Bölüm: "16"

482 54 1
                                    


Bu hikayenin yazarı xxdeathgirl

*


Jungkook


Bir süredir gelen mesaja öylece bakıyordum, ona bir şeyler yazmak istiyordum hatta aramak... O konuştukça sustuğum ne varsa söylemek istiyordum ama aklımdan geçenlerle dilimden dökülenler aynı olmuyordu.

Bay Kim aradığında gerçekten sinirlenmiştim çünkü Taehyung'la bu konu hakkında uzunca konuşmamıştık ve böyle bir tanışma için hazır olmadığımı ona ifade etmiştim. Bir anlığına, ona söylediklerim yüzünden benden intikam almak istediğini ve bu yüzden de beni babasıyla tanıştırmak istediğini düşünmüş ve ona patlamıştım.

Bunun yanlış bir hamle olduğunu biliyorum ama Taehyung'un her seferinde haklı söylemlerde bulunup beni böyle düşüncelere sokmasına da sinir oluyorum.

Belki de en iyisi buydu, onunla görüşmeyi bırakmalıydım. Olmuyordu işte, onunla duygusuz bir şekilde sadece kızışmalarımı geçiremezdim. Ona kapılmadan, dokunuşlarıyla titremeden sadece ihtiyacımı karşılayamazdım. Diğer türlüsü de hep kavgayla sonuçlanıyordu. Kendimi ona bırakmak ise bütünüyle kendimle çelişmem demekti.

Belki de buradan taşınmalıyımdır ya da sadece kızışma dönemimde gidebileceğim bir depo bulurum.

Düşüncelerim arasında yuvarlanıp giderken, duvardaki saate baktım. İş saatim yaklaşıyordu, hazırlanıp çıksam iyi olacaktı. Bu gidişle zaten ya işten ya da evimden olacaktım ama...

"Pes etme Kook, pes etme. Sen her şeyin üstesinden geldin, kızışmaların da üstesinden gelirsin."

Biraz önce gelen bardakları elimdeki bezle silip parlatırken, içeride yabancı bir feromon kokusu algıladım. Bu barın sahibi bir alfaydı, mühürlendiği bir omega eşi vardı ve bu yüzden de bar sadece betalara açıktı.

Kıskanç eşi yüzünden omegaların gelmesini kabul edemiyor, aynı kıskançlığı yüzünden de alfaların girmesine izin vermiyordu. Bense istisnaydım çünkü eşi beni çok seviyordu ve yardıma muhtaç olduğumu bildikleri için bana ellerinden gelen yardımda bulunuyorlardı.

Fakat şu an barı dolduran omega kokusu kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Kokunun kaynağını bulup, buranın betalara özel bir bar olduğunu söylemem gerekiyordu sanırım.

Elimdeki bardağı tezgahtaki yerine bırakırken, bezi de tezgahın altındaki demir borunun üstüne attım ve kokuyu takip ederek, omegayı buldum. Girişe yakın bir yerde oturuyordu, parmağında nişan yüzüğü vardı ve oldukça karizmatikti. Fakat yaşlıydı gerçi bakımlı bir yaşlıydı, şu an gösterdiğinden daha büyük olma olasılığı var gibi geliyordu.

"Beyefendi..." diyerek masasına yaklaştığımda, başını kaldırıp bana baktı ve bir anlığına gözlerine özlemle baktım. Taehyung'un gözlerini andırıyordu, gerçi daha açık bir maviydi ancak parıltıları ve tonu o kadar benziyordu ki bir an yutkunamadığımı hissettim.

"Sıcak şarap alabilir miyim?" diye sorduğunda, gözlerinin yarattığı etkiden sıyrılarak, "Burası betalara özel bir bar, girişte yazıyordu..." dedim.

"Omegayım ve kimsenin üstüne atlamayacağım, yani... Beni görmezden gelebilirsiniz," dediğinde, başımı hafifçe iki yana salladım.

"Patronumun izin vereceğini sanmıyorum," dedim.

"Öyleyse patronunuzu çağırın ve onunla konuşayım. Sonuçta siz de omegasınız ve neden bir omegayı ağırlayamadığınızı öğrenmek isterim," dediğinde, hafifçe gülümsedim.

𝑲ö𝒓 𝑹𝒂𝒏𝒅𝒆𝒗𝒖 ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin