Sesli bir "ahh" sesiyle, oturur pozisyonda, uyuduğum yerden sıçrayarak uyandım.
Dışarıdaki sokak lambaları odayı aydınlatıyordu, Kumsal uyanmıştı, kaşlarını çatmış, bana bakıyordu.
Sırıtarak, "Uyanmışsın'' dedim."Nerdeyim lan ben?!, Kimsin sen? Niye kaçırdın beni?!!" Diye bağıra bağıra konuştu.
Neyden bahsediyordu bu kız? Babamın söylediği ihtimaller gerçekleşmiş miydi yani? Hayır lütfen gerçekleşmemiş olsun...
"Hastanedesin, ben bir doktorun, adım Deniz, bu arada memnun oldum Kumsal... ve ben seni kaçırmadım" diye açıklama yaptım ardından, ışıkları açmak için ayağa kalktım.
Işıkları açtıktan sonra Kumsal'ın tam karşısına durdum,
"Tanımadın mı beni?"dedim."Ne tanımasından bahsediyorsun sen? Nereden tanıyacağım ben seni?"
"Sahilde yanına oturmuştum, hanii sen ağlıyordun yaa...''
"Hayır hatırlamıyorum..."
Elime iğne alıp yanına gittim. İlk kollarına sonra bacaklarına batırdım,her batırdığımda acıyla bağırdı, hissediyordu...
Sanırım babamın dediği ihtimallerden biri gerçekleşmişti, Kumsal hafızasını kaybetmişti, ama en azından felç kalmamıştı.
''Bana ne oldu? Niye buradayım ben?
"Araba çarptı" diye mırıldandım, moralim bozulmuştu.
"Şeyyy... Senden birşey isteyebilir miyim?''
''Tabiyki de isteyebilirsin'' dedim benden birşey istiyecek olması hoşuma gitmişti.
Çekingen bir tavırla''Şeyy... benim acil toğalete gitmem gerekiyor, beni toğalete götürebilir misin?" dedi.
Hiç düşünmeden"Tamam" dedim.Tekerlekli sandalyeyi alıp yanına gittim, ardından Kumsal'ı kucaklayıp tekerlekli sandalyeye oturttum. Bacakları kırık olduğu için alçıya almışlardı, kollarınının bazı yerlerinde de yara bantları vardı.
Kolumdaki saate baktığımda saat 03:07'yi gösteriyordu
Umarım koridorda Kumsal'ı tanıyan biri çıkmaz diye dua ettim.
Eğer Kumsal'ı tanıyan biri bu odadan çıktığımı görürse saatlerdir Kumsal'ın odasında durduğum, bir ihtimal anlaşılabilirdi.
Odanın kapısını açtım ve koridoru kontrol ettim, şanslıydım koridorda kimse yoktu.
Kapıyı tamamen açıp Kumsal'ı tekerlekli sandalyeyle dışarı çıkarttım koridorun sonundaki toğalete doğru tekerlekli sandalyeyi sürdüm.Koridorun sonuna ulaştığımızda, engelli toğaletine tekerlekli sandalyeyi soktum, ardından utanarak da olsa bende arkasından girdim.
"Sen beni oturt sonra arkanı dön gerisini ben halledebilirim, arkanı döndükten sonra işim bitmeden, eğer bana dönersen kafanı kırarım senin anladın mı?''
Sırıtarak başımı salladım onu tekerlekli sandalyeden kucağıma alıp klozete oturttum.
Kaşlarını çatarak '' Dön arkanı!" dedi, cevap vermeden arkamı döndüm.
Bir süre sonra "Tamam, bitti al beni'' dedi.
Sırıtarak ''Tamam alıyım seni,'' dedim , kucağıma aldığımda mavi gözleri beni inceliyordu. Ardından tekerlekli sandalyeye oturttum.
Eheheh tabi çok yakışıklıydım. Kesin aşık oldu bana, diye kendimce konuşup kendi kendime sırıtıyordum. Mizah anlayışım boktan da olsa eğleniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMLARIN ACISI
Novela JuvenilKumsal'ın çocukluktan ruhunda yaraları olan bir kızdır, Kumsal'ın nişanlısı Mert Çetin'in Kumsal'ı aldatmasıyla Kumsal'ın ruhunu parçalayan acılar ortaya çıkar ve Kumsalın ruhunu ve geçmişini tamamen alır.