Açıkçası yeni evrene istediğim kadar tepkiyi toplayamadım. Kaç gün oldu anca 11 oldu. En azından 16 olur diye bekliyordum. Tabi herkesin kendi hayatı var falan filan
2 tane daha evren olur ve sonra biter fazla uzatmaya gerek yok.
Neyse
•••
|Kalan süre; 6 gün|
(YAZARIN ANLATIMINDAN)
Güneşin acımasız ışınları Kusuo'yu uyandırmaya yetmişti. Küçük çocuk gözlerini açmadan yerinde gerinmiş ve ortalığa küçük bir inleme bırakmıştı. Gözünü rahatsız eden çapaklarını elinin tersi ile silmiş ve gözlerini açmıştı. İlk bir kaç saniye masmavi gökyüzüyü izlemiş sonra ise yüzü şaşkınlık ifadesine bürünmüştü.
Şaka! Lanet olsun! Bu nasıl bir şey! ~Kusuo
Bir evin damında uyanmıştı. Hafif aşağıya baktığında ise insanların oradan oraya koşuşturduğunu görmüştü.
Geri dönmenin yollarını düşünmeye başlamıştı. Işınlanmak gayet makuldu ama bilmediği bir yerden bilmediği bir yere nasıl ışınlanacaktı ki? Eğer havada uçacaksa görünmez olması gerekiyordu. İçinden bir çok kez lanet etmiş ve görünmez olup uçmaya başlamıştı. Doğru yola gittiği ise... Orası kesin değildi.
Biraz daha yukarı çıkmış ve duru görüşünü kullanmıştı. İnsanların olduğu yerden yaklaşık 10 kilometre ilerisinde bir sınır duvarı vardı. İlkten neden duvar olduğunu anlamamıştı ama sonrasında ise gördüğü gri yaratıklar ona cevap olmuştu. Midesi bulanmıştı. Onlar ne biçim bir şeydi?
Etrafta bir oraya bir buraya koşturuyor, karşısına çıkan her ağacı yıkıyorlardı.
Oraya doğru uçmuştu Kusuo. Daha yakından izlemek istiyordu. Yanına daha da gittiğinde birisinin ağzından kendi ismini duymuştu.
Eğer Kusuo'yu bulamazsanız hepinizi öldürürüm!~?
Güçlerini, küçük olduğu için doğru düzgün kullanamıyordu ve bu kesinlikle dezavantajdı. İyi yönden bakar ise doğru yolda gibi duruyordu. Az daha ilerisine bakmıştı. Başka bir duvar daha vardı ve onun ilerisinde ise büyükçe bir ev vardı. Evin önünde ise bir kadın ve kucağında ise bir bebek vardı. Bu kadın dün gördüğü kadındı. Doğru yolu bulmuştu.
Kadın elindeki pusulaya benzer bir şeye bakmıştı. Endişeli gözüküyordu. Çünkü küçük çocuk hemen dibinde gözüküyordu ama onu hiçbir yerde bulamıyorlardı.
Kusuo kendisini evin arkasına ışınlamış ve yavaş yavaş yürüyerek kadının yanına gelmişti. Kadın kucağındaki bebeğe dikkat ederek eğilmiş ve tek eli ile Kusuo'nun omzunu tutmuştu.
Nerelerdeydin?! Başına bir şey geldi diye çok korktum. Ayrıca arkadaşların da çok üzüldü. Hadi eve gidelim.~İsabella
Çocuğu sırtından ittirerek içeriye doğru götürmüştü. Kusuo ise olanları kavramaya çalışıyordu. Girişe geldiklerinde diğer çocuklar onun etrafını sarmalamış ve onu soru yağmuruna tutmuşlardı.
~Öğleden Sonra~
Ne yani? Siz bu evin dışında başka bir duvar ve onun hemen altında da bir uçurum olduğunu bilmiyor musunuz?~Kusuo
Kusuo etrafındaki küçük çocuklara bu sabah gördüklerini anlatıyordu. Neden anlattığını ise bilmiyordu. Sadece birilerine söylemez ise kesinlikle patlayacaktı. Küçük çocuklar ona garip bir şekilde bakmış ve sonrasında ise gitmişlerdi.
HEY! NEREYE GİDİYORSUNUZ? BANA İNANMIYOR MUSUNUZ?~Kusuo
Diğer çocuklar hiçbir şey dememiş ve gitmişti. Kusuo odada yalnız kalmıştı. Çocuklar kendi içlerinden dalga geçiyordu Kusuo ile. Ancak bunu umursamadı. Onun daha önemli işleri vardı.
Sadece hiçbir yanlış yapmadan bu işi bitirmek istiyordu. Yatağından inmiş ve dışarıya çıkmıştı. Bir ağacın altına oturmuş ve gözlerini şaşı yapmıştı. Duru görüşü ile her yere bakmıştı. O canavarların buraya geleceğinden endişeleniyordu.
O kadar dikkatle işini yapıyordu ki Emma'nın yanına geldiğini farketmemişti bile.
Öyle ne yapıyorsun?~Emma
Kusuo hafif çığlık atmış ve hemen toparlamıştı kendisini. Gözlüğünü düzeltmiş(her ihtimale karşı gözlük almıştı) ve vereceği cevabı yeniden düşünmüştü.
Canavarlara bakıyorum. Buraya gelirlerse hepimizi yerler.~Kusuo
Tabiki de Emma'nın inanmasını beklemiyordu ama kızın yüzündeki ifadeyi gördüğünde olan biten her şeyi bildiğini anlamıştı. Sertçe yutkunmuştu kız. Gözlerini kaçırmış ve diyecek bir şeyler aramıştı.
Yanıma otursana.~Kusuo
Kız oturmuştu.
Sana söylemem gereken bir şey var. Ama hiçbir tepki vermemen gerekiyor. Anladıysan sadece başını salla.~Kusuo
Kız başını sallamış ve susmuştu. Kusuo ise telepati yolu ile kızla iletişime geçmişti.
Ben aslında bu evrenden değilim. Sizi kurtarmak için geldim. Aslında kendi iradem ile gelmedim, sadece... Buralar karışık. Burada garip şeyler dönüyor. Bunu bir hafta içinde çözmemiz lazım. Şimdilik sadece geceyi bekleyelim. Eğer anladıysan diğer çocukların yanına git.~Kusuo
Emma düşünceli bir şekilde kalkmış ve diğer çocukların yanına gitmişti. Sadece bir gün içinde neler görmüş ve duymuştu. Bu on bir yaşındaki bir çocuk için fazlaydı. Yanına Norman geldiğinde ona da sessizce olan biteni anlatmıştı.
Norman istem dışı bir şekilde Kusuo'ya bakmıştı. Göz göze geldiklerinde ise kaşlarını çatmıştı.
Ne var?~Kusuo
Tabiki de telepati ile konuşmuştu.
Ne? Nasıl? Cidden doğru muydu yani?~Norman
Çok fazla düşünüyorsun. Bu şeyleri senin düşünmene gerek yok. Her şeyi ben halledeceğim. Siz sadece bana ayak uydurun.~Kusuo
Sadece bir veletsin!~Norman
Sensin velet. ~Kusuo
Evin önünde duran İsabella çanı çalmış ve herkesi içeriye sokmuştu. Akşam yemeği yenecek ve sonra yataklara gidilecekti.
Kusuo, Emma ve Norman ise gece yarısı, herkes uyuduktan sonra buluşacaklardı. Gece yarısını iple çekiyordu Kusuo. Ancak unuttuğu bir şey vardı. Yatağı...
•••
BÖLÜM SONU
Eger bir önceki hikâyeyi okumadıysanız onu okuyun ve vote verin lütfen.
Yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
Vote verirseniz daha da sevinirim 🤗❤️
Şimdiden teşekkürler 🌹
İyi günler dilerim herkese
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAİKİ K:EVREN YOLCULUĞU
FanficSonucunda sen ölecek olsan bile canım kardeşim... Seni yeneceğim.~Kusuke Saiki (KİTAP KAPAĞI BANA AİTTİR.KENDİ ÇİZİMİMDİR.) VOTE VERMEYECEKSENİZ OKUMAYIN LÜTFEN. BEN BABAMIN HAYRINA YAZMIYORUM #1 thepromiseneverland #7 Emma #8 İzuku #3 Saiki #2 Kus...