Karabayır
Aslı GÜRLER
Her gün olduğu gibi saat altı buçukta alarm ile uyandım ve hızlıca bir duş aldım. Saçlarımı kurutup arkadan ensemde bir topuz yaptım ve beremi takıp sağa doğru yatırdım, Zaten az sonra dışarı çıkacaktım niye iki saat apoletimin arasına koymaya çalışayım ki?
Botlarımı ayağıma geçirip telefonumu ve evin anahtarını alarak evimden ayrıldım ve hemen lojmanın yanında olan tugaya girdim. O esnada telefonuma gelen mesaja dikkat kesildim.
Çömez Fırfır --> Aslı Ablam Komutanım Mesajlaşma;
-"Abla günaydın, anam memleketten koli yollamış, onu alıp öyle geçsem tugaya olur mu?"
-"Tamamdır kardeşim."
-"Börek varsa getiririm hep birlikte yeriz."
-"Oh, ziyafet var desene. Çok geç kalma eğitim var bugün."
-"Tamamdır."
Telefonumu cebime koyduktan sonra hangara uğrayarak silahımla biraz ilgilenirken saatin nasıl geçtiğini fark etmedim ve timin geldiğini gördüm, birlikte hangardan ayrılıp gazinoya geçtik. Mesai henüz yeni başlamış, erler eğitimlerini tamamlamış etrafta dolaşıp görevlerini hallediyorlardı.
"Komutanım, Fırat Çömezi nerede biliyor musunuz?" diyen Serdar'a döndüm;
"Sabah mesaj atmıştı bana, anası bir şeyler yollamış onları alacakmış. Börek falan gönderdiyse size de getireyim komutanım diyordu." dememle Ali bir hışımla kafasını bana çevirdi;
"Oh be, ziyafet var densene komutanım, baya açtım ben de." diyen Aliye bıkkınlıkla bakarak;
"Oğlum sen niye hep açsın? Ya asker dizilerinde falan da olur ya böyle, hep timde bir aç vardır. Sen osun vallahi"
"Komutanım siz bir de evde görün bunu. Fil gibi yemin ediyorum. Her şeyi yiyor." dedi Salih bezgince bakarak.
"Aaa aşkım şimdi de lokmalarımı mı sayıyorsun? Alındım gücendim vallahi"
"Oğlum bi git!"
"Komutanım görüyor musunuz? Ne kadar kötü davranıyor bana. İnsan ev arkadaşına böyle davranır mı hiç? Ayıp be ayıp!" Bahadır abi yalandan hüzünle söylenen Ali'ye artık dayanamamış olacak ki yeter dercesine ona bakarak;
"Ya arkadaş, siz niye her gün sabahın yedisinde, karga daha bir şeyini yememişken kavga ediyorsunuz?"
"Abi bunların arasında şiddetli geçimsizlik var." dediğimde Salih kafasını sallayarak
"Evet komutanım hem de çok şiddetli bir geçimsizlik yani, öyle böyle değil, aşırı şiddetli geçimsizlik."
Biz, Ali ve Salih'in "ÇOK ŞİDDETLİ GEÇİMSİZ" hayatlarını tartışırken gazinoya giren Fıratla gözlerimiz ona döndü.
"Allaah Komutanım elinde saklama kabıyla geliyor. Kesin börek var içinde" dedi Serdar heyecanla.
"Ulan ne açmışsınız siz de be. Maşallah yani. Doymuyorsunuz. Neyse, Sinan! Koçum bize çay kap gel" diye seslendim çay ocağındaki askere.
"Emredersiniz komutanım."
"Beyler, sağlam yiyin. Eğitim yapacağız bu gün." dediğimde hepsi ağzında börekle bana bakmaya başladı.
"Komotonom, normol oğtom mö yoks- öhhö öhöö" ağzını börekle konuşmaya çalışırken boğulma riski geçiren Salih zorla lokmasını yutup tekrar bana döndü;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇİNA ¦ Vatana Meftun Kadınlar Serisi I
General FictionVatana Meftun Kadınlar Serisi I Hançer kadar keskin ve çiçekler gibi ince bir kadının hikayesi... ASLI GÜRLER "Ben sevemem Oğuz... Olmaz, yapamam bunu. Ben bir askerim, her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşırken birini sevemem, sen de sevme be...