if i'm honest with you, you just run and hide

1.8K 210 391
                                    

Herkese tekrardan merhaba, ben Gece.

Öncelikle bir şey söylemek istiyorum. Lütfen okuyun.

Ben istisnalar haricinde oldukça uzun bölümler yazan biriyim. Çoğu fanfictiondan uzun oluyor bölümlerim. Bilgisayardan yazıyorum ve bir bölüm en az 2-3k oluyor. Bu da bir günde yazıp sallayacağım bir şey değil. Tekrardan okuyup eklemeler ve çıkartmalar yaptığım oluyor.

O yüzden benden her gün ya da iki günde bir bölüm beklemek pek olası değil. Zaten evde olduğum günler ve saatler sayılı oluyor, o zamanları da yazmaya ayırıyorum. Sonuçta benim de özel hayatım var ve aktif bir şekilde sürekli dışarıda olmamı isteyecek işlerim de.

Ha yazarım, atarım ancak bu ne abi dersiniz. Özellikle şu an bir başka hikayeyle birlikte götürdüğüm için birazcık dişimi sıka sıka yazıyorum. Hastalık ya da tatil gibi durumlarda(şimdi olduğu gibi) biraz daha aktif olarak bölüm yüklüyorum.

Ayrıca Friends ile wattys22'ye katılmaya karar verdim. 19 Ağustos'a kadar bölümlerde ekleme ve düzenlemeler yapacağım. Aranızda hiç okumamış olan varsa bakar ve yorum yaparsa sevinirim. Okumuş arkadaşlarım da oy vermedikleri bölümlere oy atarlarsa memnun olurum. Bunların istatistiklerine baktıklarını duydum.

Çok konuştum. Sizi daha fazla sıkmadan,

Keyifli okumalar.

-

"Son bir saat içerisinde altıncı kez söylediğim gibi Bay Lee," dirseklerini masaya dayadı ve başını kaldırmadan gözlerini yukarıya çıkartarak bana baktı. "Ancak dönem ücretini yatırırsanız sizi tekrar kayıt ettirebilirim."

Belki de milyonuncu kez öfkeyle nefes verirken parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim.

"Ben sizden kayıt falan istemiyorum hanımefendi," dedim hiddetle. Karşımdaki bölüm sekreteri gözlerini devirdi. "Rektörle görüşmek istediğimi söylüyorum."

Sandalyesinden kalkarak, "Ben de size onun vereceği farklı bir cevap olmadığını söylüyorum," dedi. Tam karşıma geldiğinde eliyle dış kapıyı gösterdi. "Şimdi lütfen ofisten çıkın."

"Benimle nasıl böyle konuşursun," derken öfkeyle yanan gözlerim kadını süzdü. "Ben okulun iki senedir birincisiyim ve tam bursla okuyorum."

"Artık bursunuz disiplin kurulu kararı gereğince kesildiğine göre böyle bir savunma yapmanız mantıksız değil mi?"

Kadının sesindeki alaycı ton tüm yüz kaslarımın gerilmesine sebep olurken üzerine atlamak için hazırlandım.

"Seni var ya-"

Tam büyük adımlarla ona yaklaştığım esnada rektörün odasının kapısı açıldı. Orta yaşlı ve uzun boylu adam çatık kaşlarıyla odaya girdi.

"Bu ses de ne böyle?" diye sordu ellerini arkasında birleştirerek.

Kadın ağzını açmadan, "Bay Jung ben Lee Minho," dedim. "Sizinle burs kesintim hakkında konuşacaktım.

Adamın yüzündeki sert ifade bunu duymasıyla yumuşadı. Bir anda hiç tanımadığım biri gibi göründü.

Arkasında birleştirdiği ellerini öne çıkartarak, "Ah Bay Lee," dedi. Birkaç adım atarak bana yaklaştı. "Burs kesintinizde tatsız bir yanlış anlaşılma olmuş, kaydınızı sekreterim hemen halletsin."

Kadınla aynı anda şaşkınlıkla aralanan gözlerimiz birbirini buldu. Ancak o kısa sürede toparlanıp, "Tabii efendim," dedi ve arkasını dönerek bilgisayarının başına döndü.

right here Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin