Hepimiz telefona odaklandık. Telefonun açıldığını bildiren sinyal sesinden sonra Victor konuştu.
Victor: Alo?
? :Merhaba Victor.
Diego'nun kaşları çatıldı.
? : Hadi ama! Şaşırmayın Hargreeves'ler.
Five telefonu Victor'un elinden aldı.
Five: Kimsiniz?
? : Thc thc thc, bence asıl soru şu "Sissy nasıl?"
Victor hızla ayağa kalktı ve Five'a yaklaştı.
Victor: Bakın kimsiniz bilmiyorum, isterseniz söylemeyin ama Sissy'i nereden tanıyorsunuz?
? : Nazikliğin çok tatlı Victor. O zaman şunu söylicem eğer yeterince akıllı iseniz beklemelisiniz.
Five: Ne, neyi bekliycez?!
Konuşmanın sona erdiğini bildiren ses ile Five telefonu koltuğa fırlattı.
Five: Hanginiz bu manyağı peşine taktı?!
Diego: Ben bir şey yapmadım!! Ayırca senin suçlu olup olmadığın ne malum?!
Five: Pardon?!
Diego: Komisyon, kıyamet, Handler. Bunların hepsiyle alakası olan sensin. Ne ara biz suçlu olduk!!
Five: Onları sizden kurtaran da benim 2 numara!!
"Benim" derken sesini biraz yüksek tutmuştu.
Sloane: Çocuklar biraz sakin olsak? Birbirlerimizi kırmayalım.
Victor: Evet sakin olalım. Sissy'i nasıl tanıyor olabilir Five? O.... geçmişte kaldı.
Five: Hiçbir fikrim yok ama biraz araştırıcam.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Masada oturmuş öylece tabağımı karıştırıyordum. Doğum günümüz resmen mahvoldu. Herkes odalara çekildi ama ben hala istediği şeyi alamayınca oturduğu yerden ayrılmayan çocuklar gibi sandalyede oturuyordum. Önümdeki pasta kalıntılarını çatalımla bir o yana bir bu yana oynuyordum. Bu boş doğum günü bana bir şeyi hatırlattı.
*Geçmiş*
Buraya yavaş yavaş alışmaya başlamıştım. Daha doğrusu yalnızlığa alışmaya başlamıştım. Rastgele bir yere uzanmış, karanlığa bakarak evimi düşünüyordum. Katı kurallarına ve kaousuna rağmen sevdiğim evimi... Korktuğum zamanlarda Diego'nun yanına gittiğim geceleri, sıkıldığımda Klaus ile akadamiden kaçtığımız günler, Victor'un kemanını sakladığım günler... Şimdi ise neredeyim? Boşluk, sadece boşluk. Sanki bir insanın terk edildiğinde hissettiği yanlızlık duygusu bir mekana dönüşmüş ve bende içine düşmüşüm gibi... Şuan kardeşlerim tarafından verilen bir kucaklama herşeyi unutmaya yeterdi. Dudaklarım aralandı ve kimsenin duymayacağını, kimsenin bana cevap vermeyeceğini bilmeme rağmen sordum.
Aster: Neredesin Five?
*Günümüz*
Yavaşça ayağa kalktım ve sokağa çıktım. Yanıp sönen sokak lambalarının altından yürüyerek ilerlemeye başladım. Nereye mi gidiyorum? Bende bilmiyorum sadece yürüyorum işte. Boşlukta yaptığım gibi... sadece dümdüz yürü, çünkü başka bir şey yapamazsın... Evet akademiyi severim fakat kaos istemiyordum, sadece akademide koca ailem ile birlikte normal bir hayat istiyorum. Peki, özel gücü olan insanlar normal bir hayat yaşayabilir mi? Hiç sanmıyorum. Ağır düşünceler arasında çalan telefon ile düşüncelerimden ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Başımıza ☂︎ The Umbrella Academy
Fiksi Penggemar~TAMAMLANDI~ ☂︎ Aster Hargreeves 13 yaşında kardeşiyle babasının kavgasından sonra Five'ı durdurmak için peşinden gitmişti, Five'ın açtığı portallar'dan ardı ardına geçtiği sırada "Boşluk" adını verdiği yerde 7 sene boyunca kaldı. Tesasüfen karşılaş...