Başımı korkuyla yastıktan kaldırıp derin derin nefesler almaya çalıştım.
Ellerimi karnıma götürüp sanki o da korkmuş gibi karnımı okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştım.
Rüya görmüştüm. Evet kötü bir rüya görmüştüm, bebeğimi benden alıyorlardı. Yeşil gözleri olan bir bebek...
Sersemlikle ayağa kalkıp banyoya girdim ve soğuk suyu yüzüme değdirdiğim anda titremeye başladım.
Yüzümü yıkadıktan hemen sonra odama geri dönüp yatağa oturdum.Yatağın sol tarafına baktığımda Mert'in bu gün yatağa gelmediğini fark edip kaşlarımı çatıp ayağa kalktım
Ev o kadar sessizdi ki odadan çıkınca Naz'ın odasından tıkırtı seslerinin geldiğini fark edip sessizce Naz'ın odasına doğru yürüdüm.
Kapı çok az aralıktı ve bu içeriyi görmem için fazlasıyla yeterliydi.
Kapının tam önüne gelip yavaşca kapıya dayanıp hem içeriyi izleyip hemde onları duymaya çalıştım, fakat gördüklerim karşısında başımın ağrımaya başlamasıyla ayakta zor duruyordum.Mert ve Naz'ı dudak dudağa görmemle, bu sahnenin tanıdıklığı miğdemi bulandırmıştı.
Başımın ağrısı o kadar kuvvetliydi ki ayakta durmaya çalışarak gözlerimi kapatmamla bir yüzük gördüm, ardından boğuk ağlama sesleri gelmesiyle Deniz'i gördüm, yemyeşil gözleriyle bana bakıyordu.
Dalgaları gördüm kumlardaki ayak izlerini kapatıyorlardı, ardından bir fren sesi ve korna sesi duydum. Araba diye bağıran güzel bir ses tonu geldi tıpkı bir uğultu gibi...
Daha derin bir nefes alıp, ''Beni aldattın!'' diye bağırıp içeriye girdim.
Mert ve Naz anında birbirinden ayrılıp bana bakmaya başlamıştı.
Tok bir kahkaha atıp ''Benimle oyun oynadın!'' diye bağırdım.Mert bir adım atıp kolumu tutmaya çalışarak ''Kumsal! Beni dinle...'' deyince kolumu ondan kurtarıp ''Sus! Tek kelime dahi etme! Her şeyi biliyorum her şeyi hatırlıyorum! Ben senin yüzünden hafızamı kaybettim!'' diye bağırmaya başlayınca Gökçe içeriye girip ''Noluyo ne bu gürültü?'' diye sordu.
''Yok önemli birşey konuşmuyoruz, Mert beni aldatmış, kandırmış da... Sadece bu'' dememle karnımda şiddetli bir kasılma hissettim.
Gökçe kolumdan tutup ''İyi misin?'' diye sorunca, Mert yanıma gelip ''Kumsal...Bebeğimiz...'' dedi.
Onun üzerime gelmesinden rahatsız olmamla geri birkaç adım atıp duvara çarptım.
Ellerimi gelmemesi için uzatıp duvara tamamen yaslanıp yere oturdum ve başımı kucağıma gömüp ağlamaya başladım.
Bir süre sonra başımı kucağımdan kaldırıp etrafıma baktığımda Mert, Naz'ı kolundan tutup ''Defol git! Tamam mı? Defol git!'' diye bağırarak dış kapıyı açıp Naz'ı dışarıya attı. Naz diz üstü yere düştüğünde.
''Mert! Ne yaptığını sanıyorsun? Gökçe de sen de sözünüzü tutmayacaksınız değilmi?!''
''Gökçe ne alaka?'' diye sormamla Mert kapıyı anında kapattı.Ayağa kalkıp kapıyı açmak için adımlayınca Mert belimden tutup ''Saçmalıyor'' dedi.
''Ne saçmalaması ya? Ne saçmalaması! Artık sana inanacağımı mı sanıyorsun sen?'' deyip kollarından kurtulduktan sonra kapıyı açtım.
Naz çoktan bahçe kapısının önüne kadar varmıştı.
''Naz!'' diye bağırınca olduğu yerde durup arkasını döndü ve anlam vermeye çalışırcasına baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/307251283-288-k851299.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMLARIN ACISI
Teen FictionKumsal'ın çocukluktan ruhunda yaraları olan bir kızdır, Kumsal'ın nişanlısı Mert Çetin'in Kumsal'ı aldatmasıyla Kumsal'ın ruhunu parçalayan acılar ortaya çıkar ve Kumsalın ruhunu ve geçmişini tamamen alır.