Merhabalar, ben Yang Jeongin. Size öyle neşeli sabahlar, neşeli günlerden bahsedemeyeceğim. Beni buna mecbur bıraktılar. Daha doğrusu bıraktı, babam. Çocukluğumdan beri bir kere sarılmadı, öpmedi, koklamadı beni. Bunları geçin, "oğlum" bile demedi. Ben de böyle büyüdüm işte. Sürekli şiddet, hakaret, sigara ve içkiye maruz kaldım. Ben daha çok küçükken, babam içki içtiğin de bana zorla içiriyordu. Hatta bana intihar etmemi bile söylemişti. Normal de olsa şimdi yaşamıyor olurdum.
Ama benim bir dayanağım vardı, annem. Annem beni doğururken ölmüştü. Ya beni, ya da annemi kurtarabilirlermiş. İkimizi aynı anda kurtarmaya çalışırlarsa, hastalıklı doğup 5-6 yaşların da yine ölürmüşüm. Babam annemi yaşatmak istemiş, ama maalesef ki annem beni seçmiş. Ve ben de sırf onun için yaşıyorum. O benim için canından vaz geçmişti, ben onun bana armağan ettiği cana kıymayacaktım. Babam kıysa bile, annem için ben kıymayacaktım.
Babam sürekli içer, ardından beni döverdi. Sürekli döverdi, sadece döverdi. Hiç bir şey yapmama izin yoktu, dövecek konu bulamayınca matematikten 95 aldığım için dövmüştü.
Diğerleri güzel görünmek için makyaj yaparken, ben yüzümde ki farklı renkleri kapatmak için makyaj yapıyordum. Keşke babam yerine annem yaşasaydı diye düşünüyordum sürekli. Ama bu düşüncelerimin hep boş olduğunu da biliyorum, imkansız.
Benim hayatın çok karanlık, o karanlıktan asla kurtulamıyorum. Belki bir şekilde kurtulurum ama ne yazık ki babam buna hiç bir zaman izin vermiyor. Beni bir çok kez öldürmeye çalıştı, psikolojik tedavi gördüm hatta.
Pekala, berbat hayatım dışında biraz da kendimi tanıtmalıyım sanırım.
Dediğim gibi, ben Yang Jeongin. Lise 3 öğrencisiyim. 17 yaşındayım. 17 yıl boyunca hayatım bir boktan farksız geçti. Tabii Felix, Jisung ve Seungmin ile olan kısımlarımı saymazsak. Onlar benim ortaokuldan beri en yakın arkadaşlarım, her zaman yanımda oldular. Jisung ilk önce Felix ile tanışmış, ardından ben ve Seungmin'i arkadaş gruplarına dahil etmişlerdi. Bu durumdan mutluydum, içimi açabildiğim tek kişiler onlardı.
Onların annemin bu zamana kadar bunlara dayandığım için hediyesi olduğunu düşünüp duruyordum. Annem yaşasaydı eminim ki beni çok severdi.
Herneyse, yaşam bulunmayan hayatıma hoş geldiniz.
~~
Sabah erkenden kalktım. Okula 15 dakika kadar erken gidiyordum. Çünkü babam o saatlerde genelde sızmış oluyor, benimle uğraşmıyordu. Kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp, formamı giyindim. Masama oturup vücudumun görünen kısımlarında ki yara izlerini iyice kapattım. Çantamı hazırlayarak aşağı indim. Yavaş adımlarla evden çıktım ve derin bir nefes aldım.
Her sabahım böyle korkuyla geçiyordu. Çünkü eğer babam uyanırsa, "niye okula gidiyorsun? Orospu mu olacaksın başıma?" Gibi şeyler söylüyor ve beni dövüyordu. Her zaman ki gibi. Sürekli bana vuracak, beni azarlayacak şeylet uyduruyordu. Babam tarafından hiç bir zaman sevilmedim de doğrusu. Yaklaşık 10 dakika sonunda okulun yakınına vardım. Yakınlarda ki pastaneye girip, kendime iki tane poğaça aldım. Babamdan gizlice para alıyordum. Çünkü bana genelde yemek vermiyordu. Bu yüzden hastanelere düştüğüm olmuştu. Ama onun umrunda değildi, zaten ölmemi istiyordu.
Aldığım poğaçaları okulun yakınında ki parkta yedim ve orada biraz vakit geçirdim. Okulun açılmasına sadece 5 dakika kalmıştı. Genelde her sabah böyle oluyordu. Okula erken geliyordum, parkta yiyeceklerimi yiyordum ya da biraz vakit geçiriyordum, okul açıldığın da ise okula gidiyordum. Okul da o kadar göze batan biri değildim. Tabii ki babam yüzünden arada zorbalığa da uğruyordum. Okuldan çocuklara para teklif edip bana zorbalık yapmalarını bile istemişti. Reşit olur olmaz kaçacaktım o evden. Sadece 3 yılım kalmıştı, kurtulacaktım.
Okul açıldığın da okuldam girmem ile bizimkileri görmem bir olmuştu. Onlar da ailelerine, ailesel sorunlarım olduğunu söylemiş ve reşit olduğumuz da beraber eve çıkıp-çıkamayacağımızı sormuşlardı. Şükür ki aileleri izin vermişti. Reşit olduğumuz zaman beraber eve çıkabilecektik. Hatta Seungmin'in ailesi istersen reşit olana kadar onlarda kalabileceğimi söylemişti. Bunu isterdim tabii ki ama babamın kimseye zarar vermesini istemiyordum. Çünkü yapardı, biliyordum. Reşit de değildim, beni bundan vururdu. Bu yüzden reşit olur olmaz kurtulacaktım, kafaya takmıştım.
Çocukların yanına ilerleyip selamlaştık ve zilin çalması ile sınıflarımıza çıktık. Normalde farklı sınıftaydık fakat benim sınıfım da eksiklik olduğu için diğer 3lü kayıtlarını benim sınıfıma aldırmışlardı. Böyle daha iyiydi, onlarla beraberken daha huzurlu hissediyordum.
Dersin başlaması ile derse döndüm ve dersi dinledim. Ama her saniye sanki biri beni izliyormuş gibi hissettim.
Selaamm! Umarım bu kitabımı beğenirsiniz. Bu bölümden daha uzun bölümlet gelir büyük ihtimall. Ama bu biraz tanıtım gibi olsjn istedim. Konusu bir an da aklıma geldi ve en çok Hyunin'e yakışacağını düşündüm.
YOU ARE READING
Daddy Issues-Hyunin
Romance"Ben bir karanlığın içerisindeyim Hyung, burası çok karanlık ve boş. Kimse kurtaramaz beni." "Karanlığında, seni aydınlatan ışığın olacağım miniğim."