"Bebeğim şu kravatı bana bir bağlar mısın?"
Diyerek banyoya girdi Minho, bir saattir internette gördüğü kravat bağlama şekliyle uğraşıyordu. Jisung onun telefondan gösterdiği adım adım nasıl bağlayacağını anlatan görsele kara kara baktı bir eliyle kendi elbisesiyle uyumlu kırmızı saten kravatı parmakları arasında okşarken. İçinden çıkamayacağına karar verince dudaklarını büzerek kravatı Minho'nun boynundan çekip çıkardı.
"Bence sana saten gömlek giydirelim ve kravatı unutalım. Nasıl fikir?"
"Hıı, Seungmin gebertsin beni sonra kravat takmıyorum diye."
"Önce beni çiğnemesi lazım bebeğim."
Dedi Jisung otuz iki diş sırıtarak. Minho bunun üzerine çarpık bir şekilde sırıtmış, ellerini Jisung'un ince beline koymuştu.
"Seni de gördüğünde öldürecek ya, sonra Minho uyarmıştı dersin."
Jisung dudaklarını büzerek kollarını onun boynuna doladı, birbirlerine sarılırken yüzleri de yaklaşmıştı.
"Ondan daha seksi olmak benim suçum değil."
Dedi yapmacık bir ciddiyetle, Minho dayanamamış ve sırıtarak dudaklarını birleştirmişti. Ateşlenmeye çok müsait bir öpücüktü bu dilleri birbirlerinin üzerinden kayarken, iş bu kadar ciddi olmasa zaten Jisung çoktan Minho'nun üstüne atlamıştı.
"Seksiliğini bu kadar sokma gözümüze o zaman, kendimi tutamıyorum."
Dedi Minho öpücüklerin arasında, elini Jisung'un dekolteli sırtına kaydırmıştı. Küçüğü keyifle kendini ona bastırırken Minho da içini çekti, sertçe çekiştirdi onun alt dudağını dişleriyle.
"Yemek istiyorum seni."
"Afterpartyde yaparız bi kaçamak."
Diye önerdi Jisung, burnunu Minho'nun burnuna sürtüp bir daha öptü dudaklarından, yumuşak bir şekilde. Birbirlerinden ayrılırlarken Minho onun elbisesinin ucunu kavradı, şarap kırmızısı saten kumaşı okşadı Jisung'un onun kravatına yaptığı gibi.
"Ciddiyim, alamam seni Seungmin'in elinden."
"Elbise giyeceğimi söylemiştim zaten, o da tamam dedi."
"İyi de çok güzelsin."
Dedi Minho, Jisung bir kahkaha patlatmış, utanarak omuz atmıştı sevgilisine.
"Flört etme artık benimle de git yeni bir kombin yap, ordaki en süper çiftin biz olmamız lazım."
Dedi Jisung kararlı bir şekilde, Minho ise kahkaha atmış, ardından dediğini yaparak yatak odalarına geri dönmüştü. İyice büyümüş olan Minsung da Minho kapıdan çıkarken banyoya girip çamaşır sepetinin üzerine atladı, Jisung'un hazırlanmasını seyretmeye koyuldu.
Eskiden de ara sıra elbise ve etek giyse de Minho'nun desteği ve kıyafetlerini cinselleştirmeden onu olumlamasının yardımlarıyla artık hiç düşünmeden giyebiliyordu feminen kıyafetlerini. Zaten Minho'nun derdi üstündekiyle değil giyeniyleydi, Jisung'u çekici bulması için fazladan bir çabaya ihtiyacı yoktu.
Sonunda saçını yapmayı bitirip banyodan çıktığında Minho'yu aynanın önünde bağdaş kurmuş makyaj yaparken bulmuştu, peşinden gelen Minsung sevgilisinin far paletinin üzerine atlamasın diye kediyi kapıp kapının dışına koydu çabucak minik patilinin bütün isyanlarına rağmen.
Minho'nun kedileri ailesinin evindeydi bu ay, Minsung da kardeşleri olmadığı için sürekli onlara sırnaşıyordu ilgi için. Jisung Minho'nun arkasına oturup göğsünü onun çıplak sırtına yapıştırdı, kollarını beline sarıp başını omzuna yasladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️ minsung • love and other drugs (texting)
Hayran Kurguhan jisung'un yan odası ürpertici derecede sessizdi. --- jisung: pardon ben 282inci odada kalıyorum da benim yan odam boş mu? bir arkadaşım soruyor da yönetim: yan odanızda dört yıldır lee minho adlı öğrencimiz kalmaktadır. jisung: anladım teşekkürl...