"Kendinden niye bu denli nefret ediyorsun, Jisung?" ellerini, karşısında ağlayan bedenin elleriyle birleştirirken konuştu Chris.
"Yaşamam yetmez mi?" yerde sabitlediği bakışlarını yukarıya çıkardı. Ağladığı için parlak gözleri, Chris'in dolu gözleri ile buluştuğunda küçük bir tebessüm etmişti.
"Her seferinde nasıl kötü olduğumu hissedebiliyorsun chris hyung. anlamıyorum."
"Bunu canını sıkmak için söylemek istemiyorum ama sen her zaman böylesin. İçim içimi yiyor sana bir şey olacak diye. Biliyorsun, annen ve babamın bana verdiği en değerli kişisin. Jun'da öyle tabi ki ama sen ayrısın Jisung."
Hâlâ ağlamaklı çıkan sesi ile konuşmaya başlamıştı Jisung.
"Sana minnettarım hyung. Her seferinde bana yardım ettin, ediyorsunda. Ne zaman kötü hissetsem dibimde bitiyorsun. Bu beni mutlu ediyor. Kendimi değerli hissetmeme neden oluyor."
"Sen benim için bir tanesin Jisung."
"Hyung, iyiki varsın."
"Sende öyle hanji."
Sarılmış ve bir süre öyle durmuşlardı. Jisung'un annesi ve babası vefat etmeden önce dilekleri Chris'in onu korumasıydı. Çünkü tek güvendikleri kendisiydi. Ölüm döşeğinde bile oğullarını düşünen, belki de en örnek aileydiler.
Annesi kanserden vefat etmişti. Babası ise trafik kazası. Aralarında 2 ay vardı hemen hemen. Tabi bu Jun ve Jisung için büyük bir travmaydı. İkisinide, hayattaki önemli kişileride kısa süre aralıkla kaybetmiş olmalarından dolayı zar zor kendilerine gelmişlerdi.
"Şimdi uyuyalım ne dersin?"
"Uykum yok ama hyung."
"Gözlerin öyle söylemiyor Jisung. Yürü yatağa bakalım."
Jisung, oflayarak oturduğu koltuktan kalkmış, son kez chris'e bakıp, gülmüştü.
"Tamam Hyung~"
×××
saat gece, 01.00
jisung'tanBir türlü uyuyamamış, kötü düşüncelerden arınamamıştım. Hepsi kafamın içinde dolanırken nasıl uyuyabilirdim ki?
Yorgun bedenimin her geçen gün daha yorulduğunu hissediyorum. Elimden de bir şey gelmiyor. İlaçlarım artık fayda etmiyor. Halbuki doktor dozlarını yükseltmişti. Ah ne fayda.
Kötüyüm. Kötü hissediyorum. Nefes alış verişlerim canımı yakıyor. Gözlerim hep şiş ve ağrılı. Üstelik kırmızılar. Göz altlarım mosmor ve buna kapatıcı bile yardımcı olmuyor.
Küçücük bir şeyde sinirleniyorum, istemeden karşı tarafa zarar veriyorum. Kendime gelmem uzun sürüyor. Uyanmak istemiyorum. Çünkü uyandığımda sanki bütün her şey baştan başlıyor gibi hissediyorum. Başlıyorda. Her gün aynılarını yaşamaktan yoruldum.
Kalp çarpıntılarım bitmiyor, artıyordu.
Bu düşünceler hâlâ beynimin içindeyken nasıl uyuyabilirdim.
Herkes bir şekilde beni anlamaya çalışıyor. Anlamıyorlar.
Tanrı, beni yanına alsın diye yalvardığım gecelerden nefret ediyorum. Yaşamaktan nefret ediyorum. Nefes almaktan nefret ediyorum. Bütün benliğim ile her şeyden nefret ediyorum. Kendimden de nefret ediyorum.
İnsanlar güldüğünde kıskanıyorum. Ben gülemiyorum çünkü.
Bu düşüncelerden uzaklaşmak istiyorum. Yapamıyorum. Bu beni deli ediyor.
Bir sefer bıkkınlık ile nefes almış ardından telefonumu eline almıştım. Belki de şu bana yazan çocuğa yazarsam cevap verirdi.
jisquirrelsung
hey
minho
(iletildi, 1.50)Uyuyor musun ki?
(iletildi, 1.50)pf
neyse iyi geceler
benim aksime rahat bir uyku çek
(iletildi, 1.51)jisquirrelsung çevrimdışı
-----------------------------------------------------------------
bu düşüncelerin sahibi ben olmamda şaşırtıcı
Neyse
optum
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
silent cry, minsung
FanfictionMinho'nun Instagram'da bulduğu bir hesap dikkatini çeker. !!!angst!!!