heard you got a heart, let me see [M]

4.4K 396 688
                                    

Herkese tekrardan merhaba, ben Gece.

Bölüm çok uzun oldu ve hepsi smut. Artık bana teşekkür olarak bol bol yorum atarsınız. Bu arada çok kaossuz görünen bir fic olabilir ama ilerki bölümlerde şaşıracaksınız.

O zaman sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar.

-

"I need you to ride me harder when we fuck
Cause I'm getting numb to the feeling."

Düşüncelerim o kadar gürültülüydü ki dinlediğim şarkı kulağımın arkadasındaki acı verici bir uğultuya dönüşmüştü.

Parfüm şişesi parmaklarımın arasında, elim de havada asılı kalmıştı. Sanki yansımamın gözbebeklerinde tanıklık ettiğim yabancı bir his zamanı yavaşlatmıştı.

"Şu müziğin sesini kıs dedim!"

Yan odadan gelen ve ilk olmayan uyarı zihnime süzüldü. Zamanı yavaşlatan taşlar bilincimin üzerine sıra sıra dizildi.

"Sana diyorum Minho!" Sesin sahibini yaklaşan adımları takip etti. "Okuduğumdan bir bok anlamıyorum."

Kapı eş zamanlı olarak açıldığında taşlar domino etkisi ile devrildi ve gürültü düşüncelerimin arasında şimşek gibi patladı.

Kendimi yeniden bulunduğum yerde ve zamanda hissettiğimde başımı arkaya çevirdim. Felix kızgın ve şaşkınlıkla birbirine girmiş bir surat ifadesiyle bana baktıktan sonra derin bir nefes aldı. Göğsü sıkıntıyla şişerken yatağın üzerindeki bilgisayara uzandı ve odayı inleten şarkıyı kapattı. Bununla beraber vücudumun üzerine yayılan uyuşukluk benden ayrıldı.

"Ne oluyor oğlum?" diye sordu ardından. Gevşek parmaklarımın arasında tuttuğum parfüm şişesini masanın üzerine bıraktım. Oturduğum aynanın karşısından kalkıp yüzümü tamamen ona döndüm.

O kadar uzun süre oturuyordum ki bacaklarım acımaya başlamıştı.

"Aklım dağınık," dedim yorgun bir sesle. Felix başını belli oluyor der gibi salladı.

"Bu Chan ve seks konusunda mı?" diye sordu elini göğsünde birleştirerek.

Derin bir iç çekerek, "Evet," dedim.

"Belki de hazır değilsindir?" diye sordu gözlerini kısarak. "Eğer doğru insan olduğunu düşünüyor olsaydın ve hazır hissetseydin korkmazdın."

"Korkmuyorum," dedim kaşlarımı çatarken. Derin bir nefes almam gerekmişti. Bu ifade beni daha çok korkutmuştu. Kendimden emin olmadığım bir konu olmasını sevmiyordum.

"Yine de çekiniyorsun," dedi. Kendini savunmaya çalışan yüz ifadem yumuşadı. Haklıydı. Bu kontrol edemeyeceğim bir olaydı.

Bir süre sessizlik üzerimizde gezindikten sonra, "Her neyse ben çıkıyorum," dedim. Yatağın üzerindeki telefonu kotumun arka cebine koydum. Bunun üzerine yeniden konuşmaya niyetim yoktu.

Zaten aklımı kurcalayan şey bambaşkaydı.

"Nereye?" diye sordu ben kapıdan çıkarken.

"Jisung'un ödevine yardım etmem lazım," diyerek yanıtladım onu. Jisung'un adını geçirmek midemin kasılmasına sebep olmuştu. Bana söylediği şeyi Felix'e anlatmamıştım çünkü yanlış anlamış olabileceğimi düşünüyordum.

Dün atolyede söylediği şeyin anlamını ona soramadan hoca geldiği ve o da benden erken çıktığı için konuşma imkanımız olmamıştı.

Felix peşimden gelirken, "Yeni en yakın arkadaşın şimdi de o mu?" diye söylendi.

right here Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin