0.6

379 37 98
                                    

I don't need anybody else
'Cause i can break my heart myself

-
(TW: bu bölüm epey selfharm, şiddet, yaralanma ve halisünasyon içerir.)
-

Sugawara Daichi ile vedalaşmıştı ve eve girmişti. Aşırı mutluydu. Ama tabii bu mutluluğu onu geriyordu. Ayakkabılarını çıkarırken önüne düşen gölgeyle kafasını kaldırdı.

"Geldin eve demek, orospu mu oldun sen iki gün dövmedik diye? Gaymişsin birde. Sen akıllanmayacaksın herhalde." Sugawara karşısında dikilen kişiye baktı. (adam demek istemiyorum) Biliyordu bunu. Karşılaşacaktı. Her şey iyi gidiyordu, her iyi şeyin bir sonu vardı.

"Ne istiyorsun benden?" dedi Sugawara.

"Bak bak.. Ne oldu sana bana karşı geliyorsun?" babası saçlarını avuçlayıp yüzlerini hizzaladı. Sugawara içten içe titriyordu ama karşı gelmeye çalışmalıydı.

"Bırak beni!" Sugawara direnmeye çalışınca babası onu kaldırdı ve çenesini tek eliyle sıktı.

"Seni iki gün boyunca bırakmak hayatımın hatasıydı demek. Seni bir kendine getirelim." Sugawara babasının kolunu yakaladı. Babası psikopatça gülümsedi.

"B-bıraksana!.." Sugawara sonunda babasını itmeyi başarınca babası ne yapacağını merak ederek çekildi.

"Tch."

"YETER ARTIK! NASIL BİR MAZOŞİSTSİN BİLMİYORUM AMA BU SAÇMALIKLARA SON VER! HİÇ Mİ ACIMAN YOK?! GİDİP DIŞARIDA HAVALI DAVRANIYORSUN AMA DEĞİLSİN! SEN SADECE ACISINI ÇOCUĞUNDAN ÇIKARAN BİR EZİKSİN! NEFRET EDİYORUM SENDEN NEFRET! SENİN GİBİ BABANIN AMINA KOYAYIM TAMAM MI?! GİDİP SENİ POLİSE VERMEDİĞİMDEN, SANA KARŞI DURMADIĞIMDAN BENİ GÜÇSÜZ SANIYORSUN! DAYANAMIYORUM ARTIK BE! " Sugawara âniden gelen ve sözleri bitince hemen giden adrenalinle bağırmıştı. Şimdi olacakları düşünüyordu. (gelip burda bana yok işte Sugawara böyle biri değil demeyin Sugawara aşırı feminen değil Sugawara'nın aşırı feminen versiyonu sadece fanon. Sugawara'nın canon hali gerekince sağlam kızan ve kolay kolay utanmayan birisi aslında.)

Babası kahkaha attı. Sonra gülmeye devam etti. Omuzları sallanıyordu.

"Bak bak.. Orospumuz demek yoldan çıkıyor. Böyle saygısız olmayı sana kim öğretti?"

"Sen öğrettin!" Sugawara kenardan geçmeye çalışırken babası tek hamlede onu omuzundan itti ve salona girmesini sağladı. Sugawara çok berbat hissediyordu. Karşı koymaya çalışacaktı bu kez. Ezmeyecekti kendini. Evet, babası kalıplı olabilirdi. Ama bu ona karşı duramayacağı anlamına gelmiyordu.

"Bi bakalım acımam var mıymış?" Sugawara yutkundu. Çantasını koltuğa atıp bekledi. Babası ona yavaştan yaklaşıp sırıttı ve bekletmeden yumruğu geçiriverdi. Sugawara yumrukla geriledi ve kanayan burnunu tuttu.

Gözleri doldu ama ağlamayacaktı.
Bu piçin önünde ağlamak istediği en son şeydi.

"Bu kez görünüre yara yapsam sıkıntı çıkmaz. Nasıl olsa okuldan aldıracağım seni." Sugawara şu an dediğini düşünmüyordu. Ona vurmak istiyordu. Bir anlığına onun vücudunu kestiğini ve her yerinin kanadığını hayal etti. Sonra babasını yaralı bir şekilde görmeye başladı.

Gözlerini ovuşturdu ama görüntü kaybolmadı. Babasının vücudu kanıyordu, yerde kanlar vardı.

"Tch, ne oldu? Şimdi de aklını mı kaçırıyorsun? Ah hatamı affet, aklın yoktu." dedi babası. Sugawara gözlerine inanamıyordu. Nasıl bu hale gelmişti babası?

"Yaralısın sen." dedi bir anda.

"He?"

"Vücudun kanıyor."

Daddy Issues - DaisugaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin