Bölüm 20

1.6K 21 6
                                    

Yatağıma uzanmış ve öylece dünü düşünürken odamın kapısı çaldı ve içeriye annem girdi.

"Kızım babanın iş ortakları ve aileleriyle  bir yemeğe çıkmamız gerekecek hazırlanmaya başla."

"Ne? Ben ben gelmek istemiyorum."

"Ne demek gelmek istemiyorum kızım. Babanı biliyorsun ikimizde onu sinirlendirmek istemeyiz."

"Off tamam hazırlanırım ama sen söyle bütün bir akşam gidip mum gibi dikilmek kime cezbedici gelebilir ki."

"Mızmızlanma da hazırlanmaya başla."

"Tamam."

Annem kapıyı kapattı ve beni kendimle baş başa bıraktı.
O sırada telefonum çaldı ve Onur 'un aradığını gördüm.

"Alo."

"Cama çıkta güzel yüzünü göreyim."

Her ne kadar heyecanlanmış olsam da gülme isteğim yoktu.

Güneşliği açtım ve cama çıktım Onur ise camın altında durmuş kimseye bir şey çaktırmamaya çalışarak camıma bakıyordu.

"Ne o yüzünden düşen bin parça."

"Bu akşam babamın iş ortaklarının aileleriyle bir yemeğe çıkılacakmış resmen zorla götürecekler beni."

Onur 'un hafiften de olsa gerilediğini fark ettim.

"Yaa sıkma canını bu kadar 1 - 2 saat oturur gelirsin."

"İyi de kim 2 saat boyunca mum gibi durmak ya da konuşmayıp sus pus oturmak ister ki."

"Neden konuşmuyor musunuz?"

"Babamlar konuşuyor genelde biz sadece dinleyiciyiz."

"Hımm babanı ikna etmeye çalışırım o zaman."

"Ne için?"

"Yemeği senin için daha güzel bir hâle getirmek için belki bende gelirim."

"İyi de ortaklar ve aileleri davetli."

"Orası kolay canım korumanım ben senin kendine gel."

"Haa o mesele."

Kıkırdamaya başladım.

"Hahh söyle gül ya."

"Neyse hazırlanayım ben görüşürüz."

"Hazırlan bakalım görüşürüz."

Hemen içeriye girdim ve Onur da bu akşam ki yemekte olacakmış gibi mutlulukla hazırlanmaya başladım.

Üzerime giydiğim mini gümüş renkli ve derin sırt dekolteli elbiseyi giyip saçlarımı hafif dalgalandırdım, makyajımı da hafif tutmaya çalışıp elbiseme uyacağından adım kadar emin olduğum kırmızı rujumu sürüp hangi ayakkabımı giyeceğimi uzun uzun düşündüm.
Gözüme elbisemle uyumlu uzun bantlı  ayakkabımdan başkası çarpmadı.
Ayakkabıyı giydim ve bantlarını bileklerimden itibaren sarmaya başladım.

Küpe ve bilekliklerimi de taktıktan sonra aklıma babamın geçen yaş günümde hediye ettiği elmas kelebek kolye geldi çekmeceden onu alıp boynuma takmayı denedim fakat beceremedim.

Kapıyı açtım ve anneme seslendim ;

"Anne! Bir dakikalığına odama gelir misin?"

Bir süre cevap bekledim ama kimse cevap vermedi.

"Anne!"

"Efendim kızım."

"Odama gelir misin?"

"Geliyorum hemen bekle."

Kapıyı kapattım ve annem gelene kadar aynanın karşısında kendi etrafımda dönmeye başladım. Kendime özenmiştim ve buna değmişti.

"Geldim kızım ne oldu?"

"Şu kolyemi takar mısın?"

"Tamam dön arkanı."

Arkamı döndüm ve annemin kolyemi takmasını bekledim.

"Ayy Allahım ne de güzel doğurmuşum ben böyle tıpkı annesinin kızı."

Kıkırdadım ve anneme sarıldım.

"Utandırma lütfen."

"Tamam tamam sustum."

Annemde gülmeye başladı bir süre öylece güldük ama annem bir anda gülmesini kesip ağlamaya başladı.

Bu da beni bayağı telaşlandırdı.

"Anne ne oldu?"

"Hiiç."

"Ee neden ağlıyorsun?"

"Güzelliğine."

"Yaa anne saçmalama lütfen böyle bir şey için ağlanır mı?"

" Anne olunca anlarsın kızım. "

"Gel böyle."

Onu tekrar kollarıma çağırdım ve sıkıca sarıldım.

"Tamam tamam sustum hadi." deyip kollarımdan çıktı.

"Tamam."

"Birazdan çıkarız aşağıya in istersen."

"Olur kürkümü alayım geliyorum."

"Tamam kızım."

Kürkümü de uzun uğraşlar sonucu buldum ve alıp aynanın karşısına geçtim onu da giyip üzerime tam oturması için iyice düzeltip çantamı aldım. Bizimkilerin çoktan çıktığını düşünüp hızlıca çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım.

Merdivenleri tek tek indim ve bizimkiler çıkarken yakaladım.

"Hah geldin sonunda kızım gerçi biz topuk sesinden anlaşmıştık geldiğini."

O sırada babamın soğuk sesi annemi böldü.

"Çok güzel olmuşsun."

"Teşekkür ederim."

"Ee hadi çıkalım artık."

Evden çıktık ama sürücü koltuğuna babam geçti.

Bu da gösteriyordu ki Onur bizimle gelmeyecekti.

Annem ön bense arka koltuğa oturdum.

Hemen Onur ' a mesaj attım.

"Demek gelmiyorsun."

Çok zaman geçmeden Onur mesaj attı.

"Maalesef güzelim ama bu orada görüşmeyeceğimiz anlamına gelmez ;)"

"Ne gibi planların var? "

"İzle görürsün."

Hafifce gülümsedim ve telefonumu çantama koydum bu lanet yemeğe yol boyunca kendimi hazırlayacaktım.

Zevkin En Koyu Tonu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin