7. HARLANAN ATEŞLER

553 63 48
                                    

𖣔Gittikçe büyüyoruz ve bu beni oldukça sevindiriyor. Umarım yazdıklarım ruhunuza dokunmayı başarıyordur. Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınn. İyi okumalar!𖣔

☯︎︎ ☯︎︎ ☯︎︎ ☯︎︎ ☯︎

Cihan'ın ofisinden çıktığımda bir planım yoktu. Ama içimi kaplayan yorgunluk, arabamın rotasını hep gittiğim bara çevirmişti. Gaza bastıkça boş sokaklarda çığlık atan arabamın sesi her tarafa yayılıyordu. Sessizdim. Sabah ne olacağını bilemezdim. Ama bu günümü kontrol altına almak benim işimdi. Bu gün kontrol altında olursa, yarında ipler elimde olurdu.

Arabamı neon ışıklı barın önünde durdurup indim. Hep kullandığım kapının önü boştu. Kendimi hızla içeriye atıp, boş masanın önünde tek başına durdum. Beni gören garson baş selamı verdi. İçki içmek benim için saçmalıktı. Aylarla aldığım içki eğitimi yüzünden sarhoş olmuyordum. Sarhoş olmam için hem çok içmem gerekir hem de bunu gerçekten istemem gerekir. Normal zaman içtiğimde en fazla çakırkeyif olabiliyordum. Ama yine de bilinçli oluyordum...

Etrafı süzerken uzakta gördüğüm tanıdık yüzlerle sessizce küfür savurdum. Hızla beni görmemeleri için yüzümü diğer tarafa çevirdim. Etrafta yükselen şarkı sesiyle herkes, içki içerek dans ediyor ve durmadan kahkaha atıyordu. Onların olmadığı taraflara bakmaya başladığımda, koltuklardan birinde oturmuş bir adam, beni izliyordu. Yaşı otuzlarının başında gibi gösteriyordu. Etrafında birkaç kişi daha vardı. Dudaklarının arasındaki sigara bile bilindik bir markanın, boşuna pahalı olan sigarasıydı. Gösteriş budalası.

Önüme bırakılan içkilerle bakışlarımı adamdan çektim. İçkimi yudumlarken ara sıra adamın bakışlarını üzerimde yakalıyordum. Diğer tarafaysa hiç bakmıyordum. Hiç ama hiç güzel bir akşam değil. Uzaklaşmak istediğim için geliyorum ama burnumun dibinde bitiyorlar. Bazı şeyleri çabuk kanıtlayıp, onlardan kurtulmak istiyorum. Hatta istemekle yetinmiyor, bunun için can atıyorum. Ama bunu da bir türlü olduramıyorum.

"Merhaba..."

Sabahtan beri izleyen adam, uzaktan bakmakla yetinememiş olacak ki şimdide arsızca önümde duruyordu. Bakışlarımı yavaşça yüzüne kaldırdım. Dağılmamış saçları, yüzünün traşı, gömleği, saati; her şeyi zengin olduğunu haykırıyordu. Buraya gelme sebebi de herhalde zengiliğini kullanarak, kadınların ilgisini çekmekti. Karşılık olarak bir cevap alamayınca, devam etti: "Yanlız mısın?"

Bıkkınlıkla içkilerimden birini alıp, ona arkamı dönerek boşta olan koltuklardan birine oturdum. Ondan en uzak olan koltuğu özellikle seçmiştim. Ve bence sinyali almalıydı. Muhattabım olabilecek biri değildi. Sadece öylesine biraz içmek için gelmiştim. Ve birinin yanıma maydanoz olmasını, hiçbir şekilde istemiyordum. Önüme çekilen sandalyeye kurularak yüzüme baktı. Onun buraya gelmesiyle arkadaşlarından bazıları da, bize yakın olan masalara geçmişti.

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. "Sakız mısın, sen? Yapıştın, kaldın öyle!" Konuşurken durmadan dudaklarıma bakması sinir bozucuydu. "Hadi! Kendi masana siktir git!" Çok küfür kullanan biri değildim. Yani bence değildim... Gerektiğinde kullanıyordum. Tabii bazen çok gerekiyordu. Bu benim sorunum değildi, etrafın sorunuydu. Ettiğim küfürle kaşları havalanmıştı ama gözleri daha da parlayarak bana bakmaya devam etmişti.

"Nazlı kadınlar... Ah siz kadınlar! Nazınızla insanı deli edersiniz!" Sandalyesini öne getirmek istediği zaman sinirle ayağa kalktım. Aramızda çok mesafe olmadığı için bunu yapsaydı dibime kadar girmiş olacaktı. Şimdilik kavga etmeden, sakince onu uzaklaştırmaya çalışıyorum. Şimdilik! Etrafı saran yüksek sesli şarkılar yüzünden kimse, kimseyi duyamıyordu. Elimdeki kadehi fondip yapıp öndeki masaya bıraktım. Arkama döndüğümde hâlâ bana hülyalı bakışlar atan adam, sinirlerimi daha da bozmaya niyetliydi. "Bak şu aptal kulaklarını aç ve beni dinle! Biraz kafa dağıtmak için buraya geldim. Gecemin içine etme! DEFOL!!"

PayzenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin