-Doğru duydunuz, bir zamanlar bizde sevgiliydik ve çok mutluyduk.
-Peki bu hale nasıl geldin?
-Baştan anlatayım, çok güzel zamanlardı. Ne istersem anında yerine getiriyordu, beni o kadar uç noktalarda yaşatıyordu ki gerçek halini görememiştim. Bir gün onu kızdıracak bir şey yaptım ve beni dövdü. Yaptığım şey çok eski bir arkadaşımla konuşmaktı, erkek olması ayrı bir sorundu tabi. Sonra size yaptığı gibi af dilemeler, çiçekler, hediyeler... Affetmemeliydim lakin çok seviyordum. Sonra hamile kaldım, dokuz ay çok sakindi, bende şaşırmıştım. Evlenmek istiyordum ama bir türlü kabul etmiyordu. Doğum zamanı gelince yanımdan ayrılmamıştı. Bebek doğana kadar sabırla bekledi. Bir kızım olmuştu ve onu kucağıma almak için sabırsızlanıyordum. Fakat o bebeği hemşireden aldı ve hemen hastaneden uzaklaştı.
-İnanamıyorum, peki nerede bebek şimdi?
-Şuan bilmiyorum, o zaman da polise gittim anlattım durumu. Ekiple beraber evine gittik, bebeği kaçırdığını inkar etti. Alıp emniyete götürdüler, sorguya girdi ama avukatı da yanındaydı. Çıktıklarında emniyet müdürüyle el sıkışıp gittiler. Müdürün boğazına yapışmıştım neden bıraktınız diye? Bana dediler ki "Hanımefendi uzatmayın ve o aileden uzak durun." şok geçirmiştim, polisler bile bu işin içinde diye düşünmüştüm. Çaresiz kalınca ve ailen seni istemeyince gidecek ne yerin ne de paran oluyor.
-Sen nasıl dayandın bunca şeye?
-Bebeğim için, günlerce kapısına gidip yalvardım, her seferinde beni dövdürüp öyle gönderdi. İyileşip yine gidiyordum her seferinde döve döve gönderiyorlardı. Bir gün yine gittim Mukaddes hanım açtı kapıyı, yalvardım yakardım bana bekle dedi. Yıldırım'la konuşmak için gitmişti. İki saat sonra Mukaddes hanım bana bir teklifte bulundu. Eğer çocuğumu görmek istiyorsam onlar ne derse yapacakmışım, kalacak yerim olmadığı için de hizmetçi olarak çalışacakmışım, eğer uslu durursam ayda bir kere kızımı görebilecek mişim. Mecbur kabul ettim tabi.
Bunlar insan olamazdı, ne istiyorlardı biz kadınlardan? Bir kadını çaresiz bırakmak, ne kadar dayanacak ya da acıya nasıl tepki verecek diye test mi ediyorlardı? Yine de bana yaptığından daha insaflı davranmıştı Meryem'e. Demek ki onu da sevmişti. Fakat sevgi böyle olmazdı, olmalıydı.
-İnanamıyorum. Adı ne kızının?
-Mukaddes hanımın annesinin adını koymuşlar, Firuze.
-Ve hala kızın için bu insanlara katlanıyorsun, peki şimdi kaç yaşında?
-Altı oldu, bir ay sonra doğum günü.
-O gün gösterecekler mi sana?
-Bilmiyorum, bu aralar sizin olaylarınız olduğu için aklına geleceğini sanmıyorum.
-Benim yüzümden, çok özür dilerim.
-Ağlamayın hanımım, ne siz bine ben böyle olacağını tahmin bile edemezdik.
-Meryem, önce senin kızını bulmalı ve sonra kaçmalıyız bu evden.
-Kaçamayız, hem nereye gideceğiz ne yapacağız ki. Ben yıllardır para biriktiriyorum ama hepsi bu. Kızımın yerini bilmiyorum, ayda bir bu eve getiriyorlar sonra da alıp gidiyorlar.
-O zaman önce kaçalım, saklanacak bir yer bulalım. Sonra da gizli gizli takip eder buluruz bir şekilde. Sen içini ferah tut tamam mı?
-Yapabilir miyiz ki? Ay bilmiyorum korktum.
-Birbirimize yardım edersek yapabiliriz. Benim arkadaşım var adı Canan, o bizi saklar merak etme. Yalnız ona haber ulaştırmamız lazım.
-O iş kolay, bende telefon var.
