Zevkin En Koyu Tonu (+18)

Bölüm 9 (+18)

"Akşam için bir şeyler hazırlarsın artık."

"Tabi, hazırlarım ne istersin?"

"Bana fark etmez sen ne istersen ben onu yerim."

"Hımm."

Aslında bunu biraz fesat anlamıştım ama belli etmek istemedim.

"Fırında Balık mu yapsak?"

"Balım ne istersen yap demiştim."

"Peki."

"Dolapta Balık var mı peki?"

"Bilmem bakayım."

Dolaba yöneldi ve içine iyice baktı.

"Varmış."

"Tamam hazırlayalım o zaman."

Balık güzelce yıkadıktan sonra üzerine güzel bir sos yaptım.

"Sarımsakları soyar mısın? Kokmasını istemeyiz."

"Tamam."

Sarımsakları güzelce soyup yıkadı ve bana uzattı.

"Teşekkürler."

Balığı sosladım ve içine sarımsakları attım. Tamamen hazır olduğunda fırına atıp pişmesini bekledim.

"Yanına salata mı yapsam?"

"Yap bakalım."

Dolaptan malzemeleri çıkardım ve doğrama başladım.

Onur arkamdan sessizce geldi ve yaklaştı.

"Ellerini ve bıçağı bu kadar güzel kullanabileceğini düşünmezdim."

"Ben bu ellerle daha neler yapabilirim bilemezsin."

"Bilmek isterim."

Bunu kulağıma nefesini üfleyerek söylediği için  ürperdim.

Cevap vermek istedim ama sesimin kısık çıkacağından emindim.

"Öğretirim."

Elini belime doladı ve bana kendini iyice yasladı.

"Şansını çok zorluyorsun umarım pişman olmazsın. "

" Pişman olacağımı sanmıyorum."

Arkamdan çıktı ve tekrar masaya oturdu.

"Eee nerede kaldı bizim balık."

"5 dakikası kaldı hazır olur şimdi."

Sonunda balık hazır olduğunda masayı kurdum. Balık ve salatayı da koyduktan sonra masaya göz gezdirdim ve içecekleri getirmeyi unuttuğumu fark ettim.

Dllaba iyice göz gezdirdim ama su hariç hiç bir şey yoktu bende suyu kapıp masaya götürdüm.

" Ne yani su içeceğimizi mi düşündün."

Mutfaktan çıktı ve gitti. Geri döndüğünde eline viski ve iki kadeh vardı. Viskiyi açtı ve kadehlere doldurdu.

"Al bakalım."

Kadehi elinden aldım ve bir yudum içip önüme bıraktım.

Masada ikimizde hiç bir şey konuşmadık sessizce masayı topladık ve bulaşıkları yıkadım.

Salondaki L koltuğa uzandım ve ailemi düşünmeye başladım. Babamı...

Hep çok gaddar bir adam olmuştu sürekli bize  kurallar koyar ve yasakladığı şeyleri kendisi yapardı. Belki belirli bir yaşa geldiğinde vazgeçer diye yıllarca sabretmiştik ona ama hiç bir zaman değişmedi.