20. KİRLİ BAL

176 19 65
                                    

𖣔Uzun zaman sonra merhaba. Umarım görüşmeyeli iyisinizdir. Bölüm atmayı özlemişim, umarım sizler de Payzen'i okumayı özlemişsinizdir. Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınn.𖣔

'Nova Norda- Bakma Bana Öyle'
'Gözde Öney- Kavga'
'Müslüm Gürses- Sigara'

☯︎︎ ☯︎︎ ☯︎︎ ☯︎︎ ☯︎

Bir kadın yaratılmıştı küçücük bedenin içerisinde. Hayallerine prangalar takılmış, çoçuk kelimesini unutması gerektiği öğretilen bir kız çoçuğuydu kendisi. Hayal kurmak yasaklanabilir miydi? Yasaklanmamalıydı. Çoçukları ayakta tutan aileleri, daha sonra ise hayalleriydi. Bir gün onlara sahip olan çoçuktan bu önemli iki unsur çalındığında çoçuktan beklenilen yaşamasıdır; olan tek şey nefes almak olurdu. Bazen nefes almak yaşamak için yeterli olmaya biliyordu. Bunu hayatının yarısından çok, sadece nefes alarak yaşımını sürdüren bir kadın diyordu.

Zamanında çok hayalleri olan ama artık o hayalleri bile hatırlamayan kendine yabancı biri. Hayal kurmak artık sadece bir hayaldi. Ve hepimiz biliriz ki, bazı hayaller sadece aldatmacadır. Ebediyen imkansız olarak kalacak hayallerdi, benim eskiden sahip olduklarım.

Odaların ışıklarını kapatmıştım sadece çalışma masamın üzerindeki led lambayı açmıştım. Lambadan yayılan loş ışık masanın üzerindeki babama ait olan dosyalara yansıyordu. Bir zamanlar babamın evimizde sakladığı, yıllarca gizemini çözemediğim dosyalar ve birkaç mektup. Mektuplar hep ezberimde. Dosyalar hep gözümün önünde. Ama gözümün önünde olan satırları çözmek senelerimi alan büyük bir bulmacaydı. Fakat her geçen gün yeni bir ipucu beliriyordu. Zordu anlamak, zordu anlaşılmak. Bu kağıt parçaları dışarıdan bakan gözler için çöp, benim için ise altından bile değerliydi. Cihan'a bile okutmaktan sakındığım kadar değerliydi.

Fakat madem gitmeme çok az kalmıştı. Çözemediklerimi çözmem gerekiyordu, aksi takdirde arkamda bırakıp gidemezdim. Bu babama yapacağım bir saygısızlık olurdu.

Dosyalardan önce elime babamın yazdığı mektubu aldım. Kime yazdığı belli değildi. Fakat sahibine ulaşmadığı kesindi. Selam dahi vermeden yazılan satırlar aceleyle karalanarak yazılmıştı. Korku muydu seni böyle telaşlandıran? Birisi mi vardı? Neden diye sormak istedim her defa mektubu okurken ve her defasında da sorumu yanıtlayacak birisinin olmadığı gerçeği yüzüme tokat gibi çarptı. Derinden nefes alarak yeniden, ezbere bildiğim satırları hiç bıkmadan okumaya başladım.

"Geçen sana bahsettiğim şu adamı gördüm. Alev'i okuldan alırken, o da oradaydı. Uzaktan izliyordu kızımı. Alev yanımda olduğu için fazla zaman kaybetmeden eve geri döndük, onu riske atamazdım. Gelirken dikkat ettim ve kimse peşimizde değildi. Kardeşim senden ricam bu araştırmayı hızlandırman. Ahu doğduktan sonra Yasemin daha da panik halinde. Ama korkusunun esas sebebi Alev. Ahu'ya dikkat ediyorum ama ya bu telaş yumağının içinde Alev'e gerektiği kadar dikkat edemiyorsam diye sayıklıyor. Yetiştiremiyor her ikisine. O adamın istediği çok farklı bir şey... Alev'in okulunun etrafında dolanıyor sürekli.

Bunca zaman sonra birbirimizi bulmamız gerçekten bir mucize. Zor zamanlarımda yaslanabileceğim, güvendiğim birinin olması çok değerli. O veya onlar, aileme zarar vermek istiyorlar. Sebebini anlamış değilim. Elbet bir savcı olarak sevenim kadar sevmeyenim de var. Fakat ben işimi ailemden uzak tutmayı başaran bir adamım. Belki de 'adamdım' demek daha doğrudur. Çünkü karşımda kimin olduğunu ve neden karşımda durduğunu çözmüş değilim. Burada ise sana çok büyük bir rol düşüyor. Etrafımızda azalan dost sayı çok fazla, kime güveneceğimizi şaşırdık.

PayzenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin