Bütün gece gözüme bir damla uyku girmeden annemlere ne diyeceğimi düşünüp durdum. Kabul etmezsem aileme zarar verir miydi gerçekten? Belki de vazgeçer? Diye düşünürken bir mesaj geldi.
"Günaydın müstakbel karıcığım akşama hazır ol, yoksa olacakları biliyorsun."
Lanet olsun, vazgeçmedi geçmezde artık netleşmişti. Canan uyanır uyanmaz yanıma geldi.
-Günaydın tatlım, şimdi beni dinle hemen hazırlan annenler uyanmadan polise gideceğiz.
-Olmaz, gelen mesaja bak.
-Ay hayır bu adam çok ciddi. Polise gidemeyiz o halde.
-O zaman sana bile zarar verebilir, kabul etmekten başka çarem yok görüyorsun.
-Annenlere ne diyeceksin ki.
-Aşığım evlenmek istiyorum falan.
-Kızım annen anlar. Ruh gibisin ve gözlerin ölü gibi bakarken kimse inanmaz bence.
-Olduğu kadar artık. Akşam göreceğiz hepimiz. Annemler uyanınca yalanları sıralamaya başlasam iyi olur yoksa akşama geldiklerinde şok olmasın.
Yarım saat sonra annemle babam uyanınca kahvaltı esnasında onlara bir sürü aşk zırvalığı sıraladım. Bir süredir görüşüyordum, ciddi düşünüyor hatta bu akşam isyemeye geleceklermiş gibi bir sürü yalan anlatıp durdum.
-Peki kızım, kimdir kimlerdendir bunlar. Biz tanıyor muyuz?
-Koca Ereğli'de nereden tanıyalım anneciğim, zengin bir aile işte.
-Koca Ereğli mi? Kızım Ereğli toplasan bir avuç yer, sen şu işin aslını anlat bakayım?
Babam tek kelimeli etmeden bizi dinliyordu, bu pek hayra alamet olmazdı. İyice kızarıp bozarıp ağlama noktasına geldiğim de annem yanıma oturup;
-Sen seviyor musun gerçekten bu adamı?
-Evet anneciğim, seviyorum ve onunla hayatıma devam etmek istiyorum.
-E babası sen ne dersin?
-Kızım istiyorsa bir şey diyemem, artık kocaman bir kadın oldu. Dikkatimi çeken, sen çocukluğundan beri ne zaman bir şeyi çok istesen oturduğun yerden zıplaya zıplaya lütfen diye diye isterdin, sanki bunu istemiyorsun gibi anlıyorum şuan.
-İstiyorum, sadece bir yanımda sizden ayrılmak istemiyor hepsi bu.
-Tamam o zaman gelsinler akşam. Hayırlısıysa olsun.
-Tamam babacığım.
Hayırlısıysa olsun, hayırlı mı ki olsun. Böyle tehtitle evlenmek ne kadar hayırlı olabilirdi ki. Akşama kadar annem mahcup olmamak için bize evi temizletmişti, hiç istemediğim bir olay için canım çıkana kadar temizlik yapmıştım. Aslında bu bir nevi benim için terapi sayılırdı.
Canan'ı babası aramış "bende geliyorum" demiş. Bu anı kaçıramazmış. Akşam olduğunda zorla bir elbise giyip mecbur hazır beklemeye başladım. Bir kaç dakika geçmeden Sadık amca çıkageldi.
-Oo demek evleniyorsun ha, ben ne yapacağım sensiz şimdi.
-Canan var ya Sadık amca, gözün arkada kalmasın. Canan işinde baya iyi.
-E peki kim bu şanslı adam, adı ne?
-Yıldırım.
-Hangi Yıldırım? TUĞCU olan mı?
-Evet o.
-İnanamıyorum! Nasıl oldu bu? O aile için biraz garip derler.
-Sen nerden tanıyorsun?