Herkese tekrardan merhaba, ben Gece.
Normalde smut yazacaktım ancak çok heyecanlı bir yerde kesip öbür bölüme bırakayım dedim. Çünkü neden... Tatile gidiyorum ve uzun bir süre bölüm atamayacağım. :D
Ayrıca şunu da belirteyim kitabın finali kötü son olmayacak, mutlu olacağız merak etmeyin. Şimdilik biraz karakterlerimiz sırları aşsınlar istiyorum. Daha sonrasında ayrılıklar va kavuşmalar olacak tabii ki.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın,
Keyifli okumalar.
-
"Hadi," dedi kocaman evdeki yalnız sessizliği bozarak. "Gelmeyi o kadar çok istedikten sonra salonun ortasında öylece dikilecek misin?"
Jisung'un evine birkaç saat önce gelmiştik ancak o kadar yorgundum ki gelir gelmez duş alıp yarım saatliğine kestirmekten başka bir şey yapmamıştım. Saçlarımdaki bir aylık kiri yıkamadan onunla yan yana durmak istememem oldukça doğaldı.
Saçlarımdan damlayan su damlaları önce enseme, oradan da üzerimdeki bol tişörtün içinden sırtıma düştü. Tüylerim hissettiğim serinlikle ürperdi. Yorgun gözlerim sol tarafımdaki Jisung'u buldu.
"Başkasının evini onlardan izinsiz gezmek görgüsüzlüktür," dedim sahte bir kınamayla. "Ailen sana hiç öğretmedi mi?"
Az önce yüz hatlarımı büyük bir ilgiyle süzen bakışları bu cümlemle boşluğa döndü ve önemsiz olduğundan emin olduğum bir yere sabitlendi. Yanlış bir şey söylediği anladığımda, "Pardon," diye devam ettim. "Sanırım yanlış bir şey söyledim."
Başını iki yana salladı. "Yanlış olan bir şey yok," diye yanıt verdi. "Öğretmemişlerdi."
Gözleri yeniden yorgun bakışlarımı buldu. Mahçup bir ifadeyle dudaklarımı birbirine bastırdım.
Karşımdaki çocuğun yüz hatları gevşerken parmaklarını çenesine götürdü ve çatık kaşlarının altındaki gözleri benim çenemi buldu.
"Sakalların..." dedi aniden konuyu değiştirerek. Parmaklarım istemsizce yeni çıkmaya başlayan tüyleri buldu.
Ağzımı açıp söyleyecek bir şeyim olmadığını fark ettiğinde, "Benimle gel," dedi. Sırtını bana döndü ve duş aldığım banyoya giden uzun koridora girdi. Dudaklarım açıldığı gibi kapanırken bakışlarımı sırtından ayırmadan onu takip etmeye başladım.
O lavabonun kapısını açıp içeriye girdikten sonra banyo dolabının kapağını açtı. Bense eşikten adımımı atmadan onu kapının önünden izlemeyi tercih ettim.
Dolabın içinden jilet ve köpük çıkarttı ve omzunun üzerinden bana baktı. "Buraya gel," dedi. Çamaşır makinesinin yanındaki katlanır tabureyi açıp lavabonun önüne koydu.
Çekingence ilerledim ve tabureye oturdum.
Jisung jiletin korumasını çıkarttı ve önce ellerini sonra da jileti yıkadı.
"Ben yapabilirim," dedim sonunda. Bana aldırmadan vücudunu çevirdi ve ıslak parmaklarını çenemin altına koyup başımı kaldırdı.
Önerim sanki sesli şekilde söylememişim gibi havada asılı kaldı ve Jisung parmaklarına sıktığı köpüğü yanaklarımdan çeneme doğru sürmeye başladı. Parmakları yüzümde gereğinden fazla oyalanırken sanki dünyanın en ciddi ve önemli işini yapıyormuş gibi gözlerini ayırmıyordu. Bense gözlerini izlemekten başka bir şey yapmıyordum.
Nihayet tüm yüzüm köpüğe bulandığında ellerini suya tuttu ve jileti aldı. Yavaşça sağ yanağımdan aşağıya kaydırdı.
Jilet köpükle dolduğunda suya tuttu ve bir anda su sesi beni unuttuğum bir anıya götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
right here
FanficBazen en iyiler değil de en çok isteyenler kazanır. Warning: Uygunsuz ve hassas içerik barındıyor.