13

205 23 8
                                    

Bir kurşun sesi.. bir sessizlik.. bir kuş cıvıltısı.. Hayat her zaman yüzümüze gülmez, bu yüzden nefret ettiğimizi söyleriz ona ondan. Ondan nefret ettiğimiz için dana da çok gelir üstümüze. Yaşam her zaman böyledir.

Hyunjin ve Jeongin mutlu bir şekilde bakışırken, patladı bir anda bir silah. Herkes şok içinde, kuşlar dağılıyor korkudan. Jeongin korkmuş gözler ile tarıyor etrafını, görüyor babasını.

Babasının silahı, Hyunjin'e bakıyordu. Hemen döndü sevdiğine, karnını tuttuğunu gördü. Hyunjin korkuyla kurşunun olduğu tarafa döndüğü için, karnıma isabet etmişti kurşun. Kanlar içinde kalmıştı genç adam. Çevreden biri çoktan çağırmıştı ambulansı. Jeongin gözyaşlarına boğulmuştu. Hyunjin'i tutmaya çalışıyordu. Hyunijn ise acısını bir kenara bırakıp sevgilisini sakinleştirmeye çalışıyordu. Aşk işte..

"Sakin ol Jeongin'im. Ben iyiyim."

"Bu haldeyken bile beni düşündüğüne inanamıyorum Jin. Ne olur gitme, bırakma beni."

"Seni asla bırakmam bebeğim. Merak etme. Yaram o kadar kötü değil. Öyle olsa bilincimi kaybederdim."

"Olsun. Acı çekiyorsun, benim yüzümden." dedi göz yaşları içinde Jeongin. 

"Senin için ölüme bile giderim Jeongin." diye kısıkça söyledi sevdiğinin gözlerine bakarken Hyunjin.

Göz yaşları arasında hafifçe gülümsedi Jeongin, daha sonra onu sevdiğini söyledi sevdiğine. Ambulansın gelmesi ile Hyunjin ambulansa bindirildi, Jeongin ise onunla birlikte binerken babasını ihbar etti. Babası yüksek ihtimal hapse girecekti. Çünkü olay dükkanların kameralarına da yansımıştı. Babasının yine de onları rahat bırakmayacağını bilse de, sevgilisinin iyi olmasına şükürler ediyordu. Nihayet hastaneye varmaları ile doktorlar direkt olarak ameliyata almıştı Hyunjin'i. Durumu çok kötü olmasa da kanamasının artması hayati tehlike yaratabilirdi. Bu zaman içinde Jeongin arkadaşlarına ve Hyunjin'in arkadaşlarına aynı zaman da ailesine haber vermişti. Ve sadece ailesinin gelmesini istemişti. Böylesi daha iyi olurdu, paniğe kapılmamak en mantıklısıydı.

Hyunjin'in annesi geldiğinde Jeongin'e sıkı sıkı sarıldı. Jeongin'i öz oğlu gibi seviyordu. Jeongin göremediği anne şefkatini sevgilisinin annesinden gördüğünü düşünüyordu. Onlar sarılırken Jeongin'in üvey anneside yanlarına gelmişi. Ne olursa olsun onu da çok seviyordu. Babasından daha çok öz yerine koyuyordu. Geldiği zamanlar babasından koruyordu oğlunu. Jeongin bu yüzden de o kadına minnettardı. Babası ona hiç insan gibi davranmamıştı, fakat bu kadın davranıyordu. Seneler sonra öz oğluna kavuşmuş gibiydi. Annesinin fotoğrafları ile mezarını görmese bu kadını öz annesi sanardı. 


Üvey annesiyle sarılınca hafiften göz yaşları firar etmişti.

"Geçti oğlum, geçti. Baban şuan ifade veriyor, büyük ihtimalle yaptığı her şey için ceza alacak. Hem adam yaralamadan, ghem de hayatın boyunca sana yaptıklarından. Bana kızar mısın bilmiyorum ama hayatın boyunca yaşadıklarını polislere bildiğim kadarıyla özet geçtim. Bu adam öz oğluna hayatı zindan etti gibisinden. Her türlü suçtan oradaa tutuluyor. Müebbet hapis cezası alması bekleniyor."

Söylediklerinin ardından uzun zaman sonra ilk defa yaşıyormuş gibi hissettim. Ona daha sıkı sarılıp ard arda teşekkür ettim.

"Biliyorsunuz ki, Hyunjin'in babası bizimle değil. Beşli çekirdek bir aile olarak yaşamaya ne dersiniz?"

"Beşli mi?"

"Ah, Hyunjin söylememiş olmalı. Bir de kızım var. Yurtta kalmak istediği için bizimle yaşamıyordu fakat eve dönüyor. Sizin okulunuza yazdıracağız. Eee, beraber yaşama hakkında ne düşünüyorsunuz?"

"Aslında olur, fakat Hyunjin'in tek yaşayacağını sanıyordum."

"Öyleydi.. Aile içi şeyler yüzünden onun yanına taşınmamı istedi, kardeşini de yanında istediği için o da geliyor."

Kadının sıcak gülümsemesine karşılık bende sıcak bir gülümseme sundum. Ardından doktor yanımıza geldi, "Hwang Hyunjin'in yakınları sizdiniz sanırım?"

Annesi hemen atladı, "Evet biziz, oğlumun durumu nasıl?"

Doktor güzel bir gülümseme ile bakmaya başladı, "Durumu gayet iyi. Mermi sıyırmış. Sadece dikiş attık ve kanamayı durdurduk. Bugünlük burada dinlensin. Yarın kendini iyi hissederdse taburcu ederiz. Yarasına pansuman yapmayı da unutmamalı. Geçmiş olsun."

Doktor gülümseyerek yanımızdan ayrıldığında gülerek birbirimize sarıldık. Daha sonra ise Hyunjin'i normal odaya aldılar ve bizde peşinden girdik. Hemşire kadın yarım saate kadar uyanacağını söyleyip odadan çıkmıştı. 

Annesi bana döndü, "Kardeşi birazdan eve gelecek, aynı zamanda sizin için de evi düzenlemem gerekiyor. Biz annenle gidelim. Birazdan arkadaşlarınızda gelir, onları da çağırdım. Evde görüşürüz."

Annesinin huzur içinede hastaneden ayrılıp bizleri düşünmesi gülümsememe yol açmıştı. 

Yaklaşık bir saat sonra artık Hyunjin uyanmış, onunla ailesi ile alakalı sohbet ediyorduk. İçeri 6 davarın girmesi ile salaklara bakmaya başladık. 

"İyi misiniz?" diye sordu Jisung.

Minho "hah" diye bir ses çıkardı, "İnsanların iyiliğini ne zamandan beri düşünüyorsun?"

Felix ortamı gerginlikten uzaklaştırmak için konuştu, "Çocuklar, sakin olun. Sizlerin arasında da garip şeyler var fakat bunları haftaya olan 8 kişilik beraber eğleneceğimiz gece de konuşuruz. İstediğiniz kadar kavga edersiniz. Şuan olmaz."

Changbin hemen Felix'e hak verdi, "Güneş'im çok haklı."

Felix ona gülümsedikten sonra hep beraber 1 saat boyunca sohbet ettik. Daha sonra gitme vakitleri geldiği için gitmişlerdi. Saat 11'i gösterdiğinsde uykumun geldiğini hissediyordum.

Hyunjin beni fark edip seslendi, "Eve git artık meleğim. Yeterince yoruldun."

"Seni tek bırakmayacağım."

"Yalnızlığımda da benimle mi olacaksın?"dedi Hyunjingülümseyerek.

"Yalnızlığında da seninle olacağım, sevgilim." diye yanıtladı onu aynı şekilde gülümseyerek.

Ardından Jeongin koltukta. sevgilisinin yanı başında Hyunjin ise hasta yatağında uyuyakaldı..




Artık sık bölüm atıp fici final yapmayı planlıyorum.. Diğer ashiplerin arasında ki mevzuları da çzödükten sonra tabii..

Oylamayı ve yorum atmayı unutmayın sizi seviyorumm!


Daddy Issues-HyuninWhere stories live. Discover now