Kerem aktürkoğlu
Bilgi: hamileliğinizin 6. Ayını doldurmak üzeresiniz, doktorunuz sık sık hareket edip yürümenizi söylediğini düşünün..
-
" Ya kerem bırak beni lütfen eve gidelim yürümek istemiyorum." diyerek ağlayacak raddeye gelmiştin. Çünkü hareket etmekten nefret ediyordun. Evde uyumak ve en sevdiğin yemekleri yemek istiyordun.
" Hayır güzelim yürüyüş yapmamız lazım duymadın mı doktoru?" oflayarak saate baktın.
"Saat sabahın 7.30'u kerem ne yürüyüşü? Hem son aylarında dedi ben daha 6 aylık hamileyim." Kerem ellerini tutarken karşına geçti.
" Yedi ayına girmene sadece altı gün kaldı ve sen evde oturmaktan başka bir şey yapmıyorsun ben antrenmana gidince ve dönünce hala aynı yerde oturuyorsun . olmaz izin vermiyorum . Bugün senin için izin aldım geziyoruz , yürüyoruz ve seni kahvaltıya götürüyorum." hızlıca söylediklerini kafanda sindiririken gözlerini doldurmaya çalıştın.
Kerem ofladı ve elini sırtına yerleştirdi.
" Annem ve senin anneni arayıp evde seni bakmalarını söylerim. Ciddiyim yaparım bunu " tam o lafı duyduğun an kereme ani bir dönüş yaptın.
"Sakın kerem , valla seni öldürürüm. En son geldiklerinde bir günde tam tamına 3,5 kilo aldım bebek içeride yemekten ve değişik içeceklerden iflas ediyordu. Biz yürüyüş yapalım en iyisi." diyerek keremin koluna girdin.
İleride olan parkı gösterdin. " Oraya kadar yürüsem yeterli ve ben açım aç bana yemek almamız lazım ." Kerem kahkaha attı.
" Tamam kabul." dediğinde güldün.
Parka doğru yürümeye başladınız.
Arada sırtına ağrı girsede sessizce yürüyordun. Hiç iki anneye katlanmaya niyetin yoktu.
Keremdi bu sözü sözdü.
Parka doğru geldiğinizde banka doğru oturduk.
" Bir yıla kalmadan burada eğlendireceğimiz biri olacak." dediğinde kerem sana bakıp güldü ve yanağını öptü.
" Acaba kime benziyor en merak ettiğim soru bu." Keremin dediği ile güldün.
" Öncellikle en çok kime bakarsan ona benzermiş diyorlar bence kesinlikle babası olacak bir kızımız var." Kerem elini karnına koydu.
" Sen anneni dinleme , aynı annene benze kızım." dediğinde hafifçe güldün ve hemen gözlerin doldu. Kerem kafasını kaldırdığı sırada dolan gözlerini gördü.
"Yine mi gözlerin doldu?"
" Hormonlar kerem,hormonlar ve ben açım ." dediğinde, kerem kahkaha atmaya başladı.
" Tamam sen burada bekle arabayı alıp geliyorum." dediğinde kafa salladın ve giden eşine baktın.
Yıllar önce onunla o bankta tanışıp onun derdini dinlemeseydin belki şuan bu bankta çocuğunuzun doğması için aylar sayamazdınız.
O sizin en büyük duanızdı,En büyük hayaliniz.
Düşüncelere dalmışken yanında sana doğru ilerleyen kerem'i gördün.
" Ne çabuk geldin?"
" Araba şu tarafta ya güzelim." dediğinde elini uzatan keremin elini tutarak ayağa kalktın.
"Hadi yemeğe gidelim."dediğinde kerem kafasını salladı ve sana kapıyı açtı. Oturduktan sonra sahilde bir kafeye geldiniz. Manzarası aşırı güzeldi.
Oturduğun sırada gelen menüde en sevdiğin kahvaltı tabağını ve portakal suyunu sipariş ettin. Kerem de aynı tabaktan ve senin canın kahve çekmesin diye portakal suyu sipariş etti.
"Hala isim düşünemedik kerem." diyerek gelen tabağına baktın.
" Bu kararı sana bıraktım." Kafanı iki yana salladın.
" Beraber seçeceğiz ama demiştim."dediğinde kerem derin nefes aldı.
" Ben isim seçmeyi beceremem ."
" Becerirsin niye beceremeyesin ya alt tarafı kalbinden geçen bir isim söyleyeceksin." dediğinde kerem güldü.
"Bal." O sıra elinde olan ballı ekmeği ağzına attın.
" Balımı uzatayım?" dediğinde güldü ve cevap verdi.
" Bal, kızımızın ismi bal olsun." O sıra kahkaha attın.
" Hmm şunu bir düzeltelim. Balın'a ne dersin?" Kerem güldü ve kafa salladı.
" Balın aktürkoğlu, şimdiden hoş geldin hayatımıza."
Kerem ile gülerek kahvaltınızı yaptınız.
Hayat onu bulman kadar güzel olabiliyordu..
Balın: Sevgili, sevilen.
Bugün bir kaç bölüm daha atarım.
Hiç yorum yapmıyorsunuz:(
Üzülmek
Öpüldünüz:)
