Taç [F]

1.5K 106 32
                                    

Ben düşüncelere dalmışken kapı tıklatılmıştı. Gir izni verdiğimde içeriye yeji girmişti.
"Annem seni çağırıyor jeongin." Başımla onaylayıp ayağa kalktım. İlk önce beşiğe ilerleyip nikiye baktım. Uyuyordu.
"Sen git,ben kalırım burada." Gülümseyip başımla onayladım.
"Teşekkür ederim yeji. Annen neredeydi?" Yeji elini 'önemsiz' şeklinde sallayıp konuştu.
"Bahçede o." Başımla onaylayıp odadan çıkıp merdivenleri birer birer aştım.

Merdivenlerin ardından beni uzun bir koridor karşılamıştı. Koridorda yürürken çalışanlar bana selam veriyordu. Onlara aynı şekilde karşılık vererek geçerken sonunda bahçe kapısına ulaşmıştım. Büyük kapıyı açarak içeriye dolan temiz havayı içime misafir ettim. Ardından tamamen bahçeye çıkmıştım.

Büyük çardakta kıraliçeyi görmemle oraya ilerlemiştim.
"Şey beni çağırmışsınız kraliçem."
Kadın bana dönerken gülümsemişti. Eliyle yanını patpatlamıştı.
"Gel bakalım,konuşalım biraz." Başımla onaylarken yanına oturmuştum.
"Sana birkaç tavsiye vermek için çağırdım buraya,aslında tavsiye bile denemez olması gerekenleri söyleyeceğim sana." Merakla onu dinlerken başımla onaylamıştım.
"Eşin artık kral olacak,bir ülkeyi yönetiyor olacak." Tekrardan başımla onu onaylarken iç çekmişti.

"Ben hyunjin'e iyi bir anne olamadım. Eşim kral olduktan sonra bana da yükler verilmişti. O zamanlar çok gençtim ve annelik nedir bilmezdim. Bu yüzden de ülke yönetimi ile çok ilgilendim bu sırada hyunjini çok boşladım. İlk adımlarını,başarılarını...Görmedim. Hep ülke ile ilgilendim. Ona hep en iyi öğretmenlerden eğitim aldırdık. Fakat doğru dürüst onunla zaman geçirmedik. Bu yüzden hyunjin'in o yanı boş büyüdü. Buna rağmen hiçbir zaman isyan etmedi bize ya da sorun çıkarmadı. Hala daha bize karşı hep saygılı,nasıl davranacağını bilir.

Ona karşı çok borçlu hissediyorum jeongin...Ülke işlerindense keşke onunla ilgilenseydim diyorum şuanlar. Fakat zamanı geri alamayız değil mi? Geçmiş geçmişte kaldı. Onu boşladığımı fark ettiğim andan beri yanında olmaya çalıştım. Fakat ne kadar etkili oldu bilmiyorum. Sen bunları niki'ye yapma jeongin." Dolu gözleri ile bana bakmıştı. Ben ise ne yapacağımı bilmiyordum. Duyduğum cümleler beni şaşırtmıştı. Hyunjin'in ailesi ile arasının hep iyi olduğunu düşünmüştüm. Fakat yanılmıştım. Benden ses çıkmayınca önüne dönüp konuşmaya devam etmişti.

"Ülke işlerinin üzerine çok gitmene gerek yok,hyunjin zaten ilgilenecek onlarla. Sen çocuklarına ilgilen,onlarla zaman geçir. Yoksa benim gibi şimdi pişman olabilirsin ileride. Pişman olmanı istemiyorum. Niki ile ilgilen oyna onunla,eğitimlerinde yardımcı ol. Yanında ol jeongin. En azından tornumun kaderi oğlumunki gibi olmasın. Bunları anlatma sebebim bu.

Yeri gelecek hyunjin yanınıza gelemeyecek...Ya da başka bir ülkeye gidecek. Bunlar olacak şeyler fakat o geldiğinde onunla da ilgilenmeyi unutma. Hyunjin göstermese de ilgiye aç jeongin. Delta olduğu için belli etmediği çok belli. Ailene sahip çık,boşver ülkeyi. Hyunjin zaten ilgilenecek onlarla ama sen ailen ile ilgilen. Hep mutlu olun. Dışarıdaki bir sorun yüzünden gününüz kötü bitmesin. Günü barışarak kapatın. Çünkü o küslük bazen uzun sürebiliyor ve bunu ikiniz de kaldıramazsınız çok belli."

Duyduklarım nedenini bilmediğim bir şekilde gözlerimin dolmasını sağlamıştı. Başımla kraliçeyi onaylarken konuşmuştum.
"Ailemin yanında olacağım."
Kraliçe beni başıyla onaylarken elleriyle gözlerini silip gülümsemişti.
"Güzel,Hadi şimdi gidip hazırlayalım seni."
"Pekala." Gülümserken ayağa kalkmıştım. Kraliçe kalkarken birlikte içeriye girmek için yürümeye başlamıştık.

Kraliçenin durmasıyla bende durmuştum. Kafasını kaldırmış cama bakıyordu. Bende bakarken hyunjin ve kralı görmüştüm. Hyunjin gülümserken bende gülümsemiştim. Çok fazla belli olmuyordu ama gözleri biraz kızarmış gibiydi. Onunla da babası konuşmuş olmalıydı.

Delta | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin