5:Benden Vazgeçme

184 20 13
                                    

Daha fazla insanların dikkatini çekmeden kendilerini dışarı attılar. Yargılayan bakışlar eşliğiyle arabaların yanına geldiler. Arabasının kaputuna yaslanmış, parmakları kırık adama yardım eden Mia'yı izleyen Brian halinden zerre memnun değildi. Kurdun eli normalde çoktan eski haline dönmesi gerekirken, parmakları hala kırıktı. Mia adamı mekandan çıkartarak yardım teklif etmişti. Brian ise normalde kimseyle muhattap olmaktan hoşlanmayan eşine anlam veremiyordu. Sanki değişmiş gibiydi. Yıllar yalnızca Brian'ı değil, hafızası silindiği halde Mia'yı da değiştirmiş gibiydi. Ve bu durum Brian'ın yaralı kalbini daha çok kanatıyordu.

Kırık parmakları avcunun içine alan Mia tedirgin bir şekilde yüzünü buruşturan adama baktı. "Normalde çoktan eski haline gelmesi gerekmiyor mu?"

Adam gülümseyip "Şehirde yaşadığım için çiğ etle beslenemiyorum. Bu yüzden bazı özelliklerim zayıflayıp yok oluyor." dedi.

Brian adını bilmediği adamın dediklerine karşı gözlerini devirmekle yetindi. Gördüğü görüntü o kadar çok sinirini bozuyordu ki, adamın diğer elindeki parmaklarıda kırması an meselesiydi.

"Eğer müdahale etmezsek daha kötü olur. İstersen seni kaleye götürebiliriz."

Mia'nın dedikleriyle herkes şaşkınca ilk önce birbirlerine ardından Brian'a baktılar. Kollarını birbirini bağlayarak arabasına yaslanmış olan adam ise kadının dediklerini ilk önce idrak edemedi. Ardından tam parmaklarını kırdığı adam konuşacakken, aniden duruma müdahale etti. "Biz hayır kurumu değiliz. Çok kötüyse bir hastaneye gidebilir."

Şuanda ne kadar kötü bir lider imajı çizdiğini biliyordu. Ancak hissettiği kıskançlık öyle bir seviyedeydi ki, bunu göz ardı etmişti. Tek isteği eşini, parmaklarını kırdığı adamdan uzaklaştırmaktı.

Mia sinirle ayağa kalkıp Brian'ın karşısına geçti. Brian ise arabaya yaslanmayı bırakıp dikleşti. Boyu çenesine kadar gelen kadının alttan bakarak attığı sinirli bakışları tatlı gelmişti. Bir an gülümseyecekken kendini toparlayarak tekrardan ciddileşti.

"Parmaklarını kıran sensin. En azından sorumluluk alıp biraz mahçup gibi görünmeye çalışabilirsin."

Ellerini cebine sokarak bir çocukla konuşuyormuşcasına hafifçe eğildi. Ardından başıyla yerde oturan adamı göstererek "Bunun için mi?" diye sordu.

Herkes sus pus dikkatlerini onlara vermişlerdi. Sanki biri konuşsa büyü bozulacakmış gibi hissediyorlardı. Yıllar geçse, Mia Brian'ı hatırlatmasa bile aralarındaki çekim hala bariz belliydi.

Mia başını hafifçe kaldırarak "Sorumluluk almanız için size ne gibi biri lazım majesteleri?" diye karşılık verdi.

Aralarında birkaç nefeslik mesafe varken, Brian dudağının ıslatarak sevdiği kadının yüzünün her bir ayrıntısını incelemeye başladı. Lens takılı gözlerine baktı. Nancy gözlerindeki büyüyü gizlemiş olmalıydı. Rengi değişse bile bakışlarında ki derinlik değişmemişti.

Çatılmış kaşlarıyla, hafifçe büzdüğü dudaklarıyla ne kadarda tatlı diye geçirdi içinden. Dışarıdan birinin korkutucu diye tanımlayabileceği bu kadın Brian'ın gözüne aşırı sevimli geliyordu. O an zamanın durmasını, kollarına alıp sarıp sarmalamayı ve yüzünün her bir noktasından öpebilmeyi diledi.

"Değer verdiğim biri..."

"Bir sürü lideri olduğunuzu unutmayın, böyle fevri davranamazsınız."

"Sende eşi olan bir kurt olduğumu unutma." diye yükseldi.

Mia anlam vermeyen bakışlarla geriledi. "Eşinizin konumuzla ne alakası var?"

Dolunay Doğduğunda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin