4. BÖLÜM: O ARTIK BENİMDİ...

29 11 26
                                    

BİR AY SONRA

Gözlerimi araladığımda hava kararmıştı, yatakta uyuduğum yerden oturur pozisyona geldim.

Baş ucumdaki ışığı açtım, etrafıma bakındığımda yanımda Mert uyuyordu.

Mert'i ilk tanıdığımda ona hiç alışamayacağımı, hatta ilişkimizi bitirmeyi düşünüyordum, hafızamı kaybetmeden önceki sevgim nasıldı bilmiyorum ama ben ona ciddi ciddi aşık olmuştum...

Bir süre loş ışıkta onu seyrettim, onu seyretmek o kadar güzeldi ki yüzünün en ince ayrıntılarına kadar inceledim, film veya dizi seyretmektense yüzünü seyredebileceğim gerçeği ile yüz yüze geldim.

Ardından dayanamayıp sarıldım, Mert de hala uyuyor olmasına rağmen sarılmama karşılık verdi.

''Seni çoook seviyorumm'' diye mırıldandım, ardından gözlerini araladı bir süre baktı ve uykulu bir sesle ''Ben daha çookk'' dedi, ardından sadece tebessüm edip dudaklsrını uzun uzun öptüm.

...

Sabaha kadar gözlerime uyku girmedi.

Mert kıpırdanmaya başlayınca yanağına uzun bir şekilde öptüm, ardından ''Günaydınn...'' diye mırıldandım.

''Sana da günaydın sevgilim, bakıyorum da bugün erkencisin''

''İnan bana sadece iki saat uyudum...''

Kaşlarını çatıp, ''Niyee? Bir sorun mu var sevgilim?'' deyip saçlarımı okşadı.

Olumsuz anlamda başımı salladım ''Hayır sorun yok... Sadece gözüme uyku girmedi'' deyip saçlarımı okşayan ellerini tuttum ve öptüm.

''Hmm anladım bence heyecandan uyuyamadınn''

''Niyee?''

''Bugün hastaneye gidip ayaklarındaki alçıdan kurtulacaksın ya?''

''Ne? Bu gün mü?''

''Evet dün demiştim hatırlamıyor musun?''

''Hayır, hatırlamıyorum'' diye mırıldandım.

Bir haftadan beri kafam kazan gibiydi, insanların dediklerine odaklanamıyor, dinleyemiyordum.Bu akşam da uyuyamamıştım ama biliyordum ki bu sadece bir akşamlık bir şey değildi. Bir haftadan beri kendimi iyi hissetmiyordum, arada başıma ağrılar giriyordu, cümle kuramıyordum, insanların dediklerini hemen unutuyordum.

Bir süre sonra ''Üzerini değiştir hayatım sonra hastaneye gideceğiz'' deyip yataktan kalktı ve kıyafet dolabından eşofman ve tişört çıkarttı ve yatağa bıraktı.

Ardından kendine de eşofman ve tişört çıkartıp yatağın üzerine bıraktı ve üzerindekileri çıkartıp üzerine eşofman ve tişörtü geçirdi. Aynı şekilde zor olsa da bende üzerime onun verdiklerini giydim.

Bir süre sonra beni kucağına alıp tekerlekli sandalyeye dahi bindirmeden odadan çıktık ''Gökçeee!'' diye bağırdı.

''Efendimm''

''Biz hastaneye gidiyoruz'' dedi ve evden çıktık.

Kaşlarımı çattım ''Mertt ayakkabılarımı unuttuk'' diye mırıldandım.

Sırıtarak ''Aaaa doğru bayadır ayakkabı giymediğinde, almayı unuttum sevgilim''

Aynı şekilde bende sırıttım ''Bu gün giyeceğim'' diye mırıldandım.

Mert arabanın kapısını açıp beni ön koltuğa oturttu, ardından ''Ben senin ayakkabılarını alıp geliyorum beklee...'' dedi ve gitti.

Onun bu hallerini seviyordum, onun sırıtışını, onun bu çocuksu tatlı tavırlarını seviyordum. Daha doğrusu ben onun mutlu olmasını seviyordum.

KUMLARIN ACISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin