Zil çaldığında dörtlü olarak kantine indik ve bir şeyler yedik. Bolca sohbet ettik.
Günün sonuna sonunda gelmiştim.. Herkes bunun için sevinirken ben ise çok korkuyordum. Eve gittiğim de babamla karşılaşacaktım, büyük ihtimal yine ve yine sarhoş bulacaktım onu. Ve belki morluklarıma yenileri eklenecekti.
Çocuklarla vedalaştım, bana eve gidip gitmemek istediğimi sordular, her zaman ki gibi. Ama gitmem gerekiyordu. Bir gece eve gitmezsem diğer gece daha sert şeylerle karşılaşabilirdim. Ve bundan çok korkuyordum. Onları reddedip evin yolunu tuttum. Korku ile atan kalbime hiç bir şekilde engel olamıyordum. Eve vardığımda yavaşça kilidi açarak eve girdim. Babam salonda değildi. Derin bir nefes alarak odama ilerledim. Babamı odamda görmeyi aska beklemiyordum.
Ve tabii en beklemediğim şey ise sağ elinde günlüğünü tutuyor oluşuydu.. Şok ve korkuyla bakarken içkili olduğu her halinden belli olan yüzünü bana doğru çevirdi. Bakışları öfke ve nefret ile doluydu. Hiç bir sevgi kalıntısı yoktu. Ne üzüntü ne de pişmanlık vardı bakışlarında. Kendimi bildim bileli olam bakışlardı bunlar, nefret doluydular.
Dedim ya, babama göre annemin katiliydim ben. Bazı babalar, çocuklarını doğururken ölen karıları için çocuklarına en iyi şekilde bakmaya çalışır, onlar için her şeyi yaparlar. Benim babam gibileri ise, bunlar için evlatlarını suçlarlar. Hiç bir suçu olmayan evlatlarını..
Babam öfkeli bir ses tonuyla ağzını araladı, "Burada yazanlar ne Jeongin? Olanlar için beni mi suçluyorsun, ha! Azıcık hatanın farkına var seni orospu! Sen olmasaydın karım yanımda olacaktı! Ne yapmamı bekliyordun?! Karımın katiline sevgiyle bakmamı mı?! Bir de arkadaşlarıma bu durumdan mı bahsettin seni pislik! Kendini acındırmayı ne zaman bırakacaksın?? İnsanların kendini acındırmadan seni sevmeyeceğini biliyorsun değil mi? Herkes senden iğreniyor, herkes. Nefret ediyor herkes senden Jeongin. Sen bunu hak ediyorsun. Sikik sevgiyi değil, bunu hak ediyorsun. Benim hiç bir zaman bir oğlum olmadı! Oğlum falan değilsin sen benim! Ayrıca reşit olduğun da sikseler göndermem seni ben! Orospu oldun iyice başıma! Bir de arkadaşlarıyla ayrı eve çıkacakmış! Sırayla mı inleyeceksin altlarında ha?!!?"
Onun bu sözlerine daha fazla dayanamayarak göz yaşları içinde hafifçe sesimi yükselttim, "Baba yeter!"
Daha fazla sinirlenerek elini saçlarıma götürüp saçlarımı geriye doğru çekti, "Seni küçük piç! Sen bana sesini mi yükselttin?!?!? Güzel bir dayağı hak etmişsin sen!"
Ardından saçlarımdan tutarak yere fırlattı beni. Karnıma doğru tekmeler savurdu. Acı dolu ağlamalarıma acımadı bile. Canımın acıyıp acımadığını umursamadı, her zaman yaptığı gibi. Sadece vurdu. Tekmeledi dakikalarca. Ardından kemerini çıkardı ve bacaklarıma ve sırtıma sertçe kemeriyle vurmaya başladı. Neden dayak yiyordum şu an? Sanırım babamın daha iti biri olmasını istediğim içindi bugün ki şiddet. Hatalıydım sanırım, o asla bana karşı iyi olmayacaktı. Ve asla da olmazdı.
Ben onu sevmeye çalışıyordum, bunu ona göstermeye çalışıyordum. Belki beni sever diye her şeyi deniyordum. Ama nafile, işe yaramıyordu. Onun için hep işe yaramaz orospunun teki olacaktım. Beni hiç bir zaman sevmeyecekti, bunu kendine yediremezdi. Annemin katiliydim ben. Oysa ki daha küçücüktüm, 'anne' bile diyemediğim zaman da, ilk doğduğum günde nasıl katil olduğumu düşünürdü? Babama bunu söyleseniz bir sürü bahane üretirdi. Hepsinin saçma olduğunu eminim kendisi de çok iyi biliyordu, fakat bahane üretmeyi seviyordu. Çoğu zaman iyimser bir çocuk olduğum için onun ürettiği saçma bahaneler ile dayak yiyordum. En kötüsü ise.. alışmaktı.
Tüm bu olanlara alışmıştım. Günlük rutinim haline gelmişti. Babam bana daha 10 yaşımdayken zorla sigara içirmişti. Hastaneye kaldırılmıştım. Midemi yıkamışlardı çünkü o sigaranın sona kalam minik parçasını bana zorla yutturmuştu. Caniliğin bu kadarı.. Daha 7-8 yaşlarındayken ise zorla içki içirmişti. O zaman sadece yarım bardak içirmişi fakat 12 yaşıma geldiğimde, yaş günümde zorla bir şişe içki bitirtmişti. Ve ben tekrar hastaneye kaldırılmıştım ve benim tekrar midem yıkanmıştı.
Polislere ise bir şeyler uyduruyor, sonra benim de aynı şeyi polislere anlatmam için tehtit ediyordu. Polislere söylenilene göre, ben serseri olan asi çocuktum. Babam ise mağdur babaydı. Kimsenin bilmediği şey tam tersi olmasıydı.
O gece sabaha kadar dayak yedim. Arkadaşlarım yüzlerce kez aramış, mesaj atmışlardı. Seungmin kapıma kadar gelmiş hatta. Ama k ara baygındım, babam benim dışarı da olduğumu, akşamdan beri eve gelmediğimi söyleyip onu göndermişti. Ayıldığımda ise beni dövmeye devam ettirmişti. Sabah saatlerine doğru ise okula gitmeyeceğimi söyleyip, hem odamı hem de dış kapıyı kilitleyip evden siktir olup gitmişti. Zaten istesem de bu halde okula gidemezdim. Ben dışında onu sinirlendiren başka şeyler de vardı büyük ihtimal, bu yüzden klasik rutinim de ki gibi değil de ekstra rutinim de ki gibi dayak yemiştim. Saat 9 gibi hafif hafif kendime geldiğimde telefonu elime alarak arkadaşlarıma okula gelmeyeceğimi söyleyen bir mesaj yolladım..
Jeonginin babasından fazla nefret ediyorum..
YOU ARE READING
Daddy Issues-Hyunin
Romance"Ben bir karanlığın içerisindeyim Hyung, burası çok karanlık ve boş. Kimse kurtaramaz beni." "Karanlığında, seni aydınlatan ışığın olacağım miniğim."