabustan. Geriye yavaş yavaş hayat ışığını kaybeden Deniz kaldı. Bu kötü kabusta ölürken gerçek hayata uyanıyordu Deniz Korkmaz. Yavaş yavaş gözlerini açtı. Kendine geldi, başını yastıktan kaldırıp yatakta oturdu ve daha kendine gelmemiş ses tonuyla "Ne yaşadım lan ben." diye bağırdı.
17 yaşındaki Deniz Korkmaz tüm odası aktör posterleriyle dolu, kalbi temiz, umutlu ve ışıl ışıl bir genç adamdı. Bir şeylere çok takılan bir insan olmadığı için gördüğü korkunç rüyaya aldanmadan şarkı söyleyerek okula hazırlanmaya başladı. Kahverengi hafif dalgalı saçlarını uzunca bir uğraş sonucu yaptı, zayıf bedenine bol gelen gömleğini giyip kravatını taktı. Kahvaltısını hazırlayıp yedi ve kimseyi uyandırmadan usulca çıktı yeni maceralara.
12.sınıfın ilk günüydü o gün, heyecanlıydı. Bu yıl sınavlara iyi çalışacak ve herkesle arasını düzelecekti. Okulun kapısına geldiğinde gördüğü kabustan ötürü bir tedirginlik rüzgarına kapıldı ama çok sürmeden gülümsemesini takılıp arkadaşlarının yanına gitti.
Zeynep okulun bahçesinde 12.sınıflardan bir çocukla konuşuyordu. Çocuğun kıza asıldığı bariz belli olsa da bu durum genç kızı rahatsız etmiyor aksine hoşuna gidiyordu. Zeynep'in yanına gelmesini beklerken bir şey fark etti. Kız okul üniforması giymemişti. Zeynep'in yanına gelmesiyle merakını giderdi;
-Niye giymedin lan formanı? Rafet seni böyle içeri almaz.
- Niye içeri gireyim kanka, dur sen bilmiyorsun değil mi?
-Neyi?
-Okulu bıraktım ben, açığa geçtim gelmiyorum bu sene.
Deniz çok şaşırdı ve içten içe kızdı. Çünkü bu sene Zeynep'in sınıfına gelmeyi planlıyordu. Böylelikle çok fazla zorbalık görmeden arkadaşıyla beraber olacaktı.
Bir dakika düşündü Zeynep'le tatil boyunca hep beraberlerdi. Neden okulu bıraktığını söyleme zahmetine girişmemişti ki? Deniz içindekileri asla ona söyleyemeyecekti. Kendini topladı ve anlayışlı bir ses tonuyla "Çok şaşırdım kanka hayırlısı olsun senin için." diyebildi.
Zeynep gittikten sonra dalgın dalgın sınıfa çıktı. O sırada Mert Ali, Erhan ve Muhammet üçlüsünü gördü sınıfta. Üçünün de ona attığı bakışlardan her şeyi anladı. Bu sene de zorbalık görecekti. Kaderini kabul edercesine yanlarından geçip gitti.
Sınıfta bir şey farklıydı. Yeni bir kız gelmişti sınıfa. Hoca geldi, yeni nakil öğrenciyi tanıttı. Sıra kıza oturacak yer bulmaktaydı. Hızla düşünüp radikal bir kararla "Sen Deniz'in yanına geç orda otur." dedi.
Deniz heyecandan garip bir şekilde balık gibi çırpınmaya başladı. Kızın çok güzel olduğunu düşündü. Uzun siyah saçları ve mahcup bir ifadesi vardı. Aklına tatilde izlediği lise aşk filmleri geldi ve kendini hayal etmekten alamadı. Fakat hızla toparlandı, sakince sıra arkadaşını bekledi. Kız sıraya oturdu ve Deniz'e döndü.
Uzun düz siyah saçlarını savurarak omuz silkti. Ardından gülümseyerek "Selam ben Damla."dedi.
Deniz kızı tam misafirperverlikle karşılayacakken aklına sabah alerji ilacını içmediği geldi. Ve kendini tutamayarak kızın tam yüzüne hapşırdı.
Malum olaydan sonra Deniz gözlerini açtığında kızın yüzü adına yaraşır şekilde damla damla olmuştu. Ama o damlalar sümüktü ve ilk tanışmaları pek de romantik olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DAMLA
Mystère / ThrillerYETERİNCE ZORLARSANIZ POLLYANNA BİLE KATİL OLABİLİR. "Korkmak değildi bu, geleceği görmekti sanki. Başına gelecekleri hissetmek ve gelmesini engelleyememek." "Yalnız olduğunuzu sanırsınız, kimsenin sizi duyamayacağı duyusuna kapılırsınız. Fakat orad...