Bölüm: "9"

543 54 2
                                    

Hikayenin yazarı xxdeathgirl

*




Evin kapısına geldiğimde, hâlâ aklımda türlü türlü düşünceler dönüyordu.

Orada o kadar sert çıkmamalıydım ancak Wooshik'in davranışlarından da hiç haz etmemiştim. Bir yere kadar alttan alabilirdim ancak bana öyle sokulup, feromonlarını kullanarak beni dize getirmeye çalışması sinir bozucuydu. 

Anahtarımı kapıya uzattığımda, ben daha amacıma ulaşamadan kapı açılıvermişti. Jungkook, hafifçe kapıya yaslanarak gülümsüyordu. Evim, bütünüyle onun feromonlarının kokusuyla dolmuştu ve biraz önce zihnimi dolduran bütün düşünceleri yakıp yok etmişti.

Elini bana uzatırken, "Kokunu aldım," dedi, sesi oldukça kısıktı ama bana son derece yüksek geliyordu.

Jungkook'un elini tutarak ona doğru bir adım attığımda, bir anda kaşları çatıldı ve gözleri ilk önce boynuma sonra da ceketimin göğüs cebindeki mendile kaydı. Elini mendile uzattığında, gözlerimi kapatarak içten bir küfür savurdum.

Wooshik...

Jungkook'un yaptığı şeyi yapmış olmalıydı. Babamın bahsettiği işaretleme, sadece omegaların alabildiği bir kokuydu bu ve bunu şu ana kadar fark etmemiş olmam epey sorundu benim için.

Zira Jungkook parmaklarının ucuyla tuttuğu mendili önümde sallarken, oldukça keyifsiz bir şekilde gülümsüyordu.

"Açıklayabilirim," dedim, daha bu sabah ona söylediklerimden sonra kendi söylediklerimi yapmam tam bir saçmalıktı.

"Ne demiştin bana?" diyerek geri çekildi Jungkook, bunu yaparken elimi de bırakmıştı. "...üstünde başka alfaların kokusuyla bana gelme."

"Jungkook..." diyerek ona uzandığımda, hızlıca benden uzaklaştı ama aramızdaki mesafeyi çok da açmadı. Sadece ona dokunamayacağım bir mesafede duruyordu.

"Peki, neden üzerinde başka bir omeganın kokusuyla bana geliyorsun?" diye sordu.

"Jungkook," diyerek olduğum yerde durdum ve kollarımı göğsümde bağladım. "Önce sen cevap ver istersen, beni neden işaretledin?"

Yanakları anında kızarırken, "Ben..." duraksadı ve gözlerini kaçırdı. "...sandığın gibi değil."

"Öyleyse bu da, senin sandığın gibi değil," diyerek elindeki mendile uzandım ve mendili elinden kaptığım gibi, arkamızda hâlâ açık duran kapıdan dışarıya atıp kapıyı kapattım. "Bu kokuyu alamıyorum, farkında değildim ama siz omegalar alabiliyorsunuz," dedim.

Aramızdaki mesafeyi hâlâ daha koruyordum, üstüne gitmeyecektim. Bundan hoşlanmayacağından eminim ayrıca sakinliğimi korumazsam kaçınılmaz bir tartışmanın içine düşebilirdik ve bunu istemiyordum. Zira bugün omega kırma kotamı doldurmuştum, her ne kadar o konuda pek suçlu olmasam da... Wooshik bana 'korkunç' olduğumu söyleyip, yanımdan kaçmıştı. Yani, birilerini yeterince korkutmuştum. Daha fazlasına gerek yok.

"Neden o kadar yaklaşmasına izin verdin ki?" diye sorduğunda, utanarak geri çekilmiş ve merdivene çökmüştü. Ona birkaç adım yaklaşarak ben de yere çöktüm ve doğrudan gözlerinin içine baktım. O ise benden başka her yere bakıyordu.

"Jungkook oraya çağırılmamın nedenini biliyorsun. Onunla tanışayım, birlikte olabilelim diye düzenlenmiş bir davetti, ben seninle aramdaki bu sözleşme kapsamında mesafemi korudum ama senin şu kravatıma yaptığın şey... Onu sinir etti, bu yüzden de aynısını yapmış olmalı. Hem," elimi Jungkook'un elinin üstüne koydum. Bu sefer geri çekilmedi.

"...bir daha bana yaklaşmak isteyeceğini de sanmıyorum," dedim.

Gözleri yavaşça beni bulduğunda, "Neden?" diye sordu.

"Oraya gittiğim için onunla birlikte olmayı kabul ettiğimi düşünmüş, bu yüzden feromonlarını kullanarak bana söz geçirmeye çalıştı. Biliyor musun?" hafifçe Jungkook'a yaklaştım ve alnımı alnına yasladım. "...insanların üstümde hakimiyet kurmaya çalışmasından hoşlanıyorum. Baskın alfa olmak demek sürekli başkalarını köşeye sindirmekten keyif almak anlamına gelmiyor. Ben cüretkarlığı seviyorum. Tabii, yerinde cüretkarlığı. Senin de öyle bir yanın var, isteklerini dile getiriyorsun ve karşılanmazsa 'Kapı orada.' diyebiliyorsun. Benim durumumda bu pek kolay olmadı. Baskın alfalığımdan dolayı, bana karşı koyan tek bir omegaya bile denk gelmedim. Bu yüzden, karşı koyulduğunda ya da isteklerime itiraz edildiğinde, daha çok istiyorum."

"Öyleyse, onu kaçırmamalı mıydın?" diye mırıldanırken hafifçe dudaklarını dudaklarıma değdirdi ve geri çekildi.

"Hayır, ilk defa bundan hoşlanmadım. Davranışı hiç hoşuma gitmedi, samimi değildi. Bilirsin, bu camiada evlilikler şirketleri bağlar önemli konumdaki insanlar pek de kalbinin bağlandığı insanları bulmaz çünkü çıkarlarını düşünmek zorundadır. Choi ailesi lojistikte oldukça iyi konumdalar ve bizim için maliyeti düşürebilirler. İyi bir ortaklık yani," dediğimde, keyifsizce güldüm.

"Normalde ebeveynlerim benden bu tip şeyleri istemezler ama sanırım aşkı bulamayacağımı fark ettikleri için kârı yüksek bir eş bulmamı istediler."

"Hmm... Benden haberleri olsa hiç hoşlarına gitmezdi sanırım," diyerek, ellerini ensemde birleştirdiğinde, ben de ellerimi iki yanına koyarak hafifçe dudaklarını öptüm. Bana yavaşça karşılık verdiğinde, geri çekildim ve "Babam beni işaretlediğini fark etti, istersen seni onunla tanıştırabilirim," dedim.

"Bunu hormonlarım tarafından ele geçirilmediğim bir zaman konuşsak?" diyerek beni kendine çektiğinde, keyifle gülümsedim. Jungkook'un bu hallerini fena halde seviyordum.

"Tabii..." diyerek dudaklarımızı bir kez daha birleştirdim.

𝑲ö𝒓 𝑹𝒂𝒏𝒅𝒆𝒗𝒖 ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin