MAFYA BEY -TEXTING +18

eighty-nine

Selamsss aşklarım. Nabersiniz? Nasıl gidiyor hayat?

Meraktan kudurmuşsunuz geçen bölüm ama işin zevki orada nihahahahaha :D

INSTAGRAM: @tamamyayazar

Keyifli Okumalar :)

💘OYLAR VE YORUMLAR ŞELALEEEEE💘

Mavi Gri & Ahmet Hatipoğlu- Ölümle Yaşam Arasında " Ölümle yaşam arasında bir çizgideyim, onca lafın arasında küfür gibiyim. Sanırım bitti barışamayız bundan sonra."

 🖤

Cumartesi 20:30

Her şey biraz silik ve puslu geldi başta. Kulağımın çınladığını hissettim. Gözlerim yere düşerken alacağım darbenin korkusuyla kapanmıştı. Adımı seslenenleri boğuk bir biçimde duyabiliyordum. Kaburgalarımın arasında bir ağrı vardı. Ellerim, üzerime yığılan bedenin altında kalmasa kendimi yoklardım.

Gözlerimi açtım. Uğur'un endişeye bulanmış mavi gözleri, gözlerimi buldu. Ağzını oynatıyordu ama ses birkaç saniye sonra geldi.

"Ahsen Naz?" dedi birileri daha. Artık daha net duyuyordum. Bir an duran dünya, yeniden hızlanmış gibiydi.

"Kaldıralım dikkatli bir biçimde." dediğini duydum Lodos'un. Beni mi, üzerime yatmış Aker'i mi?

Dudaklarım aralandı. "Aker?" dedim. Neden kıpırtısızdı. Sesimin çıktığından, Uğur şükür eder gibi bana baktığında emin olmuştum. Üzerimi ezen ağırlık kenara çekildi. Hemen dibimde, yüzünü döndürmüşlerdi Aker'in. Can acısıyla bir inilti kopardığını duydum. Nefes almakta zorlanır bir halde de olsam, yerden destek alıp doğruldum. Sol tarafıma baktım. Aker çimlerin üzerine dikkatlice uzandırılmıştı. Babam ve annemin başımıza çöktüğünü gördüm. Annemin, adını seslenen feryatları yeni kulağıma çarpıyordu.

"Aker," diyordu. "Oğlum! Oğlum!"

"Ne oldu?" dedim başımı çevirip, sırtımı destekleyen Uğur'a bakarken. Babamın diz çöktüğünü, Aker'in bedenini kucakladığını gördüm. Titriyordum. Korkmuştum ama zor bela toparlandım. Dizlerimin üzerine oturdum. Elbisemin önü sıcak bir sıvıyla kaplanmıştı.

Az ileride korumalar bir adamın yüzünü yere bastırmış, yakalamışlardı. Atlas, "Ambulansı aradım!" diye bağırıyordu.

"Aker?" dedim. Gözlerim bedeninde baştan aşağı dolaştı. Karın kısmında daha uzun kaldı. Giydiği ve dalga geçtiğim baskılı, beyaz pezevenk gömleği uğursuz bir al kana bulanmıştı.

"Aker?" dedim inanamazmış gibi ona ve yakalanan adama bakarken. O mu vurmuştu? Bir şangırtı koptu. Başımı hızla o tarafa çevirdim. Biraz ötemizdeki masa örtüsünü çektiğini gördüm Lodos'un. "Yaraya bastıralım, Serdar Bey izin verin!" dedi. Aker'in neresi kanıyordu?

"Aker?" dedim bir kez daha. Bildiğim tüm kelimeleri unutmuş, tek onun adı aklımda kalmış gibi. Gözleri acıyla yumulmuştu ama hafifçe açıldı. Seslendiğim için dönüp bana baktı. "Ahsen," dedi dişlerinin arasından normal bir deyişle. Uzatmamıştı. "Sen iyi misin?"

"Ben," üzerimde biraz ağrı hissetsem bile vurulmamıştım ki. Üzerimdeki kan da benim değildi. Kötü hissetmiyordum. "İyiyim ben," dedim. Sıkıntılı, kesik bir nefes almaya çalıştı Aker.

"Oğlum sen iyi misin?" dedi babam. Elleri titriyordu. Aker'in kanına bulanmış parmaklarını onun yüzüne götürdü. "Sen iyi misin aslanım, cevap ver?"