Bölüm: ''2''

718 72 5
                                    

Bu hikayenin asıl yazarı xxdeathgirl Lütfen asıl hikayeye de destek olmayı unutmayalım ^^

***



Jungkook kağıtlardan birisini kendi çantasına koyarken, diğerini de benim önüme iterek ellerini geri çekti ve masanın üstünde birleştirdi. Bana bakmıyordu, gözleri ellerindeydi ve parmaklarıyla ritim tutuyordu.

"Pekâlâ." diyerek, masadaki kağıdı katlayıp ceketimin iç cebine koydum ve etrafa göz attıktan sonra, "Bir şeyler içmek ister misin?" diye sordum.

Hâlâ yanımıza bir garsonun gelmemiş olması beni hayrete düşürse de, daha da hayrete düşüren şey karşımdaki bu adamdı. Biraz önceye kadar çatır çatır istediklerini söylüyordu şimdiyse minik bir kedi gibi elleriyle uğraşıyor, bana bakmıyordu.

"Olur," diyerek başını kaldırdığında, gözlerimiz anında birbirini buldu. Onu izlediğimi fark ettiği için hafifçe kaşlarını kaldırarak bana baktı ve "Kalkmak mı istiyordun yoksa? Olur dedim ama... Fark etmez yani," dediğinde, hafifçe güldüm.

"Jungkook, birbirimizi tanımayalım mı?" diye sordum. Şapşal bir arkadaşımızdı bu anlaşılan. Benimle sadece kızışma mı atlatmak istiyordu?

"Ah..." diyerek, elini saçlarının arasından geçirdiğinde dağılan tutamları düzeltmemek için kendimi kasmak zorunda kaldım. Saçlarını ellemek istiyordum. Kumral saçları yumuşak mıydı acaba?

Ah, şu omegaların merak uyandıran auraları... Alfaları kendilerine çekmeleri sadece feromonlarıyla sınırlı değildi. Etraflarına yaydıkları enerji bile zihnimizi her türlü cinselliğe açlaştırıyordu.

"Sosyal ilişkilerde çok başarılı değilim..." dedi, ellerini bir kez daha masanın üstünde birleştirdi ve omuzlarını dikleştirerek konuşmasına devam etti. "...kızışma dönemlerim sıkıntılı geçtiği için eğitimime devam edemedim ama gelecek ay üniversiteye giriş sınavına gireceğim. Eğer işleri yoluna koyabilirsem, bu düzende kendime yer edinmek istiyorum."

"Bu düzene katılacaksan, sosyal ilişkilerini de düzeltmelisin..." dediğimde, derin bir iç çekerek güldü. Yumuşak tınısı vardı, huzur vericiydi... Bu herif nasıl yalnız kalabiliyordu? Acaba üst üste yalnız geçirdiğim kızgınlık dönemlerimden dolayı mı şu an bu çocuğa karşı böylesine açlık duyuyordum? Yoksa gerçekten de o, dikkat çekici miydi?

"Haklısın... Ancak yanlış anlaşılmaların kurbanı olmaktan yoruldum. Jimin'le nasıl tanışmıştım biliyor musun?" diye sorduğunda, merakla doğrularak ona baktım.

"Nasıl?"

"Çalıştığım yerde, oturduğum yere yakın genelde betaların takıldığı bir barda... Jimin, beni omega olduğum için seks işçisi sandı ve her müşteriye uyguladığımız gülümseme politikasını oldukça yanlış yorumlayarak tuvalette üstüme atladı..." Jungkook bunu söylerken gülüyordu ancak aklında canlanan anıların onu pek de güldürmediğini gözlerindeki ifadeden anlayabiliyordum. "...ona normal bir garson olduğumu anlatana kadar çok itişip kakıştık. En sonunda kafasını klozete soktum ve ardıma bakmadan kaçtım. Tabii korktuğum için feromonlarımı kontrol edemedim ve Jimin beni kokumdan takip etti... Ama bu sefer özür dilemek içindi, yani öyle tanıştık ve arkadaş olduk."

"Peki, kızışma dönemlerin için neden ondan yardım istemedin?" diye sorduğumda, kastettiğim şey sözleşmeydi. Jimin de güçlü bir alfaydı. Feromonları biz baskın alfalar kadar etkili olmasa da, güçlü biriydi. Gerektiğinde Jungkook'u koruyabilirdi.

Jungkook dudaklarını birbirine bastırıp, birkaç saniye boyunca beni süzdü ve "Kontrol edemiyormuş kendisini, beni mühürleme ihtimali olduğu için ondan daha kontrol sahibi birine yönlendirmek istedi" dedi, gözlerinde öyle misin? sorusunun parladığını görebiliyordum.

𝑲ö𝒓 𝑹𝒂𝒏𝒅𝒆𝒗𝒖 ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin